Gazipaşa Sahili Yok Olmasın

Asayiş 05.09.2020 - 20:33, Güncelleme: 16.11.2022 - 03:02 1896+ kez okundu.
 

Gazipaşa Sahili Yok Olmasın

Gazipaşa, kıyı şeridi uzunluğu yaklaşık olarak 50 kilometre olan, Antalya’nın kıyı ilçeleri arasında yoğun olarak kitlesel turizme açılmayan, doğal güzelliklerini, kültürünü koruyan, tarım ağırlıklı nadir ilçelerden biridir. Bu bölgenin Kıyı kesiminde herhangi bir mevcut yapılaşma bulunmayıp, sahil doğal görünümünü korumaktadır. Kıyı arkası bölgede ise ağırlıklı olarak tarım yapılmaktadır. GAZİPAŞA BELEDİYESİ ve ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI tarafından hazırlanmış planlar ile kıyı kesimi, tamamıyla Turizm Tesis Alanı olarak planlanmış, dolayısıyla tüm kıyı yapılaşmaya, ranta açılmıştır. Planlanan alan, Gazipaşa’ya bağlı mahallelerdir. Bölge, tepeler arasında kumsal alanlarına sahip kıyı bandıdır. Bölgede aynı zamanda, 2. 3. derece Doğal Sit Alanı ile Selinus Antik Kenti 1. ve 3. Derece Arkeolojik Sit alanı mevcuttur. Bölge, aynı zamanda Antalya-Gazipaşa Turizm Merkezi olarak ilan edilmiştir. Bölge kıyıları ve kumsallar Deniz Kaplumbağaları yuvalama ve etki alanı içinde kalmaktadır, ayrıca kıyılar Akdeniz Foklarının yaşama alanı içindedir. 18. Madde uygulaması ve dayanağı planlar ile Pazarcık ve Koru Mahallelerinin kıyı kesimi planlanmış ve Kıyı kesimi tamamen Turizm Tesis Alanı olarak planlanmıştır. PLANLAR İLE ENDER BULUNAN DOĞAL YAPI BOZULACAKTIR. III. Derece Doğal Sit Alanı olan bölgede yer alan Selinus plajı,  uzunluğu 2,5 km’yi, genişliği ise 150 m’yi bulan Gazipaşa’nın en büyük ve en kullanılan plajı olup sol tarafında, yükselti üzerinde ortaçağdan kalma bir kale ve aşağısındaki düzlükte Selinus antik kentinin kalıntıları vardır ve adını bu antik kentten almaktadır. Dağlardan akıp gelen Hacı Musa Çayı düzlükte kıvrılarak kumsalın doğu ucundan denize dökülür. Plajın bir ucunda yeni yapılan Yat Limanı, diğer yanında oldukça dik bir yükseltiden oluşan tepe üzerinde fazla derinliği olmayan ama oldukça büyük bir mağara bulunmaktadır. Bu mağara dağcılar için oldukça zevkli bir tırmanma alanı olarak değerlendirilmektedir. Koru sahili ise, doğal havuzlardan oluşan, ender görülen bir doğal alandır. Yörede “yalı taşı” denilen ilginç kayalar, akarsuların getirdiği doğal çimento maddesi ile taşın birleşip donmasıyla, tabakalar halinde sert kayalar biçiminde oluşan bu taşlar, doğal arıtma tesisi işlevi de gören çukurluklarda deniz suyu biriktiyor ve doğal havuzlar oluşturuyor. Doğal havuzlar, denizin bu kayalıklara ve havuzlara dalga ile gelip dönen suyunun da yabancı maddelerden temizlenmesini sağlamakta ve Gazipaşa sahillerinde denizin temizliğine ayrıca bir katkıda bulunmaktadır.  Ender bulunan olağanüstü güzellikleri nedeniyle doğal sit olarak tescillenen kıyı kesiminin, tamamen turizm tesis alanı olarak planlanması, sahilin otellerle dolmasına, yüksek yoğunluklu yapılaşmaya ve tüm bu doğal güzelliğin yok olmasına neden olacaktır. BÖLGENİN TURİZME AÇILMASI, NİTELİKLİ TARIM ALANLARININ DA YOK OLMASINA NEDEN OLACAKTIR. Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’nun kararından ve plan notlarından bölgede KORUNABİLMİŞ NİTELİKLİ TARIM alanları olduğu, halkın geçiminin buradan sağlandığı ortadadır. Bölgede, yoğun olarak muz üretimi yapılmakta ve yetiştirilen muzlar tüm dünyaya ihraç edilmektedir. Yine Gazipaşa, bu güne kadar yurtdışından yüksek bedeller ödenerek ithal edilen papaya, avakado, pepino, ejder meyvesi vb. birçok tropikal meyve çeşitlerinin yetiştirildiği ülkemizin ender bölgelerinden birisidir. Üretilen bu meyveler hem iç pazarda