Hükümet Ve Memur-Sen El Birliğiyle Kamuda Sözleşmelileri Devasa Sorun Haline Getirmiştir

Ekonomi 28.01.2021 - 20:30, Güncelleme: 16.11.2022 - 03:02 2205+ kez okundu.
 

Hükümet Ve Memur-Sen El Birliğiyle Kamuda Sözleşmelileri Devasa Sorun Haline Getirmiştir

Kamuda iş güvencesiz ve işten atılma tehdidiyle çalışma zorunda kalan sözleşmeli personel sayısı 500 bini aşmış durumdadır.
Kamuda iş güvencesiz ve işten atılma tehdidiyle çalışma zorunda kalan sözleşmeli personel sayısı 500 bini aşmış durumdadır. Sözleşmeli kamu personeli, 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 4/B maddesi kapsamında istihdam edilmektedir. Kamu emekçileri, 4A, 4/B, sözleşmeli personel vb. ayrımlarına tutulmamalı, tüm kamu emekçileri aynı statüde istihdam edilmelidir. 2020 yılında kamuda çalışan 508 bin 790 kişi 4/B statüsündeki sözleşmeli personel bir an önce iş güvencesine kavuşturulmalıdır. 657 Sayılı Kanunu’nun 4-B maddesine göre çalıştırılan yüz binlerce sözleşmeli personel 1978 tarihli sözleşmeli personel çalıştırılmasına dair Bakanlar Kuruluyla yürürlüğü konulan çok eski ve her haliyle köhnemiş mevzuatın mağdurudur.  Devlet kurumlarında çalışan 4/B'li bir diğer şekilde ifade edilirse sözleşmeli personellerin “kadro” sorunu devam etmektedir. AKP iktidarı genel seçimler öncesi sözleşmeli personelin “kadroya” geçirileceğine söylemesine rağmen bugüne kadar ciddi bir adım atmamıştır. Kamu kurum ve kuruluşlarında Eylül 2020 itibarıyla sayıları 508 bin 790 kişiyi bulan sözleşmeli personel (4/B) statüsünde çalışanlara verilen “kadro” sözü tutulmayarak büyük mağduriyet yaratılmıştır. AKP döneminde sözleşmeli çalışanlar 2009, 2011 ve 2013 yıllarında kadrolu yapıldı ancak kısa bir süre sonra sözleşmeli memurluklar yeniden dolduruldu. AKP iktidara geldiğinde sözleşmeli sayısı 157 bin kişiydi. AKP iktidarı sırasıyla 2011’de 322 bin, 2012’de 178 bin, 2013’te 105 bin, 2014’de 121 bin, 2015’te 149 bin, 2016’da 180 bin, 2017’de 246 bin, 2018’de 349 bin, 2019’da 427 bin, 2020 yılının Mart’ında 455 bin, Eylül’ünde ise 508 bin sözleşmeli personel artışı yaşanmıştır. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın kamudaki istihdam ayrımına karşı sözde açıklamaları inandırıcı değildir, günü kurtarmaya dönüktür. Yalçın, gerçek anlamda sözleşme personel için kılını kıvırtmadığıı gibi özellikle Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığının sözleşmeli personel istihdamındaki ısrarına ilişkin bugün kadar hiçbir şey yapmamıştır. Binlerce sözleşmeli personel istihdam edilerek kamuda bir dönüşüm yapılmak isteniyorsa; Sözleşmeliler en son Haziran 2013’te kadroya alındı ancak bugüne kadar mevcut sözleşmeliler kadroya alınmamıştır acilen 657’ye tabi kılınmalıdır. Sözleşmeli personel istihdamını yaygınlaştıran gelişme 2006 yılında Bakanlar Kurulu’nda kabul gören “Kamu Personeli Kanunu Tasarısı”dır. Bu tasarı kamu emekçilerini mağdur etmeyecek şekilde düzenlenmelidir. Kamuda istihdam edilen memur, işçi, geçici işçi ve her çeşit sözleşmeli personelin istihdam süreçleri tek bir statüye indirilmelidir. Kamu alımların da merkezi bir strateji geliştirilmeli, her türlü sınavsız atamalardaki başıbozukluk ortadan kaldırılmalıdır. Aile birliği, kademe ve derecesi olmayan, düşük sigorta ve maaşla çalışmak durumunda kalan tüm sözleşmeliler (4/B) zaman kaybedilmeden iş güvencesine kavuşturulmalıdır. Kadrolu memurlarla aynı işi yapan ancak özlük hakları ve maaş konusunda aynı imkanlara sahip olamayan sözleşmeli personelin sorunları acilen çözülmelidir. Kamu emekçileri hiçbir siyasi partinin arka bahçesi olmamalıdır ve devletin memuru ve çalışanı olarak görev yapmalıdır.  Siyasal iktidara daha önce defalarca açıkladığımız Devlet Memurluğu kavramının bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyoruz. Memurluk güvencesi memurun şahsına değil, yürüttüğü kamu hizmeti adına devletin güvencesidir. Devletin temeli adalettir. Devlet, memuru arasında ayrım yapamaz ve devlette, kadrolu-sözleşmeli ayrımı kabul edilemez. Kadrolu ve sözleşmeli personel arasındaki farkın kanayan bir yara olduğuna bir kez daha dikkat çekiyoruz ve temel sorunlarının; tayin hakkı, iş güvencesi, derece, kademe, kıdem, puan, maaş farkı, izin farklılıkları vb olduğunu belirtiyoruz. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; siyasi iktidarın sözleşmeli personel alımına son verilmesini, siyasi kadrolaşmanın bitirilerek liyakat ilkesinin gözetilmesini ve kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan yüz binlerce sözleşmeli personelin kadro mağduriyetinin giderilmesini bekliyoruz. Mehmet Balık Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı
Kamuda iş güvencesiz ve işten atılma tehdidiyle çalışma zorunda kalan sözleşmeli personel sayısı 500 bini aşmış durumdadır.

