Yörük Türkmen Dernekleri Adına Uyarı Ve Kınama Bildirisidir

Asayiş 21.09.2020 - 19:58, Güncelleme: 16.11.2022 - 03:02 2783+ kez okundu.
 

Yörük Türkmen Dernekleri Adına Uyarı Ve Kınama Bildirisidir

16 Eylül 2020 tarihli Haber Türk Tv’deki Teke Tek isimli programın konuğu olan İstanbul Üniversitesi’nde öğretim üyeliği ve ORSAM (Ortadoğu Araştırmaları Merkezi) başkanlığı yapan Prof. Dr. Ahmet Uysal “Balkan göçmenleri Türk değildir, Türkleştirilmiştir” diyerek titrine yakışmayan sözler sarf etti. Prof. Dr. Ahmet Uysal’ın bahsettiğin coğrafyanın yani Balkanların önemli bir kısmını Yörük/Türkmen derneklerinden bir kısım arkadaşımızla gezme fırsatımız oldu. Oralarda Müslüman’a Müslüman demezler Türk derler, abdest alıp namaz kılan birini gördüler mi bu Türk derler. Müslüman’a Türk, Türk’e Müslüman derler. Her iki kavram o topraklarda etle tırnak gibidir. Sayın hoca, birde Macarlar var, aslen Türk’türler, önceleri Türk’üz demezlerdi. Neden biliyor musun? Çünkü onlar meseleye dinsel bakıyorlardı da ondan, ama şimdi milli kimlikleri açısından bakıyorlar ve göğüslerini gere gere Türk’üz diyorlar. Bak hoca sana bir hamaset yapalım, daha iyi anlayacaksın “bizim atalarımız Türkistan bozkırlarında aldığı abdestin namazını Viyana önlerinde kıldı”. Balkanlarda beş vakit Ezan-ı Muhammedi okunur neden bilir misin? Bak anlatalım, kısa adıyla Osmanlı Devleti yani bizim devletimizin ordusu bir ülkeye girer, girdiği toprakları fetheder, fethettiği toprakların halkının ne kimliğine, ne dinine nede kültürüne dokunmazlardı. Fakat başka bir şey yapardı. Konargöçer Türk obalarını fethettiği topraklara gönderir, bu obaların arkasındanda Yesevi dergâhında yetişmiş Anadolu erenlerinden olan Türk dervişlerini gönderirlerdi. Anlayacağın Konargöçer Yörük/Türkmen obaları yurt tuttuğu yerleri vatan yapar, dervişlerimizde oraları aydınlatırdı. Profesörlük unvanı verilirken bu bilgiler sana verilmemiş. Sadece 1821 ile 1922 yılları arasında Balkanlar ve Kafkaslarda sürgün edilen Müslüman/Türk sayısı İngiliz arşivlerine göre 5. 000.000 (beş milyon), Yerleşim yerlerine baskınlar yapılarak kadın kız, yaşlı genç katledilen yine İngiliz arşivlerine göre Müslüman/Türk nüfusu da 5.500.000 (beş milyon beşyüz bindir). 1922 yılından sonra Türkiye’ye zoraki göç ettirilen Müslüman/Türk sayısı yukarıdaki rakamlara dâhil değildir. “Bunlar Türkçe’yi bile sonradan öğrenmiştir” diyorsun ya, Balkanlara bir git Türkçe’nin zenginliğini oralarda gör. Bak hoca, Balkan Türk’leri Anadolu’ya sığınmacı olarak gelmediler, kendi vatanlarına döndüler. Eğer Türkiye onların vatanı olmasaydı, geldikleri topraklarda ya şehit, ya da gazi olurlardı. Korumaya çalıştığınız Suriye’li sığınmacılar gibi olmazlardı, bundan emin olun. Ayrıca, Suriye’de bizim soydaşlarımız aslanlar gibi vatanlarını savunuyor, muhtemelen senin soydaşların da Türkiye’ye sığınıyor. Anlayacağın hoca, Türk, vatanını terk etmez, ölümüne savunur. Türk’ü kimliksizleştirmeye çalışmaya ne senin, ne de ağababalarının özgül ağırlığı yetmez. Seni önce Balkan Türk’leri ve sonra bütün Türk Milleti adına kınıyoruz. Ayrıca, İstanbul Üniversitesinde son günlerde uyuyan hücreler uyanmaya başladılar. Son zamanlarda sanki hepsi bir yerden idare ediliyormuş izlenimi yaratan bu hareketlerden bir tanesi de, İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mehmet Ölmez isimli kişidir. Bu da PKK seviciliğini kamufle etmek için diğer dilleri saymış, araya Kürtçeyi de sıkıştırarak ana dilde eğitimi istemiştir. Bu hocaya da hatırlatmak gerekir ki, cennet mekân Sultan Abdülhamit Han anayasa hazırlıkları yaparken, devleti bölme, parçalama düşüncesinde olan, ancak o zaman siyasi olarak güçlü bir figür olan Mithat Paşa'nın ana dilde eğitim gibi çabasını duyunca, Mithat Paşa'yı huzuruna çağırıp, “Türkçe kırmızı çizgimizdir, eğer bu çizgi çiğnenecek olursa anayasa da olmaz” dediğini hatırlatmak isteriz. Sizi kınamıyoruz uyarıyoruz, haddinizi bilin. Türkiye’de ayrılıkçı politikalarla mide bulandıran hadsizlere sesleniyoruz, Yunanistan’da sayın cumhurbaşkanımıza hakaret eden hadsizlerden bir farkınız olsun. Türkiye’nin egemenlik haklarına topyekûn saldırıda bulunan ABD; AB ülkeleri, Arap ülkeleri, Ortadoğu ülkeleri vs. ülkelerden bir farkınız olsun. Türkiye’nin iç cephesinde bir gedik açma düşüncesinden vazgeçin. Yapmış olduğumuz bu uyarı ve kınama; “Türkiye Yörük/Türkmen Dernekleri Gönül Seferberliği Yürütme Kurulu” adına kamuoyu ile paylaşılmıştır. Yürütme Kurulu Başkanı Abdullah Duman

