Yaşasın Hürriyet, Kahrolsun İstibdat

Ülke Gündemi 27.04.2022 - 19:18, Güncelleme: 16.11.2022 - 03:02 2357+ kez okundu.
 

Yaşasın Hürriyet, Kahrolsun İstibdat

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener 27 Nisan Çarşamba günü TBMM grup toplantısında;
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener 27 Nisan Çarşamba günü TBMM grup toplantısında; Bağımsızlığımızın temeli olan 23 Nisan’a ilişkin; ‘’Bugün bu Yüce Meclis’in çatısı altında buluşabiliyorsak bunu 102 yıl önce bir araya gelen o kutlu iradeye borçluyuz. Bugün bu cennet topraklarda yaşıyor, bu havayı soluyor, bu suyu içiyorsak bunu 102 yıl önce kula kulluk etmeyi reddeden cesurlara borçluyuz. Bugün saraylarda oturup milletin gerçeklerinden bihaber gezenlere, milletin hakkına girenlere karşı çıkıyorsak bunu 102 yıl önce Ankara Ulus’ta yeryüzündeki tüm saraylardan daha görkemli olan o mütevazi binada yeniden alevlenen demokrasi öykümüze borçluyuz! Bağımsızlığımızın temeli olan 23 Nisan’ı içimizdeki tüm burukluklara rağmen çocuklarımızla birlikte yine kutladık. Neşemizi çalanlar, cumhuriyet coşkumuza yine dokunamadı. Atatürk’ü kıskananlar ona duyduğumuz sevgi karşısında yine orta yerinden çatladı.’’ diye konuştu. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener , Cumhuriyetimizin çocuklara dair ortaya koyduğu vizyona ilişkin; ‘’TÜİK’in 5’inci Çocuk İşgücü Araştırması” sonuçlarına göre Türkiye’de bir ekonomik faaliyette çalışan 5-17 yaş grubundaki çocuklarımızın sayısı 720 bin. Okulunu terk etmek zorunda kalan çocuklarımızın sayısı da maalesef azımsanmayacak kadar fazla. 78’i kayıt dışı çalışan adlarına “çırak” diyerek sorumluluktan kaçtığımız 2 milyona yakın çocuğumuz var. Bunun da yanında okula devam ettiği hâlde makul bir gelecek kurmaktan yoksun bırakılan, öğrenmesi ve gelişimi ihmal edilmiş çocuklarımız var. Peki ya çocuk gelinler? TÜİK’e göre son 10 yılda 381 bin 418 kız çocuğumuz evlendirildi. Mendil kapmaca oynamak yerine mendil satan, oyuncak bebeği yerine kendi bebeğiyle oynayan çocuklarımız var ve ne acıdır ki cinsel, fiziksel ve duygusal istismardan koruyamadığımız çocuklarımızın sayısı son 10 yılda 700 kat artmış. Bugün Cumhuriyetimizi kuran iradenin çocuklarımıza dair koyduğu o vizyonun işte bu kadar uzağındayız. 1921 yılında Çocuk Esirgeme Kurumu’nu kurarak savaşta babasını, ailesini kaybetmiş yetim çocuklarımıza kol kanat geren o kapsayıcı devlet anlayışının işte bu kadar uzağındayız. Bugün maalesef Atatürk’ümüzün çocuklarımıza verdiği değerin işte bu kadar uzağındayız!’’ diye konuştu. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener , Ulaştırma Bakanı’nın; ‘’Bugün yurt dışına mühendis ihraç eden bir konuma geldik.” sözlerine ilişkin; ‘’Gençlerimize iş fırsatları, girişimcilik imkânları oluşturmakla görevli olanlar; ülkesini terk etmek zorunda kalan okumuş evlatlarımıza zerre utanmadan “ihracat” diyor. Sorumlulukları gençlerimize hayallerini özgürce gerçekleştirecekleri bir ülke sunmak olanlar; beyin göçünü engellemek yerine, gençlerimiz memleketten gitsin diye ellerinden geleni yapıyor. Üstelik bu sözüm ona ihracat patlamasıyla övünürken bir yandan da ithalatta rekora koşuyorlar. Ne mi ithal ediyorlar? Sığınmacı. Mühendis ihraç edip çoban ithal ediyorlar. Doktor ihraç edip maraba ithal ediyorlar. Kendi gençlerini yoksulluğa mahkûm edenler kendi ülkelerini mülteci kampına dönüştürüyorlar.’’ dedi. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener , Enerji Bakanı’nın yaklaşık 278 bin abonenin elektriğinin kesik olduğunu söylemesi üzerine; ‘’Görevi memlekette elektriksiz, doğal gazsız hane bırakmamak olan bakan, zerre utanmadan 2022 yılı Türkiye’sinde yaklaşık 1 milyon vatandaşımızın elektrik gibi temel bir ihtiyaçtan yoksun olduğunu savunuyor. O da eğer bu arkadaşların rakamlarına inanırsanız. En acısı da ne biliyor musunuz? Ülkemizdeki elektriği kesik tüm abonelerin faturalarının toplamı, iki holdingin silinen vergi borcu kadar etmiyor…’’ dedi. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener , Nebati Bakan’ın; “Gerekirse gemileri karadan yürütür, hedefimize ulaşırız.” sözlerine ilişkin; ‘’Işıltılı gözleri, abuk sabuk açıklamaları ve bir türlü tutmayan plan, program ve modelleriyle Türk siyasi tarihine şimdiden kara bir leke olarak geçen Nebati Bakan; ‘Gerekirse gemileri karadan yürütür, hedefimize ulaşırız.’ diyor. Artık ‘Yürütmeyeceğiz.’, ‘Yürüttürmeyeceğiz.’ diyemiyor; ‘Gemileri karadan yürüteceğiz.’ diyor. ‘Artık israf etmeyeceğiz.’, ‘Bay Kriz’in aklına uyup Türkiye’yi akıl dışı deneylere kobay yapmayacağız.’ diyemiyor. ‘Gemileri karadan yürüteceğiz.’ diyor. Peki enflasyonu düşürebiliyor mu? Hayır. Doları düşürebiliyor mu? Hayır. Gençlere iş bulabiliyor mu? Hayır. EYT’yi çözebiliyor mu? Hayır. 3600 ek göstergeyi verebiliyor mu? Hayır. Çiftçinin, esnafın, sanayicinin çilesini bitirebiliyor mu? Hayır. Elektrik faturalarını, doğal gaz faturalarını indirebiliyor mu? Hayır. Maaşlara zam yapabiliyor mu? Bayram ikramiyelerine anlamlı bir iyileştirme yapabiliyor mu? Hayır. Neymiş? Gemileri karadan yürütecekmiş. Bu söz ne yaptığına dair en küçük bir fikri bile olmayan liyakatsiz bir bakanın Fatih Sultan Mehmet Han üzerinden hamaset yaparak acınası bir şekilde durumu idare etme çabasıdır.’’ diye konuştu. Geçtiğimiz hafta Kırşehirli vatandaşlarımızla bir araya gelen İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ; Kırşehirli esnafımızın, ışıkları kapalı dükkânların, üreticimizin, çiftçimizin dertlerini anlattı. Gençler için Gençlerle beraber oturumlarının dördüncüsünü gerçekleştiren Genel Başkanımız, tersine mentorluk oturumunda gençlerin sorunlarını kürsüden dile getirdi. Bugün konut hakkının yerini, konut krizinin aldığı bir Türkiye ile karşı karşıya olduğumuzu ifade eden İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener , geniş mali ve idari yetkilerle donatılan TOKİ’ye ilişkin; ‘’Bugün TOKİ hiçbir kuruma karşı hesap vermiyor. Bütçesi Meclise gelmiyor. Yani TOKİ’nin devlet bütçesi içindeki yeri belirsiz. Devletin hiçbir hesabı içinde yer almıyor. Gelişigüzel ve keyfi biçimde karar alarak kamu kaynağını kullanıyor. Peki bu kamu kaynağıyla ne yapıyor? Mülkiyeti devlete yani millete ait kupon arazileri iktidarın 5’li çetesine lüks rezidans projeleri için piyasa fiyatının çok altında bedellerle peşkeş çekiyor. TOKİ ile iş yapan yüklenici firmalar şeffaf olmayan süreçlerin sonucunda ihaleler kazanıyor. Kamunun sırtından adil ve yasal olmayan kazançlar elde ediliyor. Yani devlet arazilerimiz yağmalanıyor, kamu kaynaklarımız çarçur ediliyor ve de en önemlisi vatandaşlarımız piyasanın yıkıcı etkilerine karşı savunmasız bırakılıyor. Bu durumu kabul edemeyiz. Bu yağmaya izin veremeyiz. Bu talana sessiz kalamayız. Bu talana sessiz kalmayacağız!’’ diye konuştu. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener , Gezi olaylarına ilişkin; ‘’Gezi, başlangıcından Bay Kriz’in türlü provokasyon ve müdahalelerle rayından çıkarmasına kadar geçen süreçte ülkücüsünden solcusuna, dindarından sekülerine, kadınından erkeğine gençlerimizin o dönem müstemleke rejimine karşı sergilediği bir duruş, bir direniştir. Türk gençlerinin bu direnişi Ak Parti’nin fetö ile el ele verip millî egemenliğimize kastetmesine karşı yapılmıştır. Bu direniş, çaresizlere ümit olmuştur. Cumhuriyetimizi tek bir adama mahkûm etmek isteyenlere karşı âdeta bir duvar olmuştur ve o duvar sayın Erdoğan ve avaneleri eliyle rayından çıkartılana kadar da dimdik durmuştur. Gençlerimiz uğruna ölecekleri vatanları, sayın Erdoğan’ın inşaat baronlarına peşkeş çekilmesin diye gurur duydukları devletleri bir grup meczubun elinde parçalanmasın diye, çok sevdikleri Türk Milleti’nin geleceği tehlikeye düşmesin diye bu direnişi gerçekleştirmiştir. Bu yönüyle Gezi direnişi Türk gençliği için yalnızca bir protesto değildir. Aynı zamanda millî şuurun da ayağa kalkmasıdır. Atalarından aldıkları yetkiyle derde düşen milletin gözünü açma mücadelesidir.’’ diye konuşu. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener , Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi denilen bir istibdadın içinde olduğumuzu belirtirken Osman Kavala davasına ilişkin; ‘’Saray Tiyatroları eliyle galası yapılan Osman Kavala davası toplum vicdanına ve millet varlığına hançer vuran binlerce yargı trajedisinden sadece bir tanesidir. Yasama ve yürütmenin yanında yargı yetkisinin de saraydaki şımarıkların nargile masalarına çerez edildiğinin bir başka önemli kanıtıdır. Sayın Erdoğan aklınca aylarca üst perdeden beylik laflar ettiği Rahip Bronson davası ile neredeyse kendisini savcı ilan ettiği Kaşıkçı davasında milletin yargı egemenliğini alenen ve utanmadan satmasının sadakasını vermiştir. İşte o nedenle bugün meselemiz Osman Kavala değildir. Çünkü Osman Kavala mevcut yasalarla, zaten aklanmış, mahkeme bile bunu kabul etmiştir. Bugün meselemiz milletimizin her bir ferdinin kısıtlanamaz, devredilemez, engellenemez temel haklarının, hürriyetlerinin, insanca yaşama arayışının ve buna dair umut ve hayallerinin elinden alınmasıdır. Bugün meselemiz iktidar araçları ve devlet organları eliyle paramparça edilen, yabancılaştırılan, mayası ve özü değiştirilen, 1920 yılında bu çatı altında birleşmiş bir millet ile onun vatanını ve devletini bu ucube zihniyetten kurtarma meselesidir. Bugün meselemiz istibdat karşısında, hürriyet için dik durabilme meselesidir. Çünkü 1908’de istibdada karşı koyan ruh neyse Gezi de odur. 31 Mart’ta meşrutiyeti yıkmaya kalkışan darbecilerin karşısında duran irade neyse Gezi de odur. Demokrasi için seferber olan o günün Türk Gençleri neyse ağacına parkına ve heykeline sahip çıkan Gezi’deki Türk gençleri de odur.’’ diye konuştu. Milletin Kürsüsü’nde söz; Çocuk Esirgeme Kurumu’nu ortaya çıkaran Cumhuriyet vizyonumuzun günümüzdeki temsilcilerinden Koruyucu Aile Evlat Edinme Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ülkü Aydeniz’in oldu.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener 27 Nisan Çarşamba günü TBMM grup toplantısında;

