Çanakkale Zaferinin 105. Yılını Kutluyoruz Ve Şehitlerimizi Saygıyla Anıyoruz

Asayiş 18.03.2020 - 21:21, Güncelleme: 16.11.2022 - 03:02 2278+ kez okundu.
 

Çanakkale Zaferinin 105. Yılını Kutluyoruz Ve Şehitlerimizi Saygıyla Anıyoruz

Birinci Dünya Savaşı’nda ve dünya tarihinde önemli bir dönüm noktası olan Çanakkale Zaferi ülkemizin özgürlük ve bağımsızlık destanın mihenk taşlarından biridir. Tarihimizin şanlı ve unutulmaz mücadelelerinden 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 105.yıldönümünü kutluyoruz. Çanakkale Boğazı’nda, 3 Kasım 1914-18 Mart 1915 tarihleri arasında bir dizi deniz ve kara savaşlarında büyük bir zafere imza atan kahraman şehitlerimizi de unutmuyoruz. Çanakkale savaşları sıradan bir mücadele değil, büyük Türk Milleti’nin gösterdiği yüksek fedakârlığın ve kahramanlığın abidesidir. Çanakkale’de, bu güzel cennet vatanımız için omuz omuza savaşarak canlarını bağımsızlık ve vatan için feda eden kahramanlarımızın eseri olduğu kadar Atatürk’ün askeri dehası, Türk askerinin vatan sevgisi ve bağımsızlık inancı zaferinin temelini oluşturmaktadır. Çanakkale’de yazılan destan Türk ve dünya siyasi tarihinde önemli bir role sahiptir ve tarih sahnesinden silinmek istenen bir milletin varlığını dünyaya haykırışı olmuştur.  Türk bağımsızlık savaşının temelleri, Çanakkale'nin sularında, Conkbayırı'nda ve Anafartalar'da atılmış, bu zaferler Türk Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında önemli bir rol oynamıştır. Çanakkale Muharebeleri’nde vatanımızı özgürlüğe taşımak adına toprağa düşen ve şehitlik mertebesi ile tüm ulusumuzun yüreğinde yerlerini alan şehitlerimizin ebedi topraklarıdır. Hayatı savaş meydanlarında geçmiş Büyük Komutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Mutlaka şu veya bu sebepler için milleti savaşa sürüklemek taraftarı değilim. Savaş zorunlu ve hayati olmalıdır. Hakiki düşüncem şudur: Ulusu savaşa götürünce vicdan azabı duymamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı, ‘ölmeyeceğiz’ diye savaşa girebiliriz. Ancak, ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir.” İktidarın şehitlik anlayışı ile Atatürk’ün şehitlik kavramına ve askerlerine yaklaşımızı bir olamaz. AKP iktidarı, şehitlik kavramını farklı amaçlarla kullanmaktadır. Kutsalımız sayılan şehitlik hiç kimsenin tekelinde değildir. Çankkale Deniz Zaferi’nin yıl dönümünde Atatürk Anzak annelerine yazdığı mektupla bir kez daha dünyaya tarih ve insanlık dersi vermiştir. Mustafa Kemal Atatürk’ün 1934 yılında Anzak annelerine hitaben yazdığı mektubundaki şu ifadeleri akılda çıkarılmamalıdır: “Uzak memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar; burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar; göz yaşlarınızı dindiriniz, evlatlarınız bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.” Atatürk, büyük devlet adamlığı, büyük liderlik göstererek Çanakkale Savaşlarında başarıya ulaştırmıştır ancak cephede kaybettiği her bir askeri kendi evladı gibi görmüştür. Daha da ilerisi ülkesini işgal eden askerleri evlatları gibi benimsemiştir. Şehitlik gibi kutsal bir onur siyasi partilerin politikalarına alet edilemez. Birleşik Kamu- İş, iktidarın her şeyi siyasallaştıran anlayışının farkındadır. O nedenle Cumhuriyetimizi bir reklam arası olarak görenlere ve şehitlik ifadelerini farklı şekilde kullananlara asla taviz vermeyecektir. Bugün, Çanakkale'de ülkeleri için seve seve canlarını veren şehitlerimiz ve onlarla yan yana yatan binlerce yabancı asker  savaşların acı sonuçlarını, barışın önemi ve zorunluluğunu tüm insanlara anlatmaktadır.  Çanakkale Savaşında yüz binlerce şehit verilmiştir. Çanakkale, Türk halkının kan ile yazdığı destanı, aynı zamanda düşmana geçit vermeyen eşsiz direnişinin sembolüdür.  Çanakkale’de emperyalizme karşı, İnançlı, fedakar, kararlı, örgütlü vatanseverlerin mücadelesi sonucunda büyük bir başarı kazanılmıştır. Tarih bilincine sahip insanlar kadar tarih bilincine sahip emek örgütleri geleceği daha iyi görürler; mücadeleye ve yaşama daha bilinçli bakarlar. İnsanlık tarihinin en büyük ve en çetin mücadelesinin yaşandığı Çanakkale Savaşları’nda binlerce insan şehit ya da gazi olmuştur. Çanakkale Zaferi, sıradan bir savaş ya da kolayca kazanılmış bir zafer değildir. Çünkü bu zafer Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş zeminini hazırlayan koşulları oluşturmuştur. Çanakkale Zaferi; Türk ulusuna, tüm dünyanın hayran olduğu, Mustafa Kemal Atatürk gibi dahi bir lideri hediye ederken; Atatürk’te, Türk Ulusuna demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni armağan etmiştir. Cumhuriyetimizi aynı ruh ve anlayışla korumak temel sorumluluğumuzdur. Bu anlayışla tüm şehitlerimize rahmet diliyor, bu eşsiz zaferi kutluyoruz. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; Cumhuriyeti bize emanet eden Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü saygıyla anıyor ve canlarını bağımsızlık ve vatan için feda eden kahramanlarımızı rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz. Türk Ulusu, bu dirilişi gerçekleştirenleri asla unutmayacaktır

