Laik Demokratik Eğitim Ve Sağlıklı Yaşam Mücadelemiz Sürüyor

Asayiş 20.10.2020 - 20:01, Güncelleme: 16.11.2022 - 03:02 2873+ kez okundu.
 

Laik Demokratik Eğitim Ve Sağlıklı Yaşam Mücadelemiz Sürüyor

Eğitim Sen, eğitimin kamusal bir hizmet olması nedeniyle eşit, ulaşılabilir, düzenli ve sürekli olabilmesi için kamu kurumları tarafından verilmesi için mücadelesini sürdürmektedir.
Eğitim Sen, eğitimin kamusal bir hizmet olması nedeniyle eşit, ulaşılabilir, düzenli ve sürekli olabilmesi için kamu kurumları tarafından verilmesi için mücadelesini sürdürmektedir. Eğitimin protokoller ve iş birlikleri aracılığıyla sermayeye, tarikat ve cemaatlere devredilmeye çalışılmasına karşı mücadelemiz aralıksız sürecektir. TÜGVA ile MEB arasında imzalanan ve okullarda kimi kulüpler açılmasına olanak sağlayan protokolün yürütmesinin, sendikamızın açtığı dava sonucunda durdurulması mücadelemizin bir sonucudur. Mersin’de bir öğrenci velisinin, kadın öğretmenlerin kıyafetleri hakkında CİMER’e yaptığı başvuru sonucunda İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün söz konusu okuldan konuyla ilgili bilgi istemesi kabul edilebilir bir durum değildir. Kendi yaşam tarzını topluma dayatmak isteyenler, öğretmenlerin ve öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırılmasına sessiz kalmayacağımızı bilmelidir. Öğretmenlere dönük itibarsızlaştırma girişimlerine MEB’in sessiz kalmasının gelinen aşamada etkili olduğu açıktır. Eğitim Sen, öğretmeni savunmanın toplumu savunmak olduğu gerçeğinden hareketle üzerine düşeni yapmaya devam edecektir. Okullarda yüz yüze eğitimin genişletilmesinin salgına etkisiyle ilgili tartışmanın, sağlıklı sürdürülmesi ve ne yapılacağına alanın tüm öznelerinin katılımıyla birlikte karar verilmesi gerekmektedir. Sendikamıza ulaşan bilgiler değerlendirildiğinde okullarda salgına karşı alınan önlemlerde eksikliklerin devam ettiği ve olumsuz durumların yaşandığı görülmektedir. MEB, alandaki tüm bilgileri alanın tüm özneleri ile paylaşmalı ve ortak akılla kararların alınabileceği mekanizmalar geliştirmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı okullarda kantinleri açma hazırlığı içindedir. Okul kantinlerinin pandemi kurallarına göre dizayn edilmesi, teması önleyecek tedbirlerin alınması ve kurallara uygun planlamanın yapılması gerekmektedir. Bu hazırlıklar yapılmadan açılan kantinler sağlık açısından tehlike oluşturur. Sadece ticari pencereden bakarak sağlık risklerini görmezden gelmek öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin sağlığını tehlikeye atar. Üniversitelerde de yüz yüze eğitime geçileceği açıklamasının ardından, üniversite yönetimleri gerekli önlemleri almadan açılış çalışmalarına hız verdi. Üstelik uzaktan eğitim konusunda dahi sınıfta kalan üniversite yönetimleri, üniversite bileşenlerinin sağlık hakkını korumak için hangi önlemleri aldıklarını açıklamadı. Üniversitelerin açılmasının sadece ekonomik sonuçlarına odaklanan siyasi iktidar, güvencesizliğe, mobbinge maruz bırakılan ve işten atılan öğretim elemanlarının sorunlarına, birçok hakkı yok sayılarak karantina döneminde dahi çalışmaya zorlanan idari ve teknik personelin taleplerine ve öğrencilerin sağlık ve eğitim hakkına ise sırtını döndü. Türkiye’nin dört yanından üniversitelerin yeni bir hukuksuzlukla anıldığı bu dönemde yaşanan hak ihlallerini takip edecek ve taleplerimizi, çözüm önerilerimizi ısrarla dile getirmeyi sürdüreceğiz. MEB bütün köy okullarını biran önce eğitim öğretime başlatmalıdır. Kapalı olan bütün köy okulları açılmasıdır. Milli Eğiti Bakanlığının söylemine göre okulların yaşayan mekânlara dönüşmesi isteniyorsa ki öyle olmalıdır, öncelikle köy okullarını açarak yaşatmaya başlanabilir. Köy okullarının bugünün Türkiye’sinde hem siyasal, hem de sağlık açısından ne denli elzem olduğu görülmektedir. Nurettin Sönmez Şube Başkanı
Eğitim Sen, eğitimin kamusal bir hizmet olması nedeniyle eşit, ulaşılabilir, düzenli ve sürekli olabilmesi için kamu kurumları tarafından verilmesi için mücadelesini sürdürmektedir.

