Saadet Partisi Antalya İl Başkanlığından Eczacılar Odasına Ziyaret

Politika 17.05.2019 - 01:15, Güncelleme: 16.11.2022 - 03:02 2134+ kez okundu.
 

Saadet Partisi Antalya İl Başkanlığından Eczacılar Odasına Ziyaret

Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen ve beraberindeki heyet ‘14 Mayıs Eczacılar Günü’ dolayısıyla Antalya Eczacılar Odası Başkanı Mehmet Ertekin ve Yönetim Kurulunu ziyaret etti.
“Herkesle kucaklaşmayı başaran bir camiayız” Ramazan Düzen, “Günününüz kutlamak için geldik. Biz böyle önemli günleri  vesile kılarak herkesle konuşmaya çalışıyoruz. Milli görüş hareketinin siyasi ayağı Saadet Partisi şunu söyler, ”Bir insan düşünün Allah’a inanmıyor fakat ahlak, adalet, vicdan, merhamet, emek ve özgürlük mücadelesi veriyor. Milli görüşçü bir insan böyle bir insanla yürümeyi, kendini dindar atfeden ama ahlaksız ve adaletsizlik üreten bir zihniyetle yürümeye tercih eder. Yarım asırlık medeniyeti temsil eden görüşümüz hep bu şekilde olaylara bakmıştır ve ciddi bedeller ödemiştir. Bizim yumuşak midemiz var. Kin ve nefret üretmiyoruz. Fanatik değiliz, korku imparatorluğuna mağlup olmuş değiliz ve kin ve nefret dürtüsünü ret ediyoruz. Herkesle kucaklaşmayı başaran bir camiayız. Bedel ödesek te yolumuza devam ediyoruz. “Belediye başkanı beka sorununu çözecek pozisyonda değildir” Bir seçim atlattık bazı arkadaşlar bir savaşa gidiyor havası oluşturdu. Hayat devam ediyor ve bu hayatı birlikte yaşama mecburiyetimiz var. Bu topaklar para ile alınmadı. Şehit kanı ile alındı. Atalarımız kimseyi sağcı-solcu diye ayrıma tabi tutmadı. Yine bazı arkadaşlar beka sorunu vurgusu yaptılar ki anlamakta zorluk çekiyorum. Belediye başkanı beka sorununu çözecek pozisyonda değildir. Kimseyi düşman olarak görmemeliyiz. "Benden olmayan düşmandır" gözü ile bakılmamalı. Ben Cumhurbaşkanımız ile çalıştım. Cumhurbaşkanımız bir partinin Cumhurbaşkanı değildir. Benim Cumhurbaşkanım olduğunu idrak etmeli. Bizim rakibimiz değilsin. Seçim geride kaldı lakin şu an yadırganacak bir konu ile karşı karşıyayız. Bir hukuk katliamı yapılıyor. Bir insan düşünün 3 ay önce kimse tanımıyordu. Şu an tüm Türkiye tanıyor. Ekrem İmamoğlu bu süreçte gerek samimiyeti ile gerek duruşu ile milletin gönlüne taht kurdu. Ancak bir parantez açmak zorundayım, İnşallah bir proje değildir. Şu an bunu konuşamam çünkü tam olarak bilemiyoruz. Tayyip Bey’in de önceden bu şekilde yansıtılması geliyor aklıma. Bu parantezi kapatayım. “Peygamber Saadet Partisinden aday olsa yine oy vermem” Biz Saadet Partisi olarak her zaman mazlumun yanında zalimin karşısında durduk. Cumhurbaşkanımız canlı yayında bizim İstanbul’da aday göstermediğimizi söyledi. Aynı dakikalarda İstanbul adayımız aday tanıtım programı yapıyordu. Türkiye’nin her yerinde seçime tek başına giren bir partinin İstanbul adayının olduğu Cumhurbaşkanımız bilmiyor olamaz. Bunu Saadet Partisi tabanı ile yöneticilerini karşı karşıya getirmek için kasıtlı yapıyor. Ancak bu çok sırıttı. Bu nefret söylemleri tabanda öyle etki yapıyor ki 4 kişilik bir ailede olan bir Saadet Partili diğer Ak partili aile fertleri tarafından terörist ilan ediliyor. Seçim sürecinde saha çalışması yaparken karşılaştığımız bir amcamız, “ Ben Saadet Partililere namaz