Osman ARTAN
Köşe Yazarı
Osman ARTAN
 

En Büyük Zenginliğimiz Gençlerimiz

Allah Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “Hani o gençler mağaraya sığınmışlardı da, ‘Ey Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve içinde bulunduğumuz şu durumda bize kurtuluşu ve doğruya ulaşmayı kolaylaştır’ demişlerdi.” Bu ayette anlatılanlar, Ashab-ı Kehf adıyla anılan ve Allah’a iman edip hakkı söylemekten çekinmeyen bir avuç gençtir.  Tıpkı genç yaşında tevhidi kuşanan, güzel örnekliği ve ibretli sözleriyle halkını uyaran Hz. İbrahim gibi.   Canıyla imtihana tabi tutulan ve “Babacığım! Sana emredileni yap; inşallah beni sabredenlerden biri olarak bulacaksın”  diyen gencecik Hz. İsmail gibi. Kardeşleri tarafından kuyuya atılması, ağır imtihanlara tabi tutulmasına rağmen Rabbine itaatten vazgeçmeyen, “Ben Allah’a sığınırım”  diyerek nefsiyle mücadele eden iffet abidesi Hz. Yusuf gibi. Tıpkı annesi tarafından mabede adanan, hakaret ve iftiralara rağmen imanı ve sadakatiyle tarihe geçen Hz. Meryem gibi. Allah Resûlü (s.a.s), neşeyi ve huzuru Rabbine kullukta bulan gencin ideal bir genç olduğunu bildirmiş, iffetini koruyan ve gönlü mescitlere bağlı olan gencin ise mahşer günü Allah’ın arşının gölgesinde gölgeleneceğini  müjdelemiştir. Zira gençlik; hayallerin, heyecanın, merak ve arayışın en yoğun olduğu dönemdir. Ömrün en verimli ve değerli çağıdır. Dünya ve ahiret mutluluğunu kazanmanın, yorulmaksızın çalışarak iyiliği çoğaltmanın zamanıdır. Bu sebeple mümin, gençliğini nerede ve nasıl harcadığından sorguya çekileceği  bilinciyle hareket etmeli ve bu nimetin kıymetini bilmelidir. Her asırda olduğu gibi günümüzde de gençlerimizi kuşatan bazı sorunlar bulunmaktadır. Onların ümit ve ideallerini çalmak, heyecan ve enerjilerini istismar etmek isteyen hain eller vardır. Genç yüreklerle iletişim kanallarımızı kapattığımızda, nice sahte kurtarıcılar ve sanal âlemler onlara kapılarını açmaktadır. Cazip ve eğlenceli görünen, geçici menfaatler öneren başıboş bir dünya, gençlerin aile ve toplumdan kopmasına, mahremiyet sınırlarının çiğnenmesine ve bağımlılık tuzağına düşmesine sebep olacaktır. Gençlerimizi tehdit eden bir diğer problem, zararlı akımlar ve zehirli ideolojilerdir. Ailesinden yeterli ilgi ve sevgiyi göremeyen, sorularına ikna edici cevaplar bulamayan, kendisini yalnız ve desteksiz hisseden gençlerimiz, İslam’ı temsil ettiklerini iddia eden din tacirlerinin, bozgunculuk yapan ve kan döken hain şebekelerin hedefi olmaktadır. Bu durumda bize düşen, ister sanal âlemde isterse gerçek dünyada kurulan bütün tuzakları boşa çıkarmak için gençlerimize rehberlik etmek,  onları inanç ve medeniyet değerlerimizle buluşturmak olmalıdır.  Genç nesillerimiz için en önemli tehlikelerden biri de hayatın anlamını, var oluşun gayesini kaybetmeleri, beden ve ruh sağlığının en büyük düşmanı olan zararlı alışkanlıklara ve teknoloji bağımlılığına müptela olmalarıdır. Göz aydınlığımız, sevincimiz, ümidimiz olan yavrularımız genç yaşta elimizden kayıp gitmektedir. Yüce dinimiz İslam’a, hidayet rehberi Kur’an’a, âlemlere rahmet ve en güzel örnek olarak gönderilen Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in sünnetine sımsıkı sarılmak, gençlerimize sahip çıkmak önceliğimiz olmalıdır. Gençler bir milletin geleceği, en büyük imkânı ve zenginliğidir. Gençliğine sahip çıkıp onları eğitimli ve güzel ahlaklı bir şekilde yetiştiren toplumlar geleceklerini inşa etmiş demektir. Peygamber Efendimiz (s.a.s), “Allah Teâlâ’nın İslam yolunda kendisine itaat eden nice fidanlar yetiştirmeye devam edeceğini”  müjdelemektedir. Aziz milletimizin ve ümmet-i Muhammed’in bekası için gençlerimizi anlamalı, onlara değer vermeliyiz. Düşüncesini,  hayat tarzını, giyim kuşamını yargılayarak dışlamak yerine, hepsine kucak açmalıyız. Kendilerini keşfetmelerini sağlayacak bir rol model de biz olmalıyız. Şuurlu nesiller için gençlerimizi sahih din bilgisiyle ve kültürümüzle donatmalıyız. Çağımızın gençlerine Resul-i Ekrem gibi yaklaşabilir, O’nun metodu ile İslam’ı temsil ve tebliğ edebilirsek bu asırda da ashabın gençlerine dost olacak yiğitler çıkacağını asla unutmamalıyız.
Ekleme Tarihi: 24 Kasım 2018 - Cumartesi

En Büyük Zenginliğimiz Gençlerimiz

Allah Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “Hani o gençler mağaraya sığınmışlardı da, ‘Ey Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve içinde bulunduğumuz şu durumda bize kurtuluşu ve doğruya ulaşmayı kolaylaştır’ demişlerdi.”

