Neşe Aytugan Gül Yazdı: "Bireysel ve Kollektif Vicdan"

VİCDAN

Davranışlarımızı neyin yönlendirdiğini, bize neyin doğru, neyin yanlış olduğunu, yapmamız ve yapmamamız gerekenleri söyleyenin ne olduğunu sorguladığımızda, “vicdan” adı verilen içsel duyumla karşılaşırız. Hangi değerlerin izlenmesi, hangilerinin izlenmemesi gerektiğini bize aklın vicdan mekanizması bildirir.

Peki, bu değerleri nasıl ediniriz? Başlıca kaynak ailemiz ve özellikle ebeveynimizdir. Çaresiz ve bilgisiz olarak doğarız. Ailemiz hayatta kalmamızı ister ve bize “doğru” büyümemiz, “doğru” davranışlar edinmemiz, “doğru” şeyler yapmamız için yönlendirir. Topluluğun yeni bir üyesi olarak kabul görmemizi ve uyum sağlamamızı ister. Şekerleme kağıtlarını yan bahçeye attığınızda, bağırarak bahçede oynadığınızda ya da oyuncaklarınızı komşunun garaj kapısında unuttuğunuzda ana babanızın komşular ne diyecek diye nasıl endişelendiklerini hatırlıyor musunuz? Ya da annenizin yüzündeki panik ifadesini? Aslında yaşadıkları korkunun nedeni, kapı komşusundan çok, derinlerde yükselip vicdanı harekete geçiren hayatta kalma güdüsüdür. Altta yatan asıl korku, hem kendileri hem de çocuklarının sosyal tecride uğraması ve reddedilmesidir.

Reddedilmek, kollektif hafızanın bilinçaltı düzleminde ölüm anlamına gelir.

 

>>>>>TIKLAYINIZ