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener 27 Nisan Çarşamba günü TBMM grup toplantısında;

Bağımsızlığımızın temeli olan 23 Nisan’a ilişkin; ‘’Bugün bu Yüce Meclis’in çatısı altında buluşabiliyorsak bunu 102 yıl önce bir araya gelen o kutlu iradeye borçluyuz. Bugün bu cennet topraklarda yaşıyor, bu havayı soluyor, bu suyu içiyorsak bunu 102 yıl önce kula kulluk etmeyi reddeden cesurlara borçluyuz. Bugün saraylarda oturup milletin gerçeklerinden bihaber gezenlere, milletin hakkına girenlere karşı çıkıyorsak bunu 102 yıl önce Ankara Ulus’ta yeryüzündeki tüm saraylardan daha görkemli olan o mütevazi binada yeniden alevlenen demokrasi öykümüze borçluyuz! Bağımsızlığımızın temeli olan 23 Nisan’ı içimizdeki tüm burukluklara rağmen çocuklarımızla birlikte yine kutladık. Neşemizi çalanlar, cumhuriyet coşkumuza yine dokunamadı. Atatürk’ü kıskananlar ona duyduğumuz sevgi karşısında yine orta yerinden çatladı.’’ diye konuştu.

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener , Cumhuriyetimizin çocuklara dair ortaya koyduğu vizyona ilişkin; ‘’TÜİK’in 5’inci Çocuk İşgücü Araştırması” sonuçlarına göre Türkiye’de bir ekonomik faaliyette çalışan 5-17 yaş grubundaki çocuklarımızın sayısı 720 bin. Okulunu terk etmek zorunda kalan çocuklarımızın sayısı da maalesef azımsanmayacak kadar fazla. 78’i kayıt dışı çalışan adlarına “çırak” diyerek sorumluluktan kaçtığımız 2 milyona yakın çocuğumuz var. Bunun da yanında okula devam ettiği hâlde makul bir gelecek kurmaktan yoksun bırakılan, öğrenmesi ve gelişimi ihmal edilmiş çocuklarımız var. Peki ya çocuk gelinler? TÜİK’e göre son 10 yılda 381 bin 418 kız çocuğumuz evlendirildi. Mendil kapmaca oynamak yerine mendil satan, oyuncak bebeği yerine kendi bebeğiyle oynayan çocuklarımız var ve ne acıdır ki cinsel, fiziksel ve duygusal istismardan koruyamadığımız çocuklarımızın sayısı son 10 yılda 700 kat artmış. Bugün Cumhuriyetimizi kuran iradenin çocuklarımıza dair koyduğu o vizyonun işte bu kadar uzağındayız. 1921 yılında Çocuk Esirgeme Kurumu’nu kurarak savaşta babasını, ailesini kaybetmiş yetim çocuklarımıza kol kanat geren o kapsayıcı devlet anlayışının işte bu kadar uzağındayız. Bugün maalesef Atatürk’ümüzün çocuklarımıza verdiği değerin işte bu kadar uzağındayız!’’ diye konuştu.

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener , Ulaştırma Bakanı’nın; ‘’Bugün yurt dışına mühendis ihraç eden bir konuma geldik.” sözlerine ilişkin; ‘’Gençlerimize iş fırsatları, girişimcilik imkânları oluşturmakla görevli olanlar; ülkesini terk etmek zorunda kalan okumuş evlatlarımıza zerre utanmadan “ihracat” diyor. Sorumlulukları gençlerimize hayallerini özgürce gerçekleştirecekleri bir ülke sunmak olanlar; beyin göçünü engellemek yerine, gençlerimiz memleketten gitsin diye ellerinden geleni yapıyor. Üstelik bu sözüm ona ihracat patlamasıyla övünürken bir yandan da ithalatta rekora koşuyorlar. Ne mi ithal ediyorlar? Sığınmacı. Mühendis ihraç edip çoban ithal ediyorlar. Doktor ihraç edip maraba ithal ediyorlar. Kendi gençlerini yoksulluğa mahkûm edenler kendi ülkelerini mülteci kampına dönüştürüyorlar.’’ dedi.