kıldırmıyorum” demişti. Yine tasavvufçu bir kardeşimiz karşımıza dikilip “Peygamber Saadet Partisinden aday olsa yine oy vermem” demişti. Bunlar Cumhurbaşkanımızın söylemlerinin neticesi. Biz bu şartlar altında siyaset yapmaya çalışıyoruz. Biz yapılan oyunların farkındayız ve her an yeni bir senaryo ile karşı karşıya kalıyoruz. “Biz diyoruz ki üretim olmadan saadete varamayız” Ben Genel Başkanımızın ekonomi danışmanlığını yapıyorum. Beni bizzat kendisi arar ve sorularını sorar. Raporu benden kendisi alıyor. Biz bu samimiyete çok değer veriyoruz. Bir insanın istihdam edilmesi için yaklaşık 200 ila 300 bin liraya ihtiyaç vardır. Antalya’ya Binalı Yıldırım gelmişti. Antalya’ya 15 yıl içerisinde 18 milyar lira yatırım yaptık diye bir açıklaması bulunuyordu. Bunun üzerine bu konuyla alakalı araştırma yaptım. Şehrin içinde kalan bir stadyum, 813 dönümlük araziye yapılan hipodrom, hipodromun karşısına 500 dönümlük araziye cezaevi, atıl bir şekilde bekleye Expo alanı ve Elmalı-Denizli arası levhalar. Bunlara yatırım deniliyor malesef. Siz eğer 18 milyar liraya yatırım yapmış olsaydınız 90 bin istihdam sağlamış olurdunuz. Hipodrom yerine 50 fabrika açabilirdiniz diye Menderes bey ve Vali beye serzenişte bulundum. Lakin yüzüme bakıp kalmakta yetindiler. Biz diyoruz ki üretim olmadan saadete varamayız. Çanakkale köprüsünden hiç  geçmeyecek biri onun için para ödeyecekse adaletten söz edemezsiniz. Sadece Kayseri şehir Hastanesinin 3-5 yıllık kirası ile Erzurum Devlet Hastanesini açabilirsiniz. Tüm bu hamleler çıkmaza sokuyor. Bundan dolayı bütçe açık veriyor. Fındık  bile ithal yapar hale geldik. Gümrük vergileri alınmadan ithaller yapılıyor. Tarım politikamız yok malesef. 2006 yılında tarım kanunu çıktı. 23 maddelik kanunun 21. maddesi, Devletin bütçesinde tarıma ayrılan payın milli gelirin 1’ inden az olamaz diyor. 2019 milli gelir hedefimiz 4,5 trilyon lira bunun 1’i 45 milyar lira yapar. Ama tarıma ayrılan miktar 17 milyar lira. Nerde kardeşim benim çiftçimin 28 milyar lirası? Benim vatandaşımın parasını; Çanakkale köprüsüne, Avrasya projesine, Afyon-Kütahya havaalanına ödüyorsun. Biz bunu söylüyoruz diye rahatsız oluyorlar. “Hepimizi bankalara esir ettiler” İki önemli seçim atlattık. İlk seçimde Millet ittifakında yer aldık. Kendimize oy verdik. İkinci seçimde yalnız girme kararı aldık. Şimdi yine İstabul seçimlerine kendimiz giriyoruz. Her zaman istişare neticesi ile pişman olmadığımız kararlar veriyoruz. Biz bir sistem vaad ediyoruz. Bize yakın-uzak fark etmez tüm partilerin ekonomik modeli şöyledir; sosyal demokrat ama Kemal Derviş-fisher modeli, Kürtçü ama Kemal Derviş-fisher modeli, Türkçü ama Kemal Derviş-fisher modeli, muhafazakar demokrat ama Kemal Derviş-fisher modeli. Sizi temin ederim ki bir diğeri gelse çok farklı bir politika uygulayacak değil. Şu an da 2001 yılında DSP’nin içinde bulunduğu ekonomik model uygulanıyor. 15 günde 15 yasa aslında 1 maddeden oluşuyordu. Buda batmış durumda olan bankaları ihya etmek. Ve bunu başardılar hepimizi bankalara esir ettiler” dedi.
Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen ve beraberindeki heyet ‘14 Mayıs Eczacılar Günü’ dolayısıyla Antalya Eczacılar Odası Başkanı Mehmet Ertekin ve Yönetim Kurulunu ziyaret etti.

