Osman ARTAN
Köşe Yazarı
Osman ARTAN
 

Müslüman Kimdir?

Müslüman; Eliyle, Diliyle, Kalbiyle, Bütün Varlığıyla Kötülüğün Her Türlüsünün Karşısında Dimdik Durabilen Kimsedir. Vâbisa, yeni Müslüman olmuş bir sahâbîydi. Vâbisa, İslam’ın rahmet yüklü mesajlarını henüz tam olarak kavrayamadığından Peygamber Efendimiz (s.a.s)’e sorular sormak istiyordu. Bunlardan birisi de neyin iyi neyin kötü olduğu hususuydu. Sorularını sormak üzere Resûlullah’ın yanına gitti Vâbisa. ‘Yanı başında olmaktan en çok mutluluk duyacağım insan’ dediği Resûl-i Ekrem’e yaklaştı. Onun gelişini fark eden Rahmet Elçisi, “Yaklaş Vâbisa! Yaklaş!” buyurdu ve onu dinledikten sonra sorusunu şu şekilde cevapladı: “Vâbisa! İyilik ve kötülük konusunda kalbine, vicdanına danış! Zira iyilik, kendisiyle gönlünün huzur bulduğu ve vicdanını rahatlatandır. Kötülük ise, insanlar onaylasalar bile gönlünü huzursuz eden ve vicdanına endişe verendir.”[1] İyilik varlıktır, kötülük yokluktur. İyilik huzurdur. Kötülük zulmettir, karanlıktır. İyilik Rabbimizin rızasını talep etmektir. Kötülük ise O’nun gazabına adım adım yol almaktır. İyilik akl-ı selime, kalb-i selime, tab-ı selime, yani insanın yaratılmışların en şereflisi olma vasfına uygun güzelliklerdir. Kötülük ise insanı alçaltan, onu hem Allah katında hem de insanlar nezdinde değersizleştiren çirkinliklerdir. İyilik Yüce Rabbimizin, insanın fıtratına yerleştirdiği yüce bir haslettir. Kötülük ise insanın kalbine sonradan bulaşan siyah bir lekedir. İyilik tertemiz fıtratın sahibi Yüce Allah’a sadakattir. Kötülük ise bu sadakati yitirmektir. İyilik, yeryüzünden şerri, kötülüğü silecek olan en büyük güçtür. Kötülüğün kaderi ise iyilik karşısında her zaman hüsrandır, mağlubiyettir. Yüce Kitabımız, iyiliğin ne olduğundan önce, ne olmadığını anlatır bizlere.  “İyilik yönünüzü Doğuya ve Batıya yöneltmeniz değildir.” buyurur. İbadetlerin sadece şekle indirgenmesini ve dindarlığın bir gösterişe dönüştürülmesini iyilik cümlesinden kabul etmez. Kur’an-ı Kerim, gerçek iyiliği bizlere şöyle tanıtır: Asıl iyilik, “bizleri her türlü kötülüğün egemenliğinden kurtaran Rabbimize imandır. Âhiret gününü, melekleri, Allah’ın Kitabını ve peygamberlerini tasdik etmektir”. Asıl iyilik, çok sevdiğimiz mal ve servetimizi fakirlerle, yoksullarla, yetimlerle paylaşmaktır. İnsanı her türlü esaretten kurtarmaktır. Asıl iyilik, namazın müdavimi olmaktır. Zekâtı gönül rızasıyla vermektir. Asıl iyilik, ahde vefadır, emanete riayettir.[2] Asıl iyilik, darlıkta ve zorlukta sırf Allah rızasını umarak sabretmektir. Asıl iyilik, “kötülüğü iyilikle savabilmektir, iyilikle yok edebilmektir”.[3] Zira Mümin, hayatını iyiliğe adayan ve iyiliklerle anlamlandıran kişidir. Müslüman, eliyle, diliyle, kalbiyle, bütün varlığıyla kötülüğün her türlüsünün karşısında dimdik durabilen kimsedir. Üzülerek belirtmek gerekir ki; günümüzde iyilik, insanlığın gündeminde kötülük kadar yer almıyor. Her geçen gün, dünyamızı kötülükler kuşatıyor. İnsanoğlu; heva ve hevesleri, hırs ve ihtirasları uğruna vicdan, adalet, hakkaniyet ve merhametini hızla kaybediyor. Kendisinden başkasına iyiliği dokunmayan bir varlık haline dönüşüyor. Asıl iyiliğin başkalarına yapılan iyilik olduğunu unutuyor. Böylesi bir dünyada iyiliği hâkim kılmak, kötülüğe engel olmak idealine sahip biz müminlere çok önemli vazifeler düşüyor. Durum ve şartlar ne olursa olsun bizler, bu dünyada hala iyi insanların olduğu inancını yaşatmalıyız. Kötülüğün iyiliği mağlup etmesine asla göz yummamalıyız. Unutmamalıyız ki; dünya ve ahiret mutluluğu, iyiliğe hizmet etmekten, kötülüğe set çekmekten geçer. İyiliğin yolcuları olarak Rabbimize el açıp şöyle niyazda bulunmalıyız: Yâ Rabbi! Coğrafyamızı ve insanlığı kuşatan bütün kötülükleri ortadan kaldırabilmeyi bizlere nasip eyle! İyiliklerin hâkim olduğu bir dünyayı hep birlikte imar edebilmek için bizlere yardım eyle! Gelecek nesillerimize daha güzel, daha yaşanabilir bir yeryüzü bırakabilmeyi bizlere lütfeyle! [1] İbn Hanbel, IV, 227; Dârimî, Büyu’, 2. [2] Bakara, 2/177. [3] Bkz. Hûd, 11/114; Ra’d, 13/22.  
Ekleme Tarihi: 16 Mart 2017 - Perşembe

Müslüman Kimdir?