tüketilerek, hem de ihraç edilerek ekonomiye turizmden daha fazla katkı sağlamaktadır. Bölgenin turizme açılması ile bölgede turizm ağırlıklı nüfus artışı olacaktır. Büyük kapasiteli 5 yıldızlı otellerle dolu ve nüfus yoğunluğunun fazla olduğu Kemer, Serik, Manavgat, Alanya gibi turizm ağırlıklı yörelerdede görüldüğü üzere, gelen turizme hizmet için lokanta, çarşı, alışveriş merkezi, sağlık tesisleri, lojman, ikinci konut vb. gibi başka yapılaşmalar artarak tarım alanlarını yok edecektir. Tüm dünyada Covid-19 salgınının yaşandığı şu günlerde, tarım alanlarının önemi görülmektedir. Küresel iklim krizi ve ısınma açısından da, tarım alanlarının yok edilmemesi gerekliliği ortadadır. So n yıllarda mevcut tesislerin yatak sayısı artmasına karşın, gelen turist sayısı ve turizm gelirleri aynı oranda artmamıştır. Bu nedenle ilçe halkının geçim kaynağı olan, ülkemize büyük döviz girdisi sağlayan, ülkemiz ve gelecek kuşaklar ve insanlık için büyük önem arz eden önemli tarım alanlarının turizm adına feda edilmesinde KAMU YARARININ DA BULUNMADIĞINI düşünmekteyiz. PLANLAR İLE KIYILAR HALKIN KULLANIMINA KAPATILACAKTIR Planlar ile tüm kıyı, “Turizm Tesis Alanı” olarak planlanmış, her ne kadar yasa gereği planlarda sahil şeridinin ikinci 50 m.si GÜNÜBİRLİK ALAN olarak planlanmış ise deİLÇE HALKININ VE KONUKLARININ DENİZE GİRECEĞİ, KIYILARDAN FAYDALANACAĞI hiçbir alan planlanmamıştır. Tüm sahil şeridinin turizm tesis alanı olarak planlandığı düşünüldüğünde, tıpkı Kemerağzı, Kundu, Belek ve Kemer sahillerinde yaşandığı gibi, sahilin tamamen otel ve müşterilerine ait olacağı, oteller tarafından işgal edileceği ve halka kapatılacağı aşikardır. Açıklanan nedenlerle, halkın sahilden yararlanmasını engelleyen plan kararları, Anayasa ve 3621 Sayılı Kıyı Kanunu’na aykırı olup, kamu yararı da bulunmamaktadır. PLANLANAN ALAN KUMSALI, DENİZ KAPLUMBAĞALARI YUVALAMA ALANI İLE AKDENİZ FOKLARI YAŞAM ALANI İÇERİSİNDEDİR. TÜM BÖLGENİN TURİZM TESİS ALANI OLARAK YAPILAŞMAYA AÇILMASI NESLİ TÜKENMEKTE OLAN BU TÜRLERE ZARAR VERECEKTİR. Planlanan bölgede, tüm dünyada nesli ileri derecede tehlike altında sayılan Akdeniz Foku yaşamaktadır. Tüm dünyada popülasyonu 700 olarak varsayılan bu türün 100 tanesinin Türkiye’de yaşadığı düşünülmektedir. Aynı şekilde, Planlanan bölge, Caretta Caretta ev Chelenio türü Deniz Kaplumbağalarının yuvalama alanıdır ve Deniz Kaplumbağaları Yuvalama Alanları Koruma Ve Kullanma Koşulları'na tabidir.  Çevre Ve Orman Bakanlığı, Doğa Koruma Ve Milli Parklar genel Müdürlüğünün “Deniz Kaplumbağalarının Korunması” konulu 2019/10 sayılı Genelgesinde (EK 7), Gazipaşa, önemli deniz kaplumbağası yuvalama alanları içerisinde sayılmıştır.  Genelge de; yuvalama alanlarındaki yapılaşma koşulları tek tek sayılmış ve kumsallarda bu koşulların titizlikle uygulanması gerekliliği vurgulanmıştır. Bu tedbirlerden bazıları ; Kıyıdan her türlü kum alımının, çöp, curuf, moloz ve bazı katı ve sıvı atıkların dökülmesinin engellenmesi, Kumsalın sadece sabit iskelelerle ve bu iskelelerden denize girme ve güneşlenme amacıyla kullanılacağı, gece kumsalın kullanılmayacağı, Kıyıdan su sporlarının yapılamayacağı ve benzeri kısıtlamalar getirilmiştir.                        