“Herkesle kucaklaşmayı başaran bir camiayız”

Ramazan Düzen, “Günününüz kutlamak için geldik. Biz böyle önemli günleri  vesile kılarak herkesle konuşmaya çalışıyoruz. Milli görüş hareketinin siyasi ayağı Saadet Partisi şunu söyler, ”Bir insan düşünün Allah’a inanmıyor fakat ahlak, adalet, vicdan, merhamet, emek ve özgürlük mücadelesi veriyor. Milli görüşçü bir insan böyle bir insanla yürümeyi, kendini dindar atfeden ama ahlaksız ve adaletsizlik üreten bir zihniyetle yürümeye tercih eder. Yarım asırlık medeniyeti temsil eden görüşümüz hep bu şekilde olaylara bakmıştır ve ciddi bedeller ödemiştir. Bizim yumuşak midemiz var. Kin ve nefret üretmiyoruz. Fanatik değiliz, korku imparatorluğuna mağlup olmuş değiliz ve kin ve nefret dürtüsünü ret ediyoruz. Herkesle kucaklaşmayı başaran bir camiayız. Bedel ödesek te yolumuza devam ediyoruz.

“Belediye başkanı beka sorununu çözecek pozisyonda değildir”

Bir seçim atlattık bazı arkadaşlar bir savaşa gidiyor havası oluşturdu. Hayat devam ediyor ve bu hayatı birlikte yaşama mecburiyetimiz var. Bu topaklar para ile alınmadı. Şehit kanı ile alındı. Atalarımız kimseyi sağcı-solcu diye ayrıma tabi tutmadı. Yine bazı arkadaşlar beka sorunu vurgusu yaptılar ki anlamakta zorluk çekiyorum. Belediye başkanı beka sorununu çözecek pozisyonda değildir. Kimseyi düşman olarak görmemeliyiz. "Benden olmayan düşmandır" gözü ile bakılmamalı. Ben Cumhurbaşkanımız ile çalıştım. Cumhurbaşkanımız bir partinin Cumhurbaşkanı değildir. Benim Cumhurbaşkanım olduğunu idrak etmeli. Bizim rakibimiz değilsin. Seçim geride kaldı lakin şu an yadırganacak bir konu ile karşı karşıyayız. Bir hukuk katliamı yapılıyor. Bir insan düşünün 3 ay önce kimse tanımıyordu. Şu an tüm Türkiye tanıyor. Ekrem İmamoğlu bu süreçte gerek samimiyeti ile gerek duruşu ile milletin gönlüne taht kurdu. Ancak bir parantez açmak zorundayım, İnşallah bir proje değildir. Şu an bunu konuşamam çünkü tam olarak bilemiyoruz. Tayyip Bey’in de önceden bu şekilde yansıtılması geliyor aklıma. Bu parantezi kapatayım.

“Peygamber Saadet Partisinden aday olsa yine oy vermem”

Biz Saadet Partisi olarak her zaman mazlumun yanında zalimin karşısında durduk. Cumhurbaşkanımız canlı yayında bizim İstanbul’da aday göstermediğimizi söyledi. Aynı dakikalarda İstanbul adayımız aday tanıtım programı yapıyordu. Türkiye’nin her yerinde seçime tek başına giren bir partinin İstanbul adayının olduğu Cumhurbaşkanımız bilmiyor olamaz. Bunu Saadet Partisi tabanı ile yöneticilerini karşı karşıya getirmek için kasıtlı yapıyor. Ancak bu çok sırıttı. Bu nefret söylemleri tabanda öyle etki yapıyor ki 4 kişilik bir ailede olan bir Saadet Partili diğer Ak partili aile fertleri tarafından terörist ilan ediliyor. Seçim sürecinde saha çalışması yaparken karşılaştığımız bir amcamız, “ Ben Saadet Partililere namaz kıldırmıyorum” demişti. Yine tasavvufçu bir kardeşimiz karşımıza dikilip “Peygamber Saadet Partisinden aday olsa yine oy vermem” demişti. Bunlar Cumhurbaşkanımızın söylemlerinin neticesi. Biz bu şartlar altında siyaset yapmaya çalışıyoruz. Biz yapılan oyunların farkındayız ve her an yeni bir senaryo ile karşı karşıya kalıyoruz.