Müslüman; Eliyle, Diliyle, Kalbiyle, Bütün Varlığıyla Kötülüğün Her Türlüsünün Karşısında Dimdik Durabilen Kimsedir.

Vâbisa, yeni Müslüman olmuş bir sahâbîydi. Vâbisa, İslam’ın rahmet yüklü mesajlarını henüz tam olarak kavrayamadığından Peygamber Efendimiz (s.a.s)’e sorular sormak istiyordu. Bunlardan birisi de neyin iyi neyin kötü olduğu hususuydu. Sorularını sormak üzere Resûlullah’ın yanına gitti Vâbisa. ‘Yanı başında olmaktan en çok mutluluk duyacağım insan’ dediği Resûl-i Ekrem’e yaklaştı. Onun gelişini fark eden Rahmet Elçisi, “Yaklaş Vâbisa! Yaklaş!” buyurdu ve onu dinledikten sonra sorusunu şu şekilde cevapladı: “Vâbisa! İyilik ve kötülük konusunda kalbine, vicdanına danış! Zira iyilik, kendisiyle gönlünün huzur bulduğu ve vicdanını rahatlatandır. Kötülük ise, insanlar onaylasalar bile gönlünü huzursuz eden ve vicdanına endişe verendir.”[1]

İyilik varlıktır, kötülük yokluktur. İyilik huzurdur. Kötülük zulmettir, karanlıktır. İyilik Rabbimizin rızasını talep etmektir. Kötülük ise O’nun gazabına adım adım yol almaktır. İyilik akl-ı selime, kalb-i selime, tab-ı selime, yani insanın yaratılmışların en şereflisi olma vasfına uygun güzelliklerdir. Kötülük ise insanı alçaltan, onu hem Allah katında hem de insanlar nezdinde değersizleştiren çirkinliklerdir. İyilik Yüce Rabbimizin, insanın fıtratına yerleştirdiği yüce bir haslettir. Kötülük ise insanın kalbine sonradan bulaşan siyah bir lekedir. İyilik tertemiz fıtratın sahibi Yüce Allah’a sadakattir. Kötülük ise bu sadakati yitirmektir. İyilik, yeryüzünden şerri, kötülüğü silecek olan en büyük güçtür. Kötülüğün kaderi ise iyilik karşısında her zaman hüsrandır, mağlubiyettir.

Yüce Kitabımız, iyiliğin ne olduğundan önce, ne olmadığını anlatır bizlere.

 “İyilik yönünüzü Doğuya ve Batıya yöneltmeniz değildir.” buyurur. İbadetlerin sadece şekle indirgenmesini ve dindarlığın bir gösterişe dönüştürülmesini iyilik cümlesinden kabul etmez.

Kur’an-ı Kerim, gerçek iyiliği bizlere şöyle tanıtır: Asıl iyilik, “bizleri her türlü kötülüğün egemenliğinden kurtaran Rabbimize imandır. Âhiret gününü, melekleri, Allah’ın Kitabını ve peygamberlerini tasdik etmektir”.

Asıl iyilik, çok sevdiğimiz mal ve servetimizi fakirlerle, yoksullarla, yetimlerle paylaşmaktır. İnsanı her türlü esaretten kurtarmaktır. Asıl iyilik, namazın müdavimi olmaktır. Zekâtı gönül rızasıyla vermektir. Asıl iyilik, ahde vefadır, emanete riayettir.[2] Asıl iyilik, darlıkta ve zorlukta sırf Allah rızasını umarak sabretmektir.

Asıl iyilik, “kötülüğü iyilikle savabilmektir, iyilikle yok edebilmektir”.[3] Zira Mümin, hayatını iyiliğe adayan ve iyiliklerle anlamlandıran kişidir. Müslüman, eliyle, diliyle, kalbiyle, bütün varlığıyla kötülüğün her türlüsünün karşısında dimdik durabilen kimsedir.

Üzülerek belirtmek gerekir ki; günümüzde iyilik, insanlığın gündeminde kötülük kadar yer almıyor. Her geçen gün, dünyamızı kötülükler kuşatıyor. İnsanoğlu; heva ve hevesleri, hırs ve ihtirasları uğruna vicdan, adalet, hakkaniyet ve merhametini hızla kaybediyor. Kendisinden başkasına iyiliği dokunmayan bir varlık haline dönüşüyor. Asıl iyiliğin başkalarına yapılan iyilik olduğunu unutuyor.

Böylesi bir dünyada iyiliği hâkim kılmak, kötülüğe engel olmak idealine sahip biz müminlere çok önemli vazifeler düşüyor. Durum ve şartlar ne olursa olsun bizler, bu dünyada hala iyi insanların olduğu inancını yaşatmalıyız. Kötülüğün iyiliği mağlup etmesine asla göz yummamalıyız. Unutmamalıyız ki; dünya ve ahiret mutluluğu, iyiliğe hizmet etmekten, kötülüğe set çekmekten geçer.

İyiliğin yolcuları olarak Rabbimize el açıp şöyle niyazda bulunmalıyız: Yâ Rabbi! Coğrafyamızı ve insanlığı kuşatan bütün kötülükleri ortadan kaldırabilmeyi bizlere nasip eyle! İyiliklerin hâkim olduğu bir dünyayı hep birlikte imar edebilmek için bizlere yardım eyle! Gelecek nesillerimize daha güzel, daha yaşanabilir bir yeryüzü bırakabilmeyi bizlere lütfeyle!



[1] İbn Hanbel, IV, 227; Dârimî, Büyu’, 2.

[2] Bakara, 2/177.

[3] Bkz. Hûd, 11/114; Ra’d, 13/22.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.