Plan kararları ile nesli tükenmekte olan Deniz Kaplumbağaları ve Akdeniz Fokları yaşam alanlarına müdahale edilmekte, Koruma tedbirlerine aykırı kararlar alınmakta ve Uluslararası sözleşmeler ihlal edilmektedir. DAVA KONUSU PLANLAR ŞEHİRCİLİK İLKELERİ VE PLANLAMA ESASLARINA DA AYKIRILIK TAŞIMAKTADIR. Şöyle ki; Planların hazırlanma sürecinde, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, halkın vs. görüşleri alınmamış, toplantılar düzenlenmemiş hatta planlamadan kimsenin haberi dahi olmamıştır. İlgili maddeye aykırı şekilde, adeta yangından mal kaçırırcasına hazırlanan ve onaylanan planların şekil yönünden de hatalı olduğunu düşünmekteyiz. Planlar ile Yüksek Yoğunluklu Yapılaşma kararı getirilmiştir. Pazarcı-Koru Mahalleleri Kıyı kesimi (Selinus Sahili)  ender bulunan doğal niteliği dikkate alınarak II. ve III. Derece Doğal Sit Alanı olarak belirlenmiş ve Koruma Kurulu Kararında; “Doğal Yapının Korunarak KONTROLLÜ YAPILAŞMANIN SAĞLANMASI” gerekçe gösterilmiştir. Ancak plan notları ile yapılaşma yoğunluğu 2 kat arttırılmış, kontrollü yapılaşma kavramının çok üstünde bir yapılaşma kararı getirilmiştir. Tüm sahil, Turizm Tesis Alanı olarak planlanmış, parseller arasında halkın denize ulaşacağı, uç noktasında otoparklarla desteklenmiş denizi dik kesen yollar ile bu yollarla kesişen denize paralel  yaya yolu (promenat yol) planlanmamıştır. Plan notları 2.1.1.8. maddesindeki 5000 m² altında parsel olamayacağı hükmü ile küçük parsel sahipleri parselini, turizm amaçlı kullanamayacağı için satmak zorunda kalacaktır. Bu plan notu, büyük tesislere yönelik alınmış bir karardır. Planlar kamu yararı amacıyla yapılır. Herhangi bir yatırımcının RANT BEKLENTİSİ UĞRUNA yapılamaz. Bu nedenle de dava konusu planlar kamu yararına aykırılık taşımaktadır. Turizm sadece yıldızlı otel anlayışı ile yapılmaz.  Antalya sahillerinde kapasitenin çok üstünde otel bulunmakta olup, son dönem krizlerle çoğu kapanmış yada kapanma noktasına gelmiş veya el değiştirmiş ve değiştirmektedir. Oysa son yıllarda tüm dünyada SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM olarak anılan yeni bir turizm anlayış benimsenmiştir. Gazipaşa’da da, tarım ile birlikte yürütülebilir, halkın katılabileceği bir turizm anlayışı ile planlanabilecekken,  parsel sınırlaması ile sadece büyük parsel sahiplerine ayrıcalıklı bir planlama ile bazı imkanlar tanınmış ve büyük bir haksız rant yaratılmıştır. Bu nedenle de planlar, ne planlama mantığı ne de şehircilik esasları ile bağdaşmaktadır. DAVA KONUSU PLANLAR, BAKANLIĞIN TURİZM ANLAYIŞI İLE DE ÇELİŞMEKTEDİR. Bölge doğal, tarih ve tüm habitatı ile ender bulunan niteliklere sahip bir alandır. Deniz Kaplumbağaları ve Akdeniz Fokları nesli tükenmekte olan türler arasında olup, dava konusu sahil bu türlerin yaşam alanıdır. Bölgenin tüm bu değerlerine rağmen, planlarda turizm stratejilerinin hiçbirisi uygulanmamış, doğal tarihi ve kültürel değerler yok sayılmış, endemik türleri ve yaban hayatı dikkate alınmamış, sürdürülebilir eko turizm yerine, yığılma ve yapılaşmaya yönelik turizm anlayışı benimsenmiştir. Anayasanın 56.Maddesinde “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir” ve “Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek, Devletin ve vatandaşların ödevidir” ve 63.Maddesinde “Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır.” hükümleri yer almaktadır. Mesleki ve vicdani olarak, anayasamızdan aldığımız güç ve toplumsal sorumluluğumuzgereği; Mimarlar Odası Antalya Şubesi ve Gazipaşa ilçesinde yerleşik ya da yazları Gazipaşa’da ikamet eden onsekiz (18) duyarlı T.C. vatandaşı ile birlikte, Antalya İli, Gazipaşa İlçesi, Pazarcı ve Koru Mahalleleri Kıyı kesimine ait, 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı,  1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı Revizyonu, planların iptali ve yürütmenin durdurulması amacıyla, GAZİPAŞA BELEDİYE BAŞKANLIĞI’NA VE ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI’NA dava açılmıştır.