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener , Enerji Bakanı’nın yaklaşık 278 bin abonenin elektriğinin kesik olduğunu söylemesi üzerine; ‘’Görevi memlekette elektriksiz, doğal gazsız hane bırakmamak olan bakan, zerre utanmadan 2022 yılı Türkiye’sinde yaklaşık 1 milyon vatandaşımızın elektrik gibi temel bir ihtiyaçtan yoksun olduğunu savunuyor. O da eğer bu arkadaşların rakamlarına inanırsanız. En acısı da ne biliyor musunuz? Ülkemizdeki elektriği kesik tüm abonelerin faturalarının toplamı, iki holdingin silinen vergi borcu kadar etmiyor…’’ dedi.

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener , Nebati Bakan’ın; “Gerekirse gemileri karadan yürütür, hedefimize ulaşırız.” sözlerine ilişkin; ‘’Işıltılı gözleri, abuk sabuk açıklamaları ve bir türlü tutmayan plan, program ve modelleriyle Türk siyasi tarihine şimdiden kara bir leke olarak geçen Nebati Bakan; ‘Gerekirse gemileri karadan yürütür, hedefimize ulaşırız.’ diyor. Artık ‘Yürütmeyeceğiz.’, ‘Yürüttürmeyeceğiz.’ diyemiyor; ‘Gemileri karadan yürüteceğiz.’ diyor. ‘Artık israf etmeyeceğiz.’, ‘Bay Kriz’in aklına uyup Türkiye’yi akıl dışı deneylere kobay yapmayacağız.’ diyemiyor. ‘Gemileri karadan yürüteceğiz.’ diyor. Peki enflasyonu düşürebiliyor mu? Hayır. Doları düşürebiliyor mu? Hayır. Gençlere iş bulabiliyor mu? Hayır. EYT’yi çözebiliyor mu? Hayır. 3600 ek göstergeyi verebiliyor mu? Hayır. Çiftçinin, esnafın, sanayicinin çilesini bitirebiliyor mu? Hayır. Elektrik faturalarını, doğal gaz faturalarını indirebiliyor mu? Hayır. Maaşlara zam yapabiliyor mu? Bayram ikramiyelerine anlamlı bir iyileştirme yapabiliyor mu? Hayır. Neymiş? Gemileri karadan yürütecekmiş. Bu söz ne yaptığına dair en küçük bir fikri bile olmayan liyakatsiz bir bakanın Fatih Sultan Mehmet Han üzerinden hamaset yaparak acınası bir şekilde durumu idare etme çabasıdır.’’ diye konuştu.

Geçtiğimiz hafta Kırşehirli vatandaşlarımızla bir araya gelen İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ; Kırşehirli esnafımızın, ışıkları kapalı dükkânların, üreticimizin, çiftçimizin dertlerini anlattı.

Gençler için Gençlerle beraber oturumlarının dördüncüsünü gerçekleştiren Genel Başkanımız, tersine mentorluk oturumunda gençlerin sorunlarını kürsüden dile getirdi.

Bugün konut hakkının yerini, konut krizinin aldığı bir Türkiye ile karşı karşıya olduğumuzu ifade eden İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener , geniş mali ve idari yetkilerle donatılan TOKİ’ye ilişkin; ‘’Bugün TOKİ hiçbir kuruma karşı hesap vermiyor. Bütçesi Meclise gelmiyor. Yani TOKİ’nin devlet bütçesi içindeki yeri belirsiz. Devletin hiçbir hesabı içinde yer almıyor. Gelişigüzel ve keyfi biçimde karar alarak kamu kaynağını kullanıyor. Peki bu kamu kaynağıyla ne yapıyor? Mülkiyeti devlete yani millete ait kupon arazileri iktidarın 5’li çetesine lüks rezidans projeleri için piyasa fiyatının çok altında bedellerle peşkeş çekiyor. TOKİ ile iş yapan yüklenici firmalar şeffaf olmayan süreçlerin sonucunda ihaleler kazanıyor. Kamunun sırtından adil ve yasal olmayan kazançlar elde ediliyor. Yani devlet arazilerimiz yağmalanıyor, kamu kaynaklarımız çarçur ediliyor ve de en önemlisi vatandaşlarımız piyasanın yıkıcı etkilerine karşı savunmasız bırakılıyor. Bu durumu kabul edemeyiz. Bu yağmaya izin veremeyiz. Bu talana sessiz kalamayız. Bu talana sessiz kalmayacağız!’’ diye konuştu.