16 Eylül 2020 tarihli Haber Türk Tv’deki Teke Tek isimli programın konuğu olan İstanbul Üniversitesi’nde öğretim üyeliği ve ORSAM (Ortadoğu Araştırmaları Merkezi) başkanlığı yapan Prof. Dr. Ahmet Uysal “Balkan göçmenleri Türk değildir, Türkleştirilmiştir” diyerek titrine yakışmayan sözler sarf etti.

Prof. Dr. Ahmet Uysal’ın bahsettiğin coğrafyanın yani Balkanların önemli bir kısmını Yörük/Türkmen derneklerinden bir kısım arkadaşımızla gezme fırsatımız oldu. Oralarda Müslüman’a Müslüman demezler Türk derler, abdest alıp namaz kılan birini gördüler mi bu Türk derler. Müslüman’a Türk, Türk’e Müslüman derler. Her iki kavram o topraklarda etle tırnak gibidir.

Sayın hoca, birde Macarlar var, aslen Türk’türler, önceleri Türk’üz demezlerdi. Neden biliyor musun? Çünkü onlar meseleye dinsel bakıyorlardı da ondan, ama şimdi milli kimlikleri açısından bakıyorlar ve göğüslerini gere gere Türk’üz diyorlar.

Bak hoca sana bir hamaset yapalım, daha iyi anlayacaksın “bizim atalarımız Türkistan bozkırlarında aldığı abdestin namazını Viyana önlerinde kıldı”. Balkanlarda beş vakit Ezan-ı Muhammedi okunur neden bilir misin?

Bak anlatalım, kısa adıyla Osmanlı Devleti yani bizim devletimizin ordusu bir ülkeye girer, girdiği toprakları fetheder, fethettiği toprakların halkının ne kimliğine, ne dinine nede kültürüne dokunmazlardı.