Gazipaşa, kıyı şeridi uzunluğu yaklaşık olarak 50 kilometre olan, Antalya’nın kıyı ilçeleri arasında yoğun olarak kitlesel turizme açılmayan, doğal güzelliklerini, kültürünü koruyan, tarım ağırlıklı nadir ilçelerden biridir. Bu bölgenin Kıyı kesiminde herhangi bir mevcut yapılaşma bulunmayıp, sahil doğal görünümünü korumaktadır. Kıyı arkası bölgede ise ağırlıklı olarak tarım yapılmaktadır.

GAZİPAŞA BELEDİYESİ ve ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI tarafından hazırlanmış planlar ile kıyı kesimi, tamamıyla Turizm Tesis Alanı olarak planlanmış, dolayısıyla tüm kıyı yapılaşmaya, ranta açılmıştır.

Planlanan alan, Gazipaşa’ya bağlı mahallelerdir. Bölge, tepeler arasında kumsal alanlarına sahip kıyı bandıdır. Bölgede aynı zamanda, 2. 3. derece Doğal Sit Alanı ile Selinus Antik Kenti 1. ve 3. Derece Arkeolojik Sit alanı mevcuttur. Bölge, aynı zamanda Antalya-Gazipaşa Turizm Merkezi olarak ilan edilmiştir. Bölge kıyıları ve kumsallar Deniz Kaplumbağaları yuvalama ve etki alanı içinde kalmaktadır, ayrıca kıyılar Akdeniz Foklarının yaşama alanı içindedir. 18. Madde uygulaması ve dayanağı planlar ile Pazarcık ve Koru Mahallelerinin kıyı kesimi planlanmış ve Kıyı kesimi tamamen Turizm Tesis Alanı olarak planlanmıştır.

PLANLAR İLE ENDER BULUNAN DOĞAL YAPI BOZULACAKTIR.