Eğitim Sen, eğitimin kamusal bir hizmet olması nedeniyle eşit, ulaşılabilir, düzenli ve sürekli olabilmesi için kamu kurumları tarafından verilmesi için mücadelesini sürdürmektedir. Eğitimin protokoller ve iş birlikleri aracılığıyla sermayeye, tarikat ve cemaatlere devredilmeye çalışılmasına karşı mücadelemiz aralıksız sürecektir. TÜGVA ile MEB arasında imzalanan ve okullarda kimi kulüpler açılmasına olanak sağlayan protokolün yürütmesinin, sendikamızın açtığı dava sonucunda durdurulması mücadelemizin bir sonucudur.

Mersin’de bir öğrenci velisinin, kadın öğretmenlerin kıyafetleri hakkında CİMER’e yaptığı başvuru sonucunda İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün söz konusu okuldan konuyla ilgili bilgi istemesi kabul edilebilir bir durum değildir. Kendi yaşam tarzını topluma dayatmak isteyenler, öğretmenlerin ve öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırılmasına sessiz kalmayacağımızı bilmelidir. Öğretmenlere dönük itibarsızlaştırma girişimlerine MEB’in sessiz kalmasının gelinen aşamada etkili olduğu açıktır. Eğitim Sen, öğretmeni savunmanın toplumu savunmak olduğu gerçeğinden hareketle üzerine düşeni yapmaya devam edecektir.

Okullarda yüz yüze eğitimin genişletilmesinin salgına etkisiyle ilgili tartışmanın, sağlıklı sürdürülmesi ve ne yapılacağına alanın tüm öznelerinin katılımıyla birlikte karar verilmesi gerekmektedir. Sendikamıza ulaşan bilgiler değerlendirildiğinde okullarda salgına karşı alınan önlemlerde eksikliklerin devam ettiği ve olumsuz durumların yaşandığı görülmektedir. MEB, alandaki tüm bilgileri alanın tüm özneleri ile paylaşmalı ve ortak akılla kararların alınabileceği mekanizmalar geliştirmelidir.

Milli Eğitim Bakanlığı okullarda kantinleri açma hazırlığı içindedir. Okul kantinlerinin pandemi kurallarına göre dizayn edilmesi, teması önleyecek tedbirlerin alınması ve kurallara uygun planlamanın yapılması gerekmektedir. Bu hazırlıklar yapılmadan açılan kantinler sağlık açısından tehlike oluşturur. Sadece ticari pencereden bakarak sağlık risklerini görmezden gelmek öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin sağlığını tehlikeye atar.

Üniversitelerde de yüz yüze eğitime geçileceği açıklamasının ardından, üniversite yönetimleri gerekli önlemleri almadan açılış çalışmalarına hız verdi. Üstelik uzaktan eğitim konusunda dahi sınıfta kalan üniversite yönetimleri, üniversite bileşenlerinin sağlık hakkını korumak için hangi önlemleri aldıklarını açıklamadı. Üniversitelerin açılmasının sadece ekonomik sonuçlarına odaklanan siyasi iktidar, güvencesizliğe, mobbinge maruz bırakılan ve işten atılan öğretim elemanlarının sorunlarına, birçok hakkı yok sayılarak karantina döneminde dahi çalışmaya zorlanan idari ve teknik personelin taleplerine ve öğrencilerin sağlık ve eğitim hakkına ise sırtını döndü. Türkiye’nin dört yanından üniversitelerin yeni bir hukuksuzlukla anıldığı bu dönemde yaşanan hak ihlallerini takip edecek ve taleplerimizi, çözüm önerilerimizi ısrarla dile getirmeyi sürdüreceğiz.

MEB bütün köy okullarını biran önce eğitim öğretime başlatmalıdır. Kapalı olan bütün köy okulları açılmasıdır. Milli Eğiti Bakanlığının söylemine göre okulların yaşayan mekânlara dönüşmesi isteniyorsa ki öyle olmalıdır, öncelikle köy okullarını açarak yaşatmaya başlanabilir. Köy okullarının bugünün Türkiye’sinde hem siyasal, hem de sağlık açısından ne denli elzem olduğu görülmektedir.

Nurettin Sönmez Şube Başkanı

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.