Bu ayette anlatılanlar, Ashab-ı Kehf adıyla anılan ve Allah’a iman edip hakkı söylemekten çekinmeyen bir avuç gençtir.  Tıpkı genç yaşında tevhidi kuşanan, güzel örnekliği ve ibretli sözleriyle halkını uyaran Hz. İbrahim gibi.   Canıyla imtihana tabi tutulan ve “Babacığım! Sana emredileni yap; inşallah beni sabredenlerden biri olarak bulacaksın”  diyen gencecik Hz. İsmail gibi. Kardeşleri tarafından kuyuya atılması, ağır imtihanlara tabi tutulmasına rağmen Rabbine itaatten vazgeçmeyen, “Ben Allah’a sığınırım”  diyerek nefsiyle mücadele eden iffet abidesi Hz. Yusuf gibi. Tıpkı annesi tarafından mabede adanan, hakaret ve iftiralara rağmen imanı ve sadakatiyle tarihe geçen Hz. Meryem gibi.

Allah Resûlü (s.a.s), neşeyi ve huzuru Rabbine kullukta bulan gencin ideal bir genç olduğunu bildirmiş, iffetini koruyan ve gönlü mescitlere bağlı olan gencin ise mahşer günü Allah’ın arşının gölgesinde gölgeleneceğini  müjdelemiştir. Zira gençlik; hayallerin, heyecanın, merak ve arayışın en yoğun olduğu dönemdir. Ömrün en verimli ve değerli çağıdır. Dünya ve ahiret mutluluğunu kazanmanın, yorulmaksızın çalışarak iyiliği çoğaltmanın zamanıdır. Bu sebeple mümin, gençliğini nerede ve nasıl harcadığından sorguya çekileceği  bilinciyle hareket etmeli ve bu nimetin kıymetini bilmelidir.

Her asırda olduğu gibi günümüzde de gençlerimizi kuşatan bazı sorunlar bulunmaktadır. Onların ümit ve ideallerini çalmak, heyecan ve enerjilerini istismar etmek isteyen hain eller vardır. Genç yüreklerle iletişim kanallarımızı kapattığımızda, nice sahte kurtarıcılar ve sanal âlemler onlara kapılarını açmaktadır. Cazip ve eğlenceli görünen, geçici menfaatler öneren başıboş bir dünya, gençlerin aile ve toplumdan kopmasına, mahremiyet sınırlarının çiğnenmesine ve bağımlılık tuzağına düşmesine sebep olacaktır.

Gençlerimizi tehdit eden bir diğer problem, zararlı akımlar ve zehirli ideolojilerdir. Ailesinden yeterli ilgi ve sevgiyi göremeyen, sorularına ikna edici cevaplar bulamayan, kendisini yalnız ve desteksiz hisseden gençlerimiz, İslam’ı temsil ettiklerini iddia eden din tacirlerinin, bozgunculuk yapan ve kan döken hain şebekelerin hedefi olmaktadır. Bu durumda bize düşen, ister sanal âlemde isterse gerçek dünyada kurulan bütün tuzakları boşa çıkarmak için gençlerimize rehberlik etmek,  onları inanç ve medeniyet değerlerimizle buluşturmak olmalıdır. 

Genç nesillerimiz için en önemli tehlikelerden biri de hayatın anlamını, var oluşun gayesini kaybetmeleri, beden ve ruh sağlığının en büyük düşmanı olan zararlı alışkanlıklara ve teknoloji bağımlılığına müptela olmalarıdır. Göz aydınlığımız, sevincimiz, ümidimiz olan yavrularımız genç yaşta elimizden kayıp gitmektedir. Yüce dinimiz İslam’a, hidayet rehberi Kur’an’a, âlemlere rahmet ve en güzel örnek olarak gönderilen Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in sünnetine sımsıkı sarılmak, gençlerimize sahip çıkmak önceliğimiz olmalıdır.

Gençler bir milletin geleceği, en büyük imkânı ve zenginliğidir. Gençliğine sahip çıkıp onları eğitimli ve güzel ahlaklı bir şekilde yetiştiren toplumlar geleceklerini inşa etmiş demektir. Peygamber Efendimiz (s.a.s), “Allah Teâlâ’nın İslam yolunda kendisine itaat eden nice fidanlar yetiştirmeye devam edeceğini”  müjdelemektedir. Aziz milletimizin ve ümmet-i Muhammed’in bekası için gençlerimizi anlamalı, onlara değer vermeliyiz. Düşüncesini,  hayat tarzını, giyim kuşamını yargılayarak dışlamak yerine, hepsine kucak açmalıyız. Kendilerini keşfetmelerini sağlayacak bir rol model de biz olmalıyız. Şuurlu nesiller için gençlerimizi sahih din bilgisiyle ve kültürümüzle donatmalıyız. Çağımızın gençlerine Resul-i Ekrem gibi yaklaşabilir, O’nun metodu ile İslam’ı temsil ve tebliğ edebilirsek bu asırda da ashabın gençlerine dost olacak yiğitler çıkacağını asla unutmamalıyız.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.