Birinci Dünya Savaşı’nda ve dünya tarihinde önemli bir dönüm noktası olan Çanakkale Zaferi ülkemizin özgürlük ve bağımsızlık destanın mihenk taşlarından biridir. Tarihimizin şanlı ve unutulmaz mücadelelerinden 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 105.yıldönümünü kutluyoruz.

Çanakkale Boğazı’nda, 3 Kasım 1914-18 Mart 1915 tarihleri arasında bir dizi deniz ve kara savaşlarında büyük bir zafere imza atan kahraman şehitlerimizi de unutmuyoruz.

Çanakkale savaşları sıradan bir mücadele değil, büyük Türk Milleti’nin gösterdiği yüksek fedakârlığın ve kahramanlığın abidesidir.

Çanakkale’de, bu güzel cennet vatanımız için omuz omuza savaşarak canlarını bağımsızlık ve vatan için feda eden kahramanlarımızın eseri olduğu kadar Atatürk’ün askeri dehası, Türk askerinin vatan sevgisi ve bağımsızlık inancı zaferinin temelini oluşturmaktadır.

Çanakkale’de yazılan destan Türk ve dünya siyasi tarihinde önemli bir role sahiptir ve tarih sahnesinden silinmek istenen bir milletin varlığını dünyaya haykırışı olmuştur. 

Türk bağımsızlık savaşının temelleri, Çanakkale'nin sularında, Conkbayırı'nda ve Anafartalar'da atılmış, bu zaferler Türk Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında önemli bir rol oynamıştır.

Çanakkale Muharebeleri’nde vatanımızı özgürlüğe taşımak adına toprağa düşen ve şehitlik mertebesi ile tüm ulusumuzun yüreğinde yerlerini alan şehitlerimizin ebedi topraklarıdır.

