Martın Sonunda Bu Memlekete Mutluluğu Getireceğiz

Politika 20.03.2019 - 16:53, Güncelleme: 16.11.2022 - 03:02 1567+ kez okundu.
 

Martın Sonunda Bu Memlekete Mutluluğu Getireceğiz

2013’ten bu yana, dünyanın dört bir yanındaki insanların hayatlarındaki mutluluğun önemini anlamanın bir yolu olarak Uluslararası Mutluluk Günü kutlanıyor.
Birleşmiş Milletler (BM), yoksulluğu sona erdirmeye, eşitsizliği azaltmaya ve gezegenimizi korumayı amaçlayan sürdürülebilir kalkınma hedefi başlattı. Bu hedef doğrultusunda farkındalık yaratmak için BM tarafından 20 Mart, Uluslararası Mutluluk Günü olarak ilan edildi. Peki Türk insanı ne kadar mutlu? 2018 Dünya mutluluk raporuna göre 156 ülke arasında Türkiye 74. sırada yer almaktadır. TÜİK’in Yaşam Memnuniyeti Araştırmasına göre; Türkiye'de mutlu olduğunu beyan edenlerin oranı 2017 yılında yüzde 58 iken 2018'de yüzde 53,4'e düştü. Sosyal güvenlik sistemleri güçlü olan, kamusal kaynakların toplumun yararı için kullanıldığı, refahın topluma yayıldığı, gelir adaletinin yüksek olduğu ülkelerin insanları, kendilerini mutlu bireyler olarak ifade etmektedir. Dünyanın en mutlu ülkeleri olarak İskandinav ülkeleri başı çekmektedir. Gelir eşitsizliğinin yüksek olduğu, sosyal güvenlik sisteminin ticarileştirilerek insan sağlığının ve geleceğinin metaya dönüştürüldüğü, vergide adaletin olmadığı, işsizliğin özellikle genç işsizliğin ve kayıt dışı istihdamın yüksek kişi başına düşen gelirin düşük olduğu, kamusal hizmetlere erişimde sıkıntıların yaşandığı ülkeler, dünyanın mutsuz ülkeleri olarak adlandırılıyor. AKP iktidarında; ekonomik olarak kötü yönetilen, yandaş sermayedarların gün geçtikçe büyüdüğü, fakirin daha da fakirleştiği, üretmeyen, sıcak paraya bağımlı, özelleştirmelerle devletin katma değer üreten bütün kurumlarının yok pahasına satıldığı bir ülke haline geldik. Ekonomik krizin yarattığı tahribatla, Türk insanının hayatı içinden çıkılmaz bir hal aldı. Yüzde 20’lerin üzerine çıkan enflasyon, sanayi üretiminin yüzde 10 düşmesi, temel gıda maddelerinde yaşanan olağanüstü artışlar bu tahribatın sonuçlarıdır. Son açıklanan işsizlik verilerine baktığımızda da acı bir tablo ile karşılaşmaktayız; İşsiz sayısı (Dar tanımlı) 4 milyon 302 bin Dar tanımlı işsizlik yüzde 13,5 Krizin bedeli: bir yılda 1 milyon 11 bin yeni işsiz Geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 20,9 Geniş tanımlı işsiz sayısı 7 milyon 153 bin. İşsizliğin had safhaya vardığı, işsizler ordusuna son bir yılda 1 milyon işsizin dahil olduğu, çiftçinin üretemediği, esnafın borçlarını ödemekte zorlandığı, sanayi üretiminin düştüğü bir Türkiye’de, insanımızın ne kadar mutlu olabileceğini düşünmek zor değildir. Bu tablonun karşısında; sosyal adaleti, istihdam yaratan halktan yana projeleri, güvenceli iş güvenceli gelecek sağlayan toplumcu bir ekonomi anlayışını savunmaktayız. 31 Mart yerel seçimlerine sayılı günler kala ayrıca şunu söyleyebiliriz: Yeşili katlederek, doğayı tahrip ederek, şehirleri betonlaştırarak toplumun huzurunu sağlayamaz, insanları mutlu edemezsiniz. İnsan odaklı, doğa dostu, yaşlıların engellilerin çocukların sokak hayvanlarının hakkını koruyan, kent kimliğine ve mirasına sahip çıkan, vatandaşın derdine derman olacak halkçı belediyelerimiz eliyle, bu tabloyu tersine çevireceğiz. Mart’ın sonunda bu ülkeye baharı, mutluluğu ve huzuru getireceğiz
2013’ten bu yana, dünyanın dört bir yanındaki insanların hayatlarındaki mutluluğun önemini anlamanın bir yolu olarak Uluslararası Mutluluk Günü kutlanıyor.

