Kumbul, YKS Sonuçları Eğitim Sisteminin İçler Acısı Halinin Bir Sonucudur

Politika 23.07.2019 - 00:09, Güncelleme: 16.11.2022 - 03:02 2295+ kez okundu.
 

Kumbul, YKS Sonuçları Eğitim Sisteminin İçler Acısı Halinin Bir Sonucudur

Milyonlarca öğrencinin merakla beklediği Yükseköğrenime Geçiş Sınavı (YKS) sonuçları geçtiğimiz hafta açıklandı. 2.4 milyon adayın ter döktüğü sınavın sonuçları, AKP iktidarında eğitim sisteminin ne hale geldiğinin acı bir tablosunu gözler önüne sermektedir. İktidara yakın kalemler bile, AKP’nin eğitim konusunda oldukça başarısız olduğunu vurgulamaktadır. Aşağıdaki sonuçlar bu durumun bir göstergesidir. AKP iktidarında eğitim bir yapboza dönüşmüştür. Neredeyse her 2 senede bir sınav sistemi değişmekte, eğitim kurumları ve öğrenciler bu yeni sınav sistemlerinin ne olduğunu tam öğrenemeden başka bir sınav sistemi ile karşılaşmaktadır. Basında yer alan ÖSYM’nin 2019 YKS verilerine göre, üniversite sınavında 15 bin öğrencinin puanı, yarım net dahi yapamadığı için hesaplanamadı. YKS’nin ilk oturumunda 15 net doğru yanıt veremediği için puan barajının altında kalan aday sayısı ise 628 bin 796 oldu. Sınavın ikinci oturumuna giren ve dört yıllık lisans bölümlerini tercih etmeye hak kazanan aday sayısı da 484 binde kaldı. Sayısalda, 747 bin 577 öğrenci barajın altında kaldı. Sözelde 862 bin 180 öğrenci barajı geçerken 280 bin 145 öğrenci tercih hakkı kazanamadı. Eşit ağırlıkta puanı hesaplanan 1.4 milyon öğrenciden 612 bini tercih hakkı elde edemedi. ÖSYM’nin istatistiklerine göre, 2018 YKS’de 511 bin olan 150 puan barajını geçemeyen öğrenci sayısı bu yıl 628 bin 796’ya ulaştı. Yüz binlerce öğrenci, ilk oturumda 150 puana ulaşmak için yapması gereken 10 neti dahi yapamadı. Tabloyu daha da derinleştirirsek, lise son sınıf öğrencisi 970 bin üniversite adayının yer aldığı ilk oturumun fen bilimlerindeki ortalama net sayısının 2.2 olduğunu görürüz. Ortalamalar itibariyle yanıtlara bakıldığında; birinci basamak sınavı TYT’de öğrenciler; 40 soruluk temel matematik testinde 5, 20 soruluk sosyal bilimlerde 6, 40 soruluk Türkçe testinde de 14 net ortalaması tutturabildi. Antalya yereline gelirsek; 2000’li yılların başında üniversite sınav ve yerleştirme sonuçlarında zirveyi kimseye kaptırmayan Antalya bu konuda oldukça gerilere düşmüştür. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan 2019 yılı LGS sonuçlarına göre Antalya başarı sıralamasında 24.sırada yer almıştır. 2000’li yılların başında lise ve üniversitelere giriş sınavlarında en başarılı kentler arasında yer alan ve uzun süre birinciliği kimselere kaptırmayan Antalya’da eğitim kalitesinin bu şekilde düşmesi, kentimiz açısından üzüntü vericidir. Ancak eğitimin kalitesi sadece Antalya’da değil, ülke genelinde düşmüştür. Bilimsel eğitimin rafa kaldırılması, sınav sisteminin neredeyse her sene değişmesi, eğitimin ticarileştirilmesi, AKP iktidarının ideolojik yönelimi doğrultusunda müfredatın değiştirilmesi gibi etkenler bu sonucu doğurmuştur. Bu yıl üniversite sınavına giren 18 yaşındaki bir gencimizin, sonuçların açıklanmasının ardından hedeflediği puanı alamayınca intihar ettiğine dair yürekleri dağlayan bir haber hepimizi oldukça üzmüştür. Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nın lise öğrencileri üzerinde yarattığı olumsuz etki, maalesef geçtiğimiz yıllarda da böylesi acı verici haberlerle sarsılmamıza neden olmuştu. Muğla'nın Bodrum ilçesinde 2017 yılında yapılan sınava, bir gencimiz üç dakika geç kaldığından alınmamış ve "Üç dakika yüzünden hayatım bitti" diyerek intihara kalkışmıştı. Yine 2017 yılındaki sınavda, Kayseri’de bir gencimiz istediği sonucu alamadığı için polis memuru babasının tabancası ile yaşamına son vermişti. Bu acı verici olaylar eğitimdeki çarpık ve adaletsiz sistemin, gençlerin kaderinin birkaç saatlik bir sınava indirgenmesinin trajik bir sonucudur. Türkiye’de ilkokuldan başlayarak üniversiteye kadar, sınavlara endekslenmiş bir eğitim sisteminin nitelikli olması mümkün değildir. Mevcut eğitim sistemi, çocuklarımızı ve gençlerimizi eğitmemekte, sadece yapılacak olan sınavlara hazırlamaktadır. Bu anlayıştan vazgeçilmeli, öğrencilerin birbiri ile rekabet ettiği değil, onları geliştiren, çok yönlü bilgi ve beceri kazandırıcı, geleceğe umutla bakabildikleri nitelikli, bilimsel ve evrensel ölçütler temelinde bir eğitim anlayışı benimsenmelidir.

