CHP Antalya İl Kadın Kolları Başkanlığından Kamuoyuna Açıklama

Politika 18.12.2020 - 19:13, Güncelleme: 16.11.2022 - 03:02 1578+ kez okundu.
 

CHP Antalya İl Kadın Kolları Başkanlığından Kamuoyuna Açıklama

CEDAW sözleşmesinin 41. Yılında, biz kadınlar bu kazanılmış haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz ve bu ayrımcılık ortadan kalkıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz.
CEDAW sözleşmesinin 41. Yılında, biz kadınlar bu kazanılmış haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz ve bu ayrımcılık ortadan kalkıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz. Çok önceleri olsa da özellikle 1970’li yıllardan itibaren, hukuk alanını da etkilemeye başlayan kadın hareketinin mücadelesi sonucunda Kadın-Erkek eşitliliğinin sağlanması amacıyla dünyada önemli düzenlemeler yapılmaya başlanmıştır. 18 Aralık 1979’da Birleşmiş Milletler, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması sözleşmesi CEDAW bu alandaki yasal düzenlemelerin ilkidir. “Kadınlara karşı ayrımcılık” siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel, kişisel veya diğer alanlardaki kadın erkek eşitliğine dayanan insan haklarının ve temel özgürlüklerinin; medeni durumları ne olursa olsun, kadınlara tanınmasını, kadınların haklardan yararlanmalarını veya kullanmalarını engelleme veya hükümsüz kılma amacını taşıyan veya bu sonucu doğuran cinsiyete dayalı herhangi bir ayrım, dışlama veya kısıtlama anlamına gelir. Tüm dünyada cinsiyet eşitliğinin hayata geçirilmesini amaçlayan CEDAW bir insan hakları antlaşmasıdır. Kadın hakları bildirgesi olarak da anılır. Çünkü, kadınların eşitlik hakları üzerinde durur. CEDAW’ın kabulü ile dünya genelinde kadın insan haklarını tanımak ve korumak taraf ülkelerin bakımından yasal bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu sözleşme neredeyse tüm dünya ülkeleri tarafından imzalanmıştır. Birçoğunda anayasa ve diğer ulusal mevzuatın yasal düzenlemelerinin yapılmasını zorunlu kılmıştır. Bu konuda hiçbir adım atmayan 6 ülke (Vatikan, İran İslam Cumhuriyeti, Niue adası, Somali, Sudan ve Tonga Adası) dışında tüm dünya ülkeleri imza atmıştır. Ülkemiz 1985 yılında imza koyduğu CEDAW sözleşmesi ile iç hukuku sözleşmeye uygun hale getirmek için, 90’lı yılların sonundan itibaren yasalarda bir dizi değişiklikler yapmaya başlamış ancak düzenlemeler ve uygulamalar yeterli olmamış ve gerektiği kadar hayata geçmemiştir. Bugün hükümet tarafından tartışmaya açılan İstanbul Sözleşmesi de bu anlamda CEDAW sözleşmesi ile doğrudan bağlıdır. Sözleşmelere ilişkin tartışmaların başladığı bu dönemde Covid-19 pandemisi nedeniyle, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri ve kadına yönelik şiddet daha da artmıştır. Her olağanüstü durumda kökleşmiş cinsiyetçi pratikler devreye girmektedir. (Savaş, kıtlık, salgın gibi) Pandemi kadınların yeniden “özel alan”a, geleneksel rollerine hapsedilmesine neden oluşturmuştur. Kadınların elde ettikleri kazanımlara karşın, cinsiyete dayalı iş bölümünde köklü bir dönüşüm olmamıştır. Pandemi döneminde toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, pandemi önlemleri nedeniyle; en yaygın olduğu yerde yani ev içinde tüm dünyada ve ülkemizde artmıştır. Örneğin; Hakimler, Covid-19 tedbirleri kapsamında ilave tedbir genelgeleri doğrultusunda açıkça hukuka aykırı olan, şiddet uygulayan failleri evden uzaklaştırmaya ilişkin tedbir kararlarını veremeyeceklerini söylemektedirler. En az Covid-19 virüsü kadar kadınların sağlığını tehdit eden kadına yönelik şiddet konusunda, kadınlar çoğu zaman eksik bilgilendirmeler veya haklarına erişim engelleme uygulamalarıyla karşı karşıya kalmışlardır. Bu sıkıntılı dönem, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için pek çok engeller ve tehlikeler barındırsa da pek çokta olanak vardır. Uluslararası düzeyde, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve ayrımcılık ile ilgili yasal düzenlemeler “dış güçlerin bir dayatması olmayıp Türkiye’de görmezden gelinemeyecek kadar fazla sayıda, şiddete ve ayrımcılığa maruz kalan kadının, hak ve özgürlük mücadelesinin bir sonucudur. CEDAW sözleşmesinin 41. Yılında, biz kadınlar bu kazanılmış haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz ve bu ayrımcılık ortadan kalkıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz. Nilüfer Deveci CHP Kadın Kolları Antalya İl Başkanı
CEDAW sözleşmesinin 41. Yılında, biz kadınlar bu kazanılmış haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz ve bu ayrımcılık ortadan kalkıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz.