Hayatı savaş meydanlarında geçmiş Büyük Komutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Mutlaka şu veya bu sebepler için milleti savaşa sürüklemek taraftarı değilim. Savaş zorunlu ve hayati olmalıdır. Hakiki düşüncem şudur: Ulusu savaşa götürünce vicdan azabı duymamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı, ‘ölmeyeceğiz’ diye savaşa girebiliriz. Ancak, ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir.”

İktidarın şehitlik anlayışı ile Atatürk’ün şehitlik kavramına ve askerlerine yaklaşımızı bir olamaz. AKP iktidarı, şehitlik kavramını farklı amaçlarla kullanmaktadır. Kutsalımız sayılan şehitlik hiç kimsenin tekelinde değildir.

Çankkale Deniz Zaferi’nin yıl dönümünde Atatürk Anzak annelerine yazdığı mektupla bir kez daha dünyaya tarih ve insanlık dersi vermiştir. Mustafa Kemal Atatürk’ün 1934 yılında Anzak annelerine hitaben yazdığı mektubundaki şu ifadeleri akılda çıkarılmamalıdır: “Uzak memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar; burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar; göz yaşlarınızı dindiriniz, evlatlarınız bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”

Atatürk, büyük devlet adamlığı, büyük liderlik göstererek Çanakkale Savaşlarında başarıya ulaştırmıştır ancak cephede kaybettiği her bir askeri kendi evladı gibi görmüştür. Daha da ilerisi ülkesini işgal eden askerleri evlatları gibi benimsemiştir.

Şehitlik gibi kutsal bir onur siyasi partilerin politikalarına alet edilemez. Birleşik Kamu- İş, iktidarın her şeyi siyasallaştıran anlayışının farkındadır. O nedenle Cumhuriyetimizi bir reklam arası olarak görenlere ve şehitlik ifadelerini farklı şekilde kullananlara asla taviz vermeyecektir.

Bugün, Çanakkale'de ülkeleri için seve seve canlarını veren şehitlerimiz ve onlarla yan yana yatan binlerce yabancı asker  savaşların acı sonuçlarını, barışın önemi ve zorunluluğunu tüm insanlara anlatmaktadır. 

Çanakkale Savaşında yüz binlerce şehit verilmiştir. Çanakkale, Türk halkının kan ile yazdığı destanı, aynı zamanda düşmana geçit vermeyen eşsiz direnişinin sembolüdür.  Çanakkale’de emperyalizme karşı, İnançlı, fedakar, kararlı, örgütlü vatanseverlerin mücadelesi sonucunda büyük bir başarı kazanılmıştır.

Tarih bilincine sahip insanlar kadar tarih bilincine sahip emek örgütleri geleceği daha iyi görürler; mücadeleye ve yaşama daha bilinçli bakarlar.

İnsanlık tarihinin en büyük ve en çetin mücadelesinin yaşandığı Çanakkale Savaşları’nda binlerce insan şehit ya da gazi olmuştur.

Çanakkale Zaferi, sıradan bir savaş ya da kolayca kazanılmış bir zafer değildir. Çünkü bu zafer Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş zeminini hazırlayan koşulları oluşturmuştur. Çanakkale Zaferi; Türk ulusuna, tüm dünyanın hayran olduğu, Mustafa Kemal Atatürk gibi dahi bir lideri hediye ederken; Atatürk’te, Türk Ulusuna demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni armağan etmiştir.

Cumhuriyetimizi aynı ruh ve anlayışla korumak temel sorumluluğumuzdur.

Bu anlayışla tüm şehitlerimize rahmet diliyor, bu eşsiz zaferi kutluyoruz.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; Cumhuriyeti bize emanet eden Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü saygıyla anıyor ve canlarını bağımsızlık ve vatan için feda eden kahramanlarımızı rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz. Türk Ulusu, bu dirilişi gerçekleştirenleri asla unutmayacaktır

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.