Kamuda iş güvencesiz ve işten atılma tehdidiyle çalışma zorunda kalan sözleşmeli personel sayısı 500 bini aşmış durumdadır.

Sözleşmeli kamu personeli, 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 4/B maddesi kapsamında istihdam edilmektedir.

Kamu emekçileri, 4A, 4/B, sözleşmeli personel vb. ayrımlarına tutulmamalı, tüm kamu emekçileri aynı statüde istihdam edilmelidir. 2020 yılında kamuda çalışan 508 bin 790 kişi 4/B statüsündeki sözleşmeli personel bir an önce iş güvencesine kavuşturulmalıdır.

657 Sayılı Kanunu’nun 4-B maddesine göre çalıştırılan yüz binlerce sözleşmeli personel 1978 tarihli sözleşmeli personel çalıştırılmasına dair Bakanlar Kuruluyla yürürlüğü konulan çok eski ve her haliyle köhnemiş mevzuatın mağdurudur.

 Devlet kurumlarında çalışan 4/B'li bir diğer şekilde ifade edilirse sözleşmeli personellerin “kadro” sorunu devam etmektedir. AKP iktidarı genel seçimler öncesi sözleşmeli personelin “kadroya” geçirileceğine söylemesine rağmen bugüne kadar ciddi bir adım atmamıştır.

Kamu kurum ve kuruluşlarında Eylül 2020 itibarıyla sayıları 508 bin 790 kişiyi bulan sözleşmeli personel (4/B) statüsünde çalışanlara verilen “kadro” sözü tutulmayarak büyük mağduriyet yaratılmıştır. AKP döneminde sözleşmeli çalışanlar 2009, 2011 ve 2013 yıllarında kadrolu yapıldı ancak kısa bir süre sonra sözleşmeli memurluklar yeniden dolduruldu. AKP iktidara geldiğinde sözleşmeli sayısı 157 bin kişiydi. AKP iktidarı sırasıyla 2011’de 322 bin, 2012’de 178 bin, 2013’te 105 bin, 2014’de 121 bin, 2015’te 149 bin, 2016’da 180 bin, 2017’de 246 bin, 2018’de 349 bin, 2019’da 427 bin, 2020 yılının Mart’ında 455 bin, Eylül’ünde ise 508 bin sözleşmeli personel artışı yaşanmıştır.

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın kamudaki istihdam ayrımına karşı sözde açıklamaları inandırıcı değildir, günü kurtarmaya dönüktür. Yalçın, gerçek anlamda sözleşme personel için kılını kıvırtmadığıı gibi özellikle Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığının sözleşmeli personel istihdamındaki ısrarına ilişkin bugün kadar hiçbir şey yapmamıştır.

Binlerce sözleşmeli personel istihdam edilerek kamuda bir dönüşüm yapılmak isteniyorsa;

Sözleşmeliler en son Haziran 2013’te kadroya alındı ancak bugüne kadar mevcut sözleşmeliler kadroya alınmamıştır acilen 657’ye tabi kılınmalıdır.

Sözleşmeli personel istihdamını yaygınlaştıran gelişme 2006 yılında Bakanlar Kurulu’nda kabul gören “Kamu Personeli Kanunu Tasarısı”dır. Bu tasarı kamu emekçilerini mağdur etmeyecek şekilde düzenlenmelidir.

Kamuda istihdam edilen memur, işçi, geçici işçi ve her çeşit sözleşmeli personelin istihdam süreçleri tek bir statüye indirilmelidir.

Kamu alımların da merkezi bir strateji geliştirilmeli, her türlü sınavsız atamalardaki başıbozukluk ortadan kaldırılmalıdır.

Aile birliği, kademe ve derecesi olmayan, düşük sigorta ve maaşla çalışmak durumunda kalan tüm sözleşmeliler (4/B) zaman kaybedilmeden iş güvencesine kavuşturulmalıdır.

Kadrolu memurlarla aynı işi yapan ancak özlük hakları ve maaş konusunda aynı imkanlara sahip olamayan sözleşmeli personelin sorunları acilen çözülmelidir.

Kamu emekçileri hiçbir siyasi partinin arka bahçesi olmamalıdır ve devletin memuru ve çalışanı olarak görev yapmalıdır.

 Siyasal iktidara daha önce defalarca açıkladığımız Devlet Memurluğu kavramının bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyoruz. Memurluk güvencesi memurun şahsına değil, yürüttüğü kamu hizmeti adına devletin güvencesidir.

Devletin temeli adalettir. Devlet, memuru arasında ayrım yapamaz ve devlette, kadrolu-sözleşmeli ayrımı kabul edilemez.

Kadrolu ve sözleşmeli personel arasındaki farkın kanayan bir yara olduğuna bir kez daha dikkat çekiyoruz ve temel sorunlarının; tayin hakkı, iş güvencesi, derece, kademe, kıdem, puan, maaş farkı, izin farklılıkları vb olduğunu belirtiyoruz.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; siyasi iktidarın sözleşmeli personel alımına son verilmesini, siyasi kadrolaşmanın bitirilerek liyakat ilkesinin gözetilmesini ve kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan yüz binlerce sözleşmeli personelin kadro mağduriyetinin giderilmesini bekliyoruz.

Mehmet Balık Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.