CEDAW sözleşmesinin 41. Yılında, biz kadınlar bu kazanılmış haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz ve bu ayrımcılık ortadan kalkıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz.

Çok önceleri olsa da özellikle 1970’li yıllardan itibaren, hukuk alanını da etkilemeye başlayan kadın hareketinin mücadelesi sonucunda Kadın-Erkek eşitliliğinin sağlanması amacıyla dünyada önemli düzenlemeler yapılmaya başlanmıştır.

18 Aralık 1979’da Birleşmiş Milletler, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması sözleşmesi CEDAW bu alandaki yasal düzenlemelerin ilkidir. “Kadınlara karşı ayrımcılık” siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel, kişisel veya diğer alanlardaki kadın erkek eşitliğine dayanan insan haklarının ve temel özgürlüklerinin; medeni durumları ne olursa olsun, kadınlara tanınmasını, kadınların haklardan yararlanmalarını veya kullanmalarını engelleme veya hükümsüz kılma amacını taşıyan veya bu sonucu doğuran cinsiyete dayalı herhangi bir ayrım, dışlama veya kısıtlama anlamına gelir.

Tüm dünyada cinsiyet eşitliğinin hayata geçirilmesini amaçlayan CEDAW bir insan hakları antlaşmasıdır. Kadın hakları bildirgesi olarak da anılır. Çünkü, kadınların eşitlik hakları üzerinde durur.

CEDAW’ın kabulü ile dünya genelinde kadın insan haklarını tanımak ve korumak taraf ülkelerin bakımından yasal bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu sözleşme neredeyse tüm dünya ülkeleri tarafından imzalanmıştır. Birçoğunda anayasa ve diğer ulusal mevzuatın yasal düzenlemelerinin yapılmasını zorunlu kılmıştır. Bu konuda hiçbir adım atmayan 6 ülke (Vatikan, İran İslam Cumhuriyeti, Niue adası, Somali, Sudan ve Tonga Adası) dışında tüm dünya ülkeleri imza atmıştır.

Ülkemiz 1985 yılında imza koyduğu CEDAW sözleşmesi ile iç hukuku sözleşmeye uygun hale getirmek için, 90’lı yılların sonundan itibaren yasalarda bir dizi değişiklikler yapmaya başlamış ancak düzenlemeler ve uygulamalar yeterli olmamış ve gerektiği kadar hayata geçmemiştir.

Bugün hükümet tarafından tartışmaya açılan İstanbul Sözleşmesi de bu anlamda CEDAW sözleşmesi ile doğrudan bağlıdır.

Sözleşmelere ilişkin tartışmaların başladığı bu dönemde Covid-19 pandemisi nedeniyle, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri ve kadına yönelik şiddet daha da artmıştır.

Her olağanüstü durumda kökleşmiş cinsiyetçi pratikler devreye girmektedir. (Savaş, kıtlık, salgın gibi) Pandemi kadınların yeniden “özel alan”a, geleneksel rollerine hapsedilmesine neden oluşturmuştur. Kadınların elde ettikleri kazanımlara karşın, cinsiyete dayalı iş bölümünde köklü bir dönüşüm olmamıştır.

Pandemi döneminde toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, pandemi önlemleri nedeniyle; en yaygın olduğu yerde yani ev içinde tüm dünyada ve ülkemizde artmıştır.

Örneğin; Hakimler, Covid-19 tedbirleri kapsamında ilave tedbir genelgeleri doğrultusunda açıkça hukuka aykırı olan, şiddet uygulayan failleri evden uzaklaştırmaya ilişkin tedbir kararlarını veremeyeceklerini söylemektedirler.

En az Covid-19 virüsü kadar kadınların sağlığını tehdit eden kadına yönelik şiddet konusunda, kadınlar çoğu zaman eksik bilgilendirmeler veya haklarına erişim engelleme uygulamalarıyla karşı karşıya kalmışlardır.

Bu sıkıntılı dönem, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için pek çok engeller ve tehlikeler barındırsa da pek çokta olanak vardır.

Uluslararası düzeyde, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve ayrımcılık ile ilgili yasal düzenlemeler “dış güçlerin bir dayatması olmayıp Türkiye’de görmezden gelinemeyecek kadar fazla sayıda, şiddete ve ayrımcılığa maruz kalan kadının, hak ve özgürlük mücadelesinin bir sonucudur.

CEDAW sözleşmesinin 41. Yılında, biz kadınlar bu kazanılmış haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz ve bu ayrımcılık ortadan kalkıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz.

Nilüfer Deveci CHP Kadın Kolları Antalya İl Başkanı

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.