III. Derece Doğal Sit Alanı olan bölgede yer alan Selinus plajı,  uzunluğu 2,5 km’yi, genişliği ise 150 m’yi bulan Gazipaşa’nın en büyük ve en kullanılan plajı olup sol tarafında, yükselti üzerinde ortaçağdan kalma bir kale ve aşağısındaki düzlükte Selinus antik kentinin kalıntıları vardır ve adını bu antik kentten almaktadır. Dağlardan akıp gelen Hacı Musa Çayı düzlükte kıvrılarak kumsalın doğu ucundan denize dökülür. Plajın bir ucunda yeni yapılan Yat Limanı, diğer yanında oldukça dik bir yükseltiden oluşan tepe üzerinde fazla derinliği olmayan ama oldukça büyük bir mağara bulunmaktadır. Bu mağara dağcılar için oldukça zevkli bir tırmanma alanı olarak değerlendirilmektedir.

Koru sahili ise, doğal havuzlardan oluşan, ender görülen bir doğal alandır. Yörede “yalı taşı” denilen ilginç kayalar, akarsuların getirdiği doğal çimento maddesi ile taşın birleşip donmasıyla, tabakalar halinde sert kayalar biçiminde oluşan bu taşlar, doğal arıtma tesisi işlevi de gören çukurluklarda deniz suyu biriktiyor ve doğal havuzlar oluşturuyor. Doğal havuzlar, denizin bu kayalıklara ve havuzlara dalga ile gelip dönen suyunun da yabancı maddelerden temizlenmesini sağlamakta ve Gazipaşa sahillerinde denizin temizliğine ayrıca bir katkıda bulunmaktadır. 

Ender bulunan olağanüstü güzellikleri nedeniyle doğal sit olarak tescillenen kıyı kesiminin, tamamen turizm tesis alanı olarak planlanması, sahilin otellerle dolmasına, yüksek yoğunluklu yapılaşmaya ve tüm bu doğal güzelliğin yok olmasına neden olacaktır.

BÖLGENİN TURİZME AÇILMASI, NİTELİKLİ TARIM ALANLARININ DA YOK OLMASINA NEDEN OLACAKTIR.

Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’nun kararından ve plan notlarından bölgede KORUNABİLMİŞ NİTELİKLİ TARIM alanları olduğu, halkın geçiminin buradan sağlandığı ortadadır. Bölgede, yoğun olarak muz üretimi yapılmakta ve yetiştirilen muzlar tüm dünyaya ihraç edilmektedir. Yine Gazipaşa, bu güne kadar yurtdışından yüksek bedeller ödenerek ithal edilen papaya, avakado, pepino, ejder meyvesi vb. birçok tropikal meyve çeşitlerinin yetiştirildiği ülkemizin ender bölgelerinden birisidir. Üretilen bu meyveler hem iç pazarda tüketilerek, hem de ihraç edilerek ekonomiye turizmden daha fazla katkı sağlamaktadır.

Bölgenin turizme açılması ile bölgede turizm ağırlıklı nüfus artışı olacaktır. Büyük kapasiteli 5 yıldızlı otellerle dolu ve nüfus yoğunluğunun fazla olduğu Kemer, Serik, Manavgat, Alanya gibi turizm ağırlıklı yörelerdede görüldüğü üzere, gelen turizme hizmet için lokanta, çarşı, alışveriş merkezi, sağlık tesisleri, lojman, ikinci konut vb. gibi başka yapılaşmalar artarak tarım alanlarını yok edecektir.

Tüm dünyada Covid-19 salgınının yaşandığı şu günlerde, tarım alanlarının önemi görülmektedir. Küresel iklim krizi ve ısınma açısından da, tarım alanlarının yok edilmemesi gerekliliği ortadadır. So n yıllarda mevcut tesislerin yatak sayısı artmasına karşın, gelen turist sayısı ve turizm gelirleri aynı oranda artmamıştır. Bu nedenle ilçe halkının geçim kaynağı olan, ülkemize büyük döviz girdisi sağlayan, ülkemiz ve gelecek kuşaklar ve insanlık için büyük önem arz eden önemli tarım alanlarının turizm adına feda edilmesinde KAMU YARARININ DA BULUNMADIĞINI düşünmekteyiz.

