Güldane KAYA
Köşe Yazarı
Güldane KAYA
 

14 Şubat’tan 14 Şubat’a Sevgiyle… Sevdiklerinizle

parçası güven olmalı. Güvenin olmadığı yerlerde sevgi bir noktada tıkanıyor. Partnerlerin, eşlerin, dostların, hatta iş hayatında ki arkadaşların birbirine verebilecekleri en paha biçilemez hediye güven olsa gerek. Güven ile birlikte, temiz bir sevgi, temiz bir aşk gerisi zaten kendiliğinden şekilleniyor. Hangi yaşta olursa olsun insan her yaşta çocuk gibidir. İnsan daima sığınacağı bir liman arar, başı daima sevgiden bir yastık arar ve yine bir 14 Şubat daha geldi. Tüm dünyada Sevgi sözcüklerinin paylaşılacağı günler kapıyı çaldı. Ben de diyorum ki bütün aşklar hep tatlı başlar. Onunla çocuk olursun güler eğlenir, O’nun için dimdik durursun. O sana güneşim der, sen ona dünyam. Konumuz sevgi ise eğer, bülbül gibi ağzından çıkan her kelime ruhuna merhem olur. Derken; Hacı Bektaş-ı Veli’nin “Bir olalım, diri olalım, iri olalım sözünden yola çıkarak sevgiler ömürlük olur, zaman içerisinde aşk sevgiye, sevgi, alışkanlığa dönüşür. Monoton bir hayat başlar. Eskisi gibi sevgi sözcükleri söylenmez, hobiler paylaşılmaz, paylaşılan sadece ev olur. İşte aşkın bitiş düdüğü çalıyor; İlk başlarda hormonlarınız sizi parmağında oynatırken zaman içerisinde bir bakmışsınız aaaa dünyam dediğiniz aklınıza geliyor. İşte o an Dünya’nın döndüğünü düşünürken, ahhh ben nerede hata yaptım? Karadır bahtım kara sözüm kar etmiyor yara, kendim ettim kendim buldum gül gibi sararıp soldum. Sen de benim hatalarımdan birisin! Benken biz bizken el dememek için, hayatı paylaşmaya, karşı tarafa saygı sevgi duymaya, yeni hobiler geliştirmeye gayret edelim,gayret edelim ki sevgi yeniden doğsun. 14 şubat Sevgililer günü kutlu olsun. Gerçi kutlanacak bir gün değil aslında kara bir yas günü fakat gönlümüz hep kutlamaları sevdiği için kutlama günü olarak ilan ettik sevgililer gününü… Bildiğimiz bayramlar gibi özel gün olarak takvimlerde yerini aldı. İnsanlar o kadar mutsuz ki bir gün bile olsa mutlu olmak için bahaneler bulup güzel anlar yaratıp kutlayıp tatlı bir tek dakika bile olsa mutluluğu yaşamak istiyor. Bu tür özel günler küçük kutlamalar olarak yerini aldı. Artık Dünyada Milyarlarca insan kutluyor. “ Ah bir de şu Dünya’nın başına bela olan tüm dünyayı insanlığı elinde oynatan şu Corona illeti olmasaydı! Çarşı Pazar alışveriş çılgınlığı eskisi gibi yine esnafın yüzü gülseydi. Sevgililer el ele dolaşsaydı! Aslında sevgiyi bir güne sığdırmak o güne değer verip sadece o gün sevgi sözcükleri söyleyip diğer günlerde monoton hayat sürmenin yanlış olduğu kanısını taşımaktayım. Sevgi ışığı parladığı sürece hayatın her dakikası, her günü değerlidir. Mutlu bir gelecek için paylaşalım hayatı, sevgiyi, aşkı, bir olsun kalplerimiz kenetlensin ellerimiz. ‘’Bir olalım diri olalım, iri olalım.’’ Sözünü asla aklımızdan çıkarmayalım. Sevgiyle yaklaştığımızda bütün güzellikler, kendiliğinde çiçekler açacak zaten. Gelelim 14 Şubat’a nasıl doğdu, nasıl ortaya çıktı, bugünlere kadar nasıl geldi?  Milattan sonra ilk yüzyıllardan beri her yıl şubat ayının on dördünde kutlanan Sevgililer Günü'nün başlangıcı ile ilgili o günden günümüze kadar gelmiş çeşitli efsane ve hikâyeler var. Kesin olmamakla birlikte bazı kaynaklara göre bu özel günün kutlanma sebebi Hristiyanlığı seçtiği ve bu inancından vazgeçmediği için öldürülen Romalı Aziz Valentine. 14 Şubat 270 yılında ölen Valentine'nin ölüm günü o günden sonra Sevgililer Günü olarak kutlanmaya başlanmıştır. Efsanenin başka bir yönü ise Aziz Valentine'nin İmparator Claudius hükümdarlığı ile aynı dönemde bir tapınakta papaz olarak hizmet vermesi ile ilgili. Claudius Valentine'i emirlerine uymadığı ve kendisine başkaldırdığı için tutuklatıp öldürdü. Bu olaydan 226 yıl sonra 496'da Papa Gelasius Aziz Valentine'i onurlandırmak için Şubat 14'ü Aziz Valentine Günü olarak belirlemiştir. Demek oluyor ki; İnanç her şeyin başlangıç noktası inancından vazgeçmediği için hayatından olan Romalı Aziz valentine örneği gibi, Aşk güldürürken ağlatan, bazen tatlı, bazen acı, hatta yavaş yavaş öldüren bir tür. Melankolik hastalık olarak da yorumlanabilir. Ayrıca aşk biri hayatına girip sana anlam kazandırana kadar sadece üç harflidir. Öte yanda aşk; Mutluluğun, Huzurun, Sevginin sembolüdür. Kendinize güvenin artığı güzellikleri görmeyi, başarıyı, sevinci, mutluluğu, paylaşmayı, hayatınıza kattığınız güzel günlerde ben merkezinden çıkıp, biz olmanız dileğiyle, hayatınızdan sevginin, huzurun, mutluluğun, aşkın eksik olmaması temennisiyle… Sağlıkla, Aşkla, Mutlulukla ve sevgiyle kalın.
Ekleme Tarihi: 13 Şubat 2021 - Cumartesi