“Biz diyoruz ki üretim olmadan saadete varamayız”

Ben Genel Başkanımızın ekonomi danışmanlığını yapıyorum. Beni bizzat kendisi arar ve sorularını sorar. Raporu benden kendisi alıyor. Biz bu samimiyete çok değer veriyoruz. Bir insanın istihdam edilmesi için yaklaşık 200 ila 300 bin liraya ihtiyaç vardır. Antalya’ya Binalı Yıldırım gelmişti. Antalya’ya 15 yıl içerisinde 18 milyar lira yatırım yaptık diye bir açıklaması bulunuyordu. Bunun üzerine bu konuyla alakalı araştırma yaptım. Şehrin içinde kalan bir stadyum, 813 dönümlük araziye yapılan hipodrom, hipodromun karşısına 500 dönümlük araziye cezaevi, atıl bir şekilde bekleye Expo alanı ve Elmalı-Denizli arası levhalar. Bunlara yatırım deniliyor malesef. Siz eğer 18 milyar liraya yatırım yapmış olsaydınız 90 bin istihdam sağlamış olurdunuz. Hipodrom yerine 50 fabrika açabilirdiniz diye Menderes bey ve Vali beye serzenişte bulundum. Lakin yüzüme bakıp kalmakta yetindiler. Biz diyoruz ki üretim olmadan saadete varamayız. Çanakkale köprüsünden hiç  geçmeyecek biri onun için para ödeyecekse adaletten söz edemezsiniz. Sadece Kayseri şehir Hastanesinin 3-5 yıllık kirası ile Erzurum Devlet Hastanesini açabilirsiniz. Tüm bu hamleler çıkmaza sokuyor. Bundan dolayı bütçe açık veriyor. Fındık  bile ithal yapar hale geldik. Gümrük vergileri alınmadan ithaller yapılıyor. Tarım politikamız yok malesef. 2006 yılında tarım kanunu çıktı. 23 maddelik kanunun 21. maddesi, Devletin bütçesinde tarıma ayrılan payın milli gelirin 1’ inden az olamaz diyor. 2019 milli gelir hedefimiz 4,5 trilyon lira bunun 1’i 45 milyar lira yapar. Ama tarıma ayrılan miktar 17 milyar lira. Nerde kardeşim benim çiftçimin 28 milyar lirası? Benim vatandaşımın parasını; Çanakkale köprüsüne, Avrasya projesine, Afyon-Kütahya havaalanına ödüyorsun. Biz bunu söylüyoruz diye rahatsız oluyorlar.

“Hepimizi bankalara esir ettiler”

İki önemli seçim atlattık. İlk seçimde Millet ittifakında yer aldık. Kendimize oy verdik. İkinci seçimde yalnız girme kararı aldık. Şimdi yine İstabul seçimlerine kendimiz giriyoruz. Her zaman istişare neticesi ile pişman olmadığımız kararlar veriyoruz. Biz bir sistem vaad ediyoruz. Bize yakın-uzak fark etmez tüm partilerin ekonomik modeli şöyledir; sosyal demokrat ama Kemal Derviş-fisher modeli, Kürtçü ama Kemal Derviş-fisher modeli, Türkçü ama Kemal Derviş-fisher modeli, muhafazakar demokrat ama Kemal Derviş-fisher modeli. Sizi temin ederim ki bir diğeri gelse çok farklı bir politika uygulayacak değil. Şu an da 2001 yılında DSP’nin içinde bulunduğu ekonomik model uygulanıyor. 15 günde 15 yasa aslında 1 maddeden oluşuyordu. Buda batmış durumda olan bankaları ihya etmek. Ve bunu başardılar hepimizi bankalara esir ettiler” dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.