Antalya Büyükşehir Belediyesine Çağrımızdır

Halkımız 31 Mart yerel seçimlerinde tek adam rejiminin karşısında demokrasi; baskının, adaletsizliğin karşısında adalet talebini bir kez daha gösterdi. Ülkemizin ve kentlerimizin yağma, talan politikalarıyla yönetilmesine iktidara ve yandaşlarına peşkeş çekilmesine hayır dedi. Bundan sonrası için ülkemizde yaşayan her yurttaşın yeni seçilen yerel yönetimlerden beklentisi ve talebi ise açıktır. Bu, halkçı, demokratik bir yerel yönetim biçiminin; sermayeyi ve kendi çıkar ağlarını değil emeği ve halkın haklarını koruyan politikaların hayata geçirilmesidir. Kazanılan belediyelerde bu anlayışla hareket edilmediğinde kazanımların kalıcı hale gelmeyeceği açıktır. Göreve yeni başlayan yönetimlerin önünde zorlu bir dönem olduğunu biliyoruz. AKP-Saray iktidarının kaybettiği yerel yönetimleri türlü engellemelerle baskılamaya çalışacağı da ortadadır. Bu saldırı da ancak halkın örgütlü biçimlerde kentine ve haklarına sahip çıkması ve söz ve karar hakkı sahibi olabileceği yerel yönetimleri pozitif anlamda kuşatması ile boşa çıkarılabilir. 31 Mart seçimleri ve kazanılan yerel yönetimler ülkemizin bugünü ve geleceği açısından önemli olanaklar yaratmaktadır. Bu nedenle kazanılan hiçbir yerde “kötü deneyim” oluşturma “lüksü” olmadığını hatırlatmak istiyoruz. Geçmişle hesaplaşmak geleceği kurmak için vazgeçilmezdir Bugüne kadar yerel yönetimlerde halka, doğaya, kente ve emeğe karşı işlenen suçların üzerinin örtülmemesi, geçmişe sünger çekilmemesi ve hesap sorulması bundan sonra aynı suçların kimse tarafından tekrarlanmayacağı bir zeminin oluşturulması için kritik önemdedir. Antalya Büyükşehir belediye başkanı Muhittin Böcek 100. Gün açıklamasında belediyenin 6 milyar 206 milyon borçlandırıldığını söylemiştir. Sadece Boğa Çayına yapılan 131 milyonluk akıl dışı harcama ve Konyaaltı Sahiline harcanan 254 milyon Tl lik rakamlarını açıklamıştır. Ancak Antalyalıların sırtına yıkılan Başkent Ankara’da bile olmayan kişi başı 2.558 TL borcun tam olarak nasıl oluşturulduğu açıklanmamıştır. AKP’li belediyelere özgü, israf, yolsuzluk, yandaş kayırma, kamuyu zarara uğratma vb. işlerden hangileri Antalya’da nasıl yaşanmıştır. Büyükşehir belediyesi geçen dönemin bütün faaliyetlerini kalem kalem kamuoyuna açıklamalıdır. Ört bas etmek ya da üstün körü açıklamalar karşı tarafın elini güçlendirmekte arsızca açıklamalar yayınlamasına zemin oluşturmaktadır. Kamuoyunun son beş yılda yapılanları öğrenme hakkı vardır ve açıklanmalıdır. Hiçbir vatandaşımız ödeyemeyeceği bir borca kendi ev ekonomisini sokmazken Antalya belediyesi neden ve nasıl bu kadar borçlanabilmiştir? 130 Milyon TL harcanan Antalya’nın en gereksiz ve Konyaaltı Sahiline zararlı Boğa Çayı projesinde bu kadar yüksek maliyet nasıl oluşmuştur? Kamulaştırmasız el atma yoluyla 14 dönüm araziye bu proje çerçevesinde el konulmuştur ve davalıktır. O bölge de arsa fiyatları kamuoyunun malumudur ve geride en az 130 milyon TL daha ödenecek borç var demektir. Böyle akla ve doğaya zarar bir proje için harcanan bu bedeller kamuyu zarara uğratmak değilmidir? İsrafın anlaşılabilmesi için örnek vermek gerekirse, Boğa Çayı için harcanan 131 milyon Tl ile 130 Belediye Otobüsü alınabilir, 10 Km Tramvay Hattı yapılabilir, 5500 Öğrenciye 4 Yıl boyunca, 500 Lira burs verilebilir ya da 2750 Kişilik Öğrenci Yurdu, 250 Kreş ve Çocuk Bakım Merkezi açılabilirdi. Antalya için rant amaçlı ya da siyasi kaygılarla değil halkın temel ihtiyaçlarını önceleyen projelere yönelinmelidir. Konyaaltı Sahiline zarar vereceği bilim insanları tarafından defalarca açıklanan Boğa Çayı projesinin yapay göl kısmı derhal iptal edilmelidir. Büyük bir borç yükü ile görevi devraldığınızı ve karşılaşacağınız güçlüklerin farkındayız. Halkevleri, halk/kamu yararına izlenen tüm politikalarda iktidar karşısında yanınızda olacaktır. Bununla birlikte halkın, kentin ve doğanın zararına atılacak her türlü adım da karşınızda duracaktır. Halkın çıkarlarını savunacaktır.