Birleşmiş Milletler (BM), yoksulluğu sona erdirmeye, eşitsizliği azaltmaya ve gezegenimizi korumayı amaçlayan sürdürülebilir kalkınma hedefi başlattı. Bu hedef doğrultusunda farkındalık yaratmak için BM tarafından 20 Mart, Uluslararası Mutluluk Günü olarak ilan edildi.

Peki Türk insanı ne kadar mutlu?

2018 Dünya mutluluk raporuna göre 156 ülke arasında Türkiye 74. sırada yer almaktadır.

TÜİK’in Yaşam Memnuniyeti Araştırmasına göre; Türkiye'de mutlu olduğunu beyan edenlerin oranı 2017 yılında yüzde 58 iken 2018'de yüzde 53,4'e düştü.

Sosyal güvenlik sistemleri güçlü olan, kamusal kaynakların toplumun yararı için kullanıldığı, refahın topluma yayıldığı, gelir adaletinin yüksek olduğu ülkelerin insanları, kendilerini mutlu bireyler olarak ifade etmektedir. Dünyanın en mutlu ülkeleri olarak İskandinav ülkeleri başı çekmektedir.

Gelir eşitsizliğinin yüksek olduğu, sosyal güvenlik sisteminin ticarileştirilerek insan sağlığının ve geleceğinin metaya dönüştürüldüğü, vergide adaletin olmadığı, işsizliğin özellikle genç işsizliğin ve kayıt dışı istihdamın yüksek kişi başına düşen gelirin düşük olduğu, kamusal hizmetlere erişimde sıkıntıların yaşandığı ülkeler, dünyanın mutsuz ülkeleri olarak adlandırılıyor.

AKP iktidarında; ekonomik olarak kötü yönetilen, yandaş sermayedarların gün geçtikçe büyüdüğü, fakirin daha da fakirleştiği, üretmeyen, sıcak paraya bağımlı, özelleştirmelerle devletin katma değer üreten bütün kurumlarının yok pahasına satıldığı bir ülke haline geldik.

Ekonomik krizin yarattığı tahribatla, Türk insanının hayatı içinden çıkılmaz bir hal aldı.

Yüzde 20’lerin üzerine çıkan enflasyon, sanayi üretiminin yüzde 10 düşmesi, temel gıda maddelerinde yaşanan olağanüstü artışlar bu tahribatın sonuçlarıdır.

Son açıklanan işsizlik verilerine baktığımızda da acı bir tablo ile karşılaşmaktayız;

  • İşsiz sayısı (Dar tanımlı) 4 milyon 302 bin
  • Dar tanımlı işsizlik yüzde 13,5
  • Krizin bedeli: bir yılda 1 milyon 11 bin yeni işsiz
  • Geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 20,9
  • Geniş tanımlı işsiz sayısı 7 milyon 153 bin.

İşsizliğin had safhaya vardığı, işsizler ordusuna son bir yılda 1 milyon işsizin dahil olduğu, çiftçinin üretemediği, esnafın borçlarını ödemekte zorlandığı, sanayi üretiminin düştüğü bir Türkiye’de, insanımızın ne kadar mutlu olabileceğini düşünmek zor değildir.

Bu tablonun karşısında; sosyal adaleti, istihdam yaratan halktan yana projeleri, güvenceli iş güvenceli gelecek sağlayan toplumcu bir ekonomi anlayışını savunmaktayız.

31 Mart yerel seçimlerine sayılı günler kala ayrıca şunu söyleyebiliriz:

Yeşili katlederek, doğayı tahrip ederek, şehirleri betonlaştırarak toplumun huzurunu sağlayamaz, insanları mutlu edemezsiniz.

İnsan odaklı, doğa dostu, yaşlıların engellilerin çocukların sokak hayvanlarının hakkını koruyan, kent kimliğine ve mirasına sahip çıkan, vatandaşın derdine derman olacak halkçı belediyelerimiz eliyle, bu tabloyu tersine çevireceğiz. Mart’ın sonunda bu ülkeye baharı, mutluluğu ve huzuru getireceğiz

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.