Fakat başka bir şey yapardı. Konargöçer Türk obalarını fethettiği topraklara gönderir, bu obaların arkasındanda Yesevi dergâhında yetişmiş Anadolu erenlerinden olan Türk dervişlerini gönderirlerdi.

Anlayacağın Konargöçer Yörük/Türkmen obaları yurt tuttuğu yerleri vatan yapar, dervişlerimizde oraları aydınlatırdı.

Profesörlük unvanı verilirken bu bilgiler sana verilmemiş.

Sadece 1821 ile 1922 yılları arasında Balkanlar ve Kafkaslarda sürgün edilen Müslüman/Türk sayısı İngiliz arşivlerine göre 5. 000.000 (beş milyon),

Yerleşim yerlerine baskınlar yapılarak kadın kız, yaşlı genç katledilen yine İngiliz arşivlerine göre Müslüman/Türk nüfusu da 5.500.000 (beş milyon beşyüz bindir).

1922 yılından sonra Türkiye’ye zoraki göç ettirilen Müslüman/Türk sayısı yukarıdaki rakamlara dâhil değildir.

Bunlar Türkçe’yi bile sonradan öğrenmiştir” diyorsun ya, Balkanlara bir git Türkçe’nin zenginliğini oralarda gör.

Bak hoca, Balkan Türk’leri Anadolu’ya sığınmacı olarak gelmediler, kendi vatanlarına döndüler. Eğer Türkiye onların vatanı olmasaydı, geldikleri topraklarda ya şehit, ya da gazi olurlardı. Korumaya çalıştığınız Suriye’li sığınmacılar gibi olmazlardı, bundan emin olun.

Ayrıca, Suriye’de bizim soydaşlarımız aslanlar gibi vatanlarını savunuyor, muhtemelen senin soydaşların da Türkiye’ye sığınıyor.

Anlayacağın hoca, Türk, vatanını terk etmez, ölümüne savunur. Türk’ü kimliksizleştirmeye çalışmaya ne senin, ne de ağababalarının özgül ağırlığı yetmez. Seni önce Balkan Türk’leri ve sonra bütün Türk Milleti adına kınıyoruz.

Ayrıca, İstanbul Üniversitesinde son günlerde uyuyan hücreler uyanmaya başladılar.

Son zamanlarda sanki hepsi bir yerden idare ediliyormuş izlenimi yaratan bu hareketlerden bir tanesi de, İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mehmet Ölmez isimli kişidir. Bu da PKK seviciliğini kamufle etmek için diğer dilleri saymış, araya Kürtçeyi de sıkıştırarak ana dilde eğitimi istemiştir. Bu hocaya da hatırlatmak gerekir ki, cennet mekân Sultan Abdülhamit Han anayasa hazırlıkları yaparken, devleti bölme, parçalama düşüncesinde olan, ancak o zaman siyasi olarak güçlü bir figür olan Mithat Paşa'nın ana dilde eğitim gibi çabasını duyunca, Mithat Paşa'yı huzuruna çağırıp, “Türkçe kırmızı çizgimizdir, eğer bu çizgi çiğnenecek olursa anayasa da olmaz” dediğini hatırlatmak isteriz. Sizi kınamıyoruz uyarıyoruz, haddinizi bilin.

Türkiye’de ayrılıkçı politikalarla mide bulandıran hadsizlere sesleniyoruz, Yunanistan’da sayın cumhurbaşkanımıza hakaret eden hadsizlerden bir farkınız olsun. Türkiye’nin egemenlik haklarına topyekûn saldırıda bulunan ABD; AB ülkeleri, Arap ülkeleri, Ortadoğu ülkeleri vs. ülkelerden bir farkınız olsun. Türkiye’nin iç cephesinde bir gedik açma düşüncesinden vazgeçin.
Yapmış olduğumuz bu uyarı ve kınama;

Türkiye Yörük/Türkmen Dernekleri Gönül Seferberliği Yürütme Kurulu” adına kamuoyu ile paylaşılmıştır.

Yürütme Kurulu Başkanı Abdullah Duman

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.