Milyonlarca öğrencinin merakla beklediği Yükseköğrenime Geçiş Sınavı (YKS) sonuçları geçtiğimiz hafta açıklandı. 2.4 milyon adayın ter döktüğü sınavın sonuçları, AKP iktidarında eğitim sisteminin ne hale geldiğinin acı bir tablosunu gözler önüne sermektedir.

İktidara yakın kalemler bile, AKP’nin eğitim konusunda oldukça başarısız olduğunu vurgulamaktadır. Aşağıdaki sonuçlar bu durumun bir göstergesidir. AKP iktidarında eğitim bir yapboza dönüşmüştür. Neredeyse her 2 senede bir sınav sistemi değişmekte, eğitim kurumları ve öğrenciler bu yeni sınav sistemlerinin ne olduğunu tam öğrenemeden başka bir sınav sistemi ile karşılaşmaktadır.

Basında yer alan ÖSYM’nin 2019 YKS verilerine göre, üniversite sınavında 15 bin öğrencinin puanı, yarım net dahi yapamadığı için hesaplanamadı. YKS’nin ilk oturumunda 15 net doğru yanıt veremediği için puan barajının altında kalan aday sayısı ise 628 bin 796 oldu.

Sınavın ikinci oturumuna giren ve dört yıllık lisans bölümlerini tercih etmeye hak kazanan aday sayısı da 484 binde kaldı. Sayısalda, 747 bin 577 öğrenci barajın altında kaldı. Sözelde 862 bin 180 öğrenci barajı geçerken 280 bin 145 öğrenci tercih hakkı kazanamadı. Eşit ağırlıkta puanı hesaplanan 1.4 milyon öğrenciden 612 bini tercih hakkı elde edemedi.

ÖSYM’nin istatistiklerine göre, 2018 YKS’de 511 bin olan 150 puan barajını geçemeyen öğrenci sayısı bu yıl 628 bin 796’ya ulaştı. Yüz binlerce öğrenci, ilk oturumda 150 puana ulaşmak için yapması gereken 10 neti dahi yapamadı.

Tabloyu daha da derinleştirirsek, lise son sınıf öğrencisi 970 bin üniversite adayının yer aldığı ilk oturumun fen bilimlerindeki ortalama net sayısının 2.2 olduğunu görürüz.

Ortalamalar itibariyle yanıtlara bakıldığında; birinci basamak sınavı TYT’de öğrenciler;

40 soruluk temel matematik testinde 5,

20 soruluk sosyal bilimlerde 6,

40 soruluk Türkçe testinde de 14 net ortalaması tutturabildi.

Antalya yereline gelirsek; 2000’li yılların başında üniversite sınav ve yerleştirme sonuçlarında zirveyi kimseye kaptırmayan Antalya bu konuda oldukça gerilere düşmüştür.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan 2019 yılı LGS sonuçlarına göre Antalya başarı sıralamasında 24.sırada yer almıştır. 2000’li yılların başında lise ve üniversitelere giriş sınavlarında en başarılı kentler arasında yer alan ve uzun süre birinciliği kimselere kaptırmayan Antalya’da eğitim kalitesinin bu şekilde düşmesi, kentimiz açısından üzüntü vericidir. Ancak eğitimin kalitesi sadece Antalya’da değil, ülke genelinde düşmüştür. Bilimsel eğitimin rafa kaldırılması, sınav sisteminin neredeyse her sene değişmesi, eğitimin ticarileştirilmesi, AKP iktidarının ideolojik yönelimi doğrultusunda müfredatın değiştirilmesi gibi etkenler bu sonucu doğurmuştur.

Bu yıl üniversite sınavına giren 18 yaşındaki bir gencimizin, sonuçların açıklanmasının ardından hedeflediği puanı alamayınca intihar ettiğine dair yürekleri dağlayan bir haber hepimizi oldukça üzmüştür.

Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nın lise öğrencileri üzerinde yarattığı olumsuz etki, maalesef geçtiğimiz yıllarda da böylesi acı verici haberlerle sarsılmamıza neden olmuştu.

Muğla'nın Bodrum ilçesinde 2017 yılında yapılan sınava, bir gencimiz üç dakika geç kaldığından alınmamış ve "Üç dakika yüzünden hayatım bitti" diyerek intihara kalkışmıştı. Yine 2017 yılındaki sınavda, Kayseri’de bir gencimiz istediği sonucu alamadığı için polis memuru babasının tabancası ile yaşamına son vermişti. Bu acı verici olaylar eğitimdeki çarpık ve adaletsiz sistemin, gençlerin kaderinin birkaç saatlik bir sınava indirgenmesinin trajik bir sonucudur.

Türkiye’de ilkokuldan başlayarak üniversiteye kadar, sınavlara endekslenmiş bir eğitim sisteminin nitelikli olması mümkün değildir.

Mevcut eğitim sistemi, çocuklarımızı ve gençlerimizi eğitmemekte, sadece yapılacak olan sınavlara hazırlamaktadır. Bu anlayıştan vazgeçilmeli, öğrencilerin birbiri ile rekabet ettiği değil, onları geliştiren, çok yönlü bilgi ve beceri kazandırıcı, geleceğe umutla bakabildikleri nitelikli, bilimsel ve evrensel ölçütler temelinde bir eğitim anlayışı benimsenmelidir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.