PLANLAR İLE KIYILAR HALKIN KULLANIMINA KAPATILACAKTIR

Planlar ile tüm kıyı, “Turizm Tesis Alanı” olarak planlanmış, her ne kadar yasa gereği planlarda sahil şeridinin ikinci 50 m.si GÜNÜBİRLİK ALAN olarak planlanmış ise deİLÇE HALKININ VE KONUKLARININ DENİZE GİRECEĞİ, KIYILARDAN FAYDALANACAĞI hiçbir alan planlanmamıştır. Tüm sahil şeridinin turizm tesis alanı olarak planlandığı düşünüldüğünde, tıpkı Kemerağzı, Kundu, Belek ve Kemer sahillerinde yaşandığı gibi, sahilin tamamen otel ve müşterilerine ait olacağı, oteller tarafından işgal edileceği ve halka kapatılacağı aşikardır.

Açıklanan nedenlerle, halkın sahilden yararlanmasını engelleyen plan kararları, Anayasa ve 3621 Sayılı Kıyı Kanunu’na aykırı olup, kamu yararı da bulunmamaktadır.

PLANLANAN ALAN KUMSALI, DENİZ KAPLUMBAĞALARI YUVALAMA ALANI İLE AKDENİZ FOKLARI YAŞAM ALANI İÇERİSİNDEDİR. TÜM BÖLGENİN TURİZM TESİS ALANI OLARAK YAPILAŞMAYA AÇILMASI NESLİ TÜKENMEKTE OLAN BU TÜRLERE ZARAR VERECEKTİR.

Planlanan bölgede, tüm dünyada nesli ileri derecede tehlike altında sayılan Akdeniz Foku yaşamaktadır. Tüm dünyada popülasyonu 700 olarak varsayılan bu türün 100 tanesinin Türkiye’de yaşadığı düşünülmektedir.

Aynı şekilde, Planlanan bölge, Caretta Caretta ev Chelenio türü Deniz Kaplumbağalarının yuvalama alanıdır ve Deniz Kaplumbağaları Yuvalama Alanları Koruma Ve Kullanma Koşulları'na tabidir.  Çevre Ve Orman Bakanlığı, Doğa Koruma Ve Milli Parklar genel Müdürlüğünün “Deniz Kaplumbağalarının Korunması” konulu 2019/10 sayılı Genelgesinde (EK 7), Gazipaşa, önemli deniz kaplumbağası yuvalama alanları içerisinde sayılmıştır.  Genelge de; yuvalama alanlarındaki yapılaşma koşulları tek tek sayılmış ve kumsallarda bu koşulların titizlikle uygulanması gerekliliği vurgulanmıştır. Bu tedbirlerden bazıları ;

Kıyıdan her türlü kum alımının, çöp, curuf, moloz ve bazı katı ve sıvı atıkların dökülmesinin engellenmesi,

Kumsalın sadece sabit iskelelerle ve bu iskelelerden denize girme ve güneşlenme amacıyla kullanılacağı, gece kumsalın kullanılmayacağı,

Kıyıdan su sporlarının yapılamayacağı ve benzeri kısıtlamalar getirilmiştir.                       

Plan kararları ile nesli tükenmekte olan Deniz Kaplumbağaları ve Akdeniz Fokları yaşam alanlarına müdahale edilmekte, Koruma tedbirlerine aykırı kararlar alınmakta ve Uluslararası sözleşmeler ihlal edilmektedir.

DAVA KONUSU PLANLAR ŞEHİRCİLİK İLKELERİ VE PLANLAMA ESASLARINA DA AYKIRILIK TAŞIMAKTADIR.

Şöyle ki;

Planların hazırlanma sürecinde, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, halkın vs. görüşleri alınmamış, toplantılar düzenlenmemiş hatta planlamadan kimsenin haberi dahi olmamıştır. İlgili maddeye aykırı şekilde, adeta yangından mal kaçırırcasına hazırlanan ve onaylanan planların şekil yönünden de hatalı olduğunu düşünmekteyiz.