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener , Gezi olaylarına ilişkin; ‘’Gezi, başlangıcından Bay Kriz’in türlü provokasyon ve müdahalelerle rayından çıkarmasına kadar geçen süreçte ülkücüsünden solcusuna, dindarından sekülerine, kadınından erkeğine gençlerimizin o dönem müstemleke rejimine karşı sergilediği bir duruş, bir direniştir. Türk gençlerinin bu direnişi Ak Parti’nin fetö ile el ele verip millî egemenliğimize kastetmesine karşı yapılmıştır. Bu direniş, çaresizlere ümit olmuştur. Cumhuriyetimizi tek bir adama mahkûm etmek isteyenlere karşı âdeta bir duvar olmuştur ve o duvar sayın Erdoğan ve avaneleri eliyle rayından çıkartılana kadar da dimdik durmuştur. Gençlerimiz uğruna ölecekleri vatanları, sayın Erdoğan’ın inşaat baronlarına peşkeş çekilmesin diye gurur duydukları devletleri bir grup meczubun elinde parçalanmasın diye, çok sevdikleri Türk Milleti’nin geleceği tehlikeye düşmesin diye bu direnişi gerçekleştirmiştir. Bu yönüyle Gezi direnişi Türk gençliği için yalnızca bir protesto değildir. Aynı zamanda millî şuurun da ayağa kalkmasıdır. Atalarından aldıkları yetkiyle derde düşen milletin gözünü açma mücadelesidir.’’ diye konuşu.

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener , Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi denilen bir istibdadın içinde olduğumuzu belirtirken Osman Kavala davasına ilişkin; ‘’Saray Tiyatroları eliyle galası yapılan Osman Kavala davası toplum vicdanına ve millet varlığına hançer vuran binlerce yargı trajedisinden sadece bir tanesidir. Yasama ve yürütmenin yanında yargı yetkisinin de saraydaki şımarıkların nargile masalarına çerez edildiğinin bir başka önemli kanıtıdır. Sayın Erdoğan aklınca aylarca üst perdeden beylik laflar ettiği Rahip Bronson davası ile neredeyse kendisini savcı ilan ettiği Kaşıkçı davasında milletin yargı egemenliğini alenen ve utanmadan satmasının sadakasını vermiştir. İşte o nedenle bugün meselemiz Osman Kavala değildir. Çünkü Osman Kavala mevcut yasalarla, zaten aklanmış, mahkeme bile bunu kabul etmiştir. Bugün meselemiz milletimizin her bir ferdinin kısıtlanamaz, devredilemez, engellenemez temel haklarının, hürriyetlerinin, insanca yaşama arayışının ve buna dair umut ve hayallerinin elinden alınmasıdır. Bugün meselemiz iktidar araçları ve devlet organları eliyle paramparça edilen, yabancılaştırılan, mayası ve özü değiştirilen, 1920 yılında bu çatı altında birleşmiş bir millet ile onun vatanını ve devletini bu ucube zihniyetten kurtarma meselesidir. Bugün meselemiz istibdat karşısında, hürriyet için dik durabilme meselesidir. Çünkü 1908’de istibdada karşı koyan ruh neyse Gezi de odur. 31 Mart’ta meşrutiyeti yıkmaya kalkışan darbecilerin karşısında duran irade neyse Gezi de odur. Demokrasi için seferber olan o günün Türk Gençleri neyse ağacına parkına ve heykeline sahip çıkan Gezi’deki Türk gençleri de odur.’’ diye konuştu.

Milletin Kürsüsü’nde söz; Çocuk Esirgeme Kurumu’nu ortaya çıkaran Cumhuriyet vizyonumuzun günümüzdeki temsilcilerinden Koruyucu Aile Evlat Edinme Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ülkü Aydeniz’in oldu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.