Planlar ile Yüksek Yoğunluklu Yapılaşma kararı getirilmiştir. Pazarcı-Koru Mahalleleri Kıyı kesimi (Selinus Sahili)  ender bulunan doğal niteliği dikkate alınarak II. ve III. Derece Doğal Sit Alanı olarak belirlenmiş ve Koruma Kurulu Kararında; “Doğal Yapının Korunarak KONTROLLÜ YAPILAŞMANIN SAĞLANMASI” gerekçe gösterilmiştir. Ancak plan notları ile yapılaşma yoğunluğu 2 kat arttırılmış, kontrollü yapılaşma kavramının çok üstünde bir yapılaşma kararı getirilmiştir.

Tüm sahil, Turizm Tesis Alanı olarak planlanmış, parseller arasında halkın denize ulaşacağı, uç noktasında otoparklarla desteklenmiş denizi dik kesen yollar ile bu yollarla kesişen denize paralel  yaya yolu (promenat yol) planlanmamıştır.

Plan notları 2.1.1.8. maddesindeki 5000 m² altında parsel olamayacağı hükmü ile küçük parsel sahipleri parselini, turizm amaçlı kullanamayacağı için satmak zorunda kalacaktır. Bu plan notu, büyük tesislere yönelik alınmış bir karardır. Planlar kamu yararı amacıyla yapılır. Herhangi bir yatırımcının RANT BEKLENTİSİ UĞRUNA yapılamaz. Bu nedenle de dava konusu planlar kamu yararına aykırılık taşımaktadır.

Turizm sadece yıldızlı otel anlayışı ile yapılmaz.  Antalya sahillerinde kapasitenin çok üstünde otel bulunmakta olup, son dönem krizlerle çoğu kapanmış yada kapanma noktasına gelmiş veya el değiştirmiş ve değiştirmektedir. Oysa son yıllarda tüm dünyada SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM olarak anılan yeni bir turizm anlayış benimsenmiştir. Gazipaşa’da da, tarım ile birlikte yürütülebilir, halkın katılabileceği bir turizm anlayışı ile planlanabilecekken,  parsel sınırlaması ile sadece büyük parsel sahiplerine ayrıcalıklı bir planlama ile bazı imkanlar tanınmış ve büyük bir haksız rant yaratılmıştır. Bu nedenle de planlar, ne planlama mantığı ne de şehircilik esasları ile bağdaşmaktadır.

DAVA KONUSU PLANLAR, BAKANLIĞIN TURİZM ANLAYIŞI İLE DE ÇELİŞMEKTEDİR.

Bölge doğal, tarih ve tüm habitatı ile ender bulunan niteliklere sahip bir alandır. Deniz Kaplumbağaları ve Akdeniz Fokları nesli tükenmekte olan türler arasında olup, dava konusu sahil bu türlerin yaşam alanıdır. Bölgenin tüm bu değerlerine rağmen, planlarda turizm stratejilerinin hiçbirisi uygulanmamış, doğal tarihi ve kültürel değerler yok sayılmış, endemik türleri ve yaban hayatı dikkate alınmamış, sürdürülebilir eko turizm yerine, yığılma ve yapılaşmaya yönelik turizm anlayışı benimsenmiştir.

Anayasanın 56.Maddesinde “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir” ve “Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek, Devletin ve vatandaşların ödevidir” ve 63.Maddesinde “Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır.” hükümleri yer almaktadır.

Mesleki ve vicdani olarak, anayasamızdan aldığımız güç ve toplumsal sorumluluğumuzgereği; Mimarlar Odası Antalya Şubesi ve Gazipaşa ilçesinde yerleşik ya da yazları Gazipaşa’da ikamet eden onsekiz (18) duyarlı T.C. vatandaşı ile birlikte,

Antalya İli, Gazipaşa İlçesi, Pazarcı ve Koru Mahalleleri Kıyı kesimine ait, 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı,  1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı Revizyonu, planların iptali ve yürütmenin durdurulması amacıyla, GAZİPAŞA BELEDİYE BAŞKANLIĞI’NA VE ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI’NA dava açılmıştır.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.