14 Şubat’tan 14 Şubat’a Sevgiyle… Sevdiklerinizle

parçası güven olmalı. Güvenin olmadığı yerlerde sevgi bir noktada tıkanıyor. Partnerlerin, eşlerin, dostların, hatta iş hayatında ki arkadaşların birbirine verebilecekleri en paha biçilemez hediye güven olsa gerek. Güven ile birlikte, temiz bir sevgi, temiz bir aşk gerisi zaten kendiliğinden şekilleniyor. Hangi yaşta olursa olsun insan her yaşta çocuk gibidir. İnsan daima sığınacağı bir liman arar, başı daima sevgiden bir yastık arar ve yine bir 14 Şubat daha geldi. Tüm dünyada Sevgi sözcüklerinin paylaşılacağı günler kapıyı çaldı.

Ben de diyorum ki bütün aşklar hep tatlı başlar. Onunla çocuk olursun güler eğlenir, O’nun için dimdik durursun. O sana güneşim der, sen ona dünyam. Konumuz sevgi ise eğer, bülbül gibi ağzından çıkan her kelime ruhuna merhem olur. Derken; Hacı Bektaş-ı Veli’nin “Bir olalım, diri olalım, iri olalım sözünden yola çıkarak sevgiler ömürlük olur, zaman içerisinde aşk sevgiye, sevgi, alışkanlığa dönüşür. Monoton bir hayat başlar. Eskisi gibi sevgi sözcükleri söylenmez, hobiler paylaşılmaz, paylaşılan sadece ev olur. İşte aşkın bitiş düdüğü çalıyor; İlk başlarda hormonlarınız sizi parmağında oynatırken zaman içerisinde bir bakmışsınız aaaa dünyam dediğiniz aklınıza geliyor. İşte o an Dünya’nın döndüğünü düşünürken, ahhh ben nerede hata yaptım? Karadır bahtım kara sözüm kar etmiyor yara, kendim ettim kendim buldum gül gibi sararıp soldum. Sen de benim hatalarımdan birisin! Benken biz bizken el dememek için, hayatı paylaşmaya, karşı tarafa saygı sevgi duymaya, yeni hobiler geliştirmeye gayret edelim,gayret edelim ki sevgi yeniden doğsun. 14 şubat Sevgililer günü kutlu olsun. Gerçi kutlanacak bir gün değil aslında kara bir yas günü fakat gönlümüz hep kutlamaları sevdiği için kutlama günü olarak ilan ettik sevgililer gününü… Bildiğimiz bayramlar gibi özel gün olarak takvimlerde yerini aldı. İnsanlar o kadar mutsuz ki bir gün bile olsa mutlu olmak için bahaneler bulup güzel anlar yaratıp kutlayıp tatlı bir tek dakika bile olsa mutluluğu yaşamak istiyor. Bu tür özel günler küçük kutlamalar olarak yerini aldı. Artık Dünyada Milyarlarca insan kutluyor. “

Ah bir de şu Dünya’nın başına bela olan tüm dünyayı insanlığı elinde oynatan şu Corona illeti olmasaydı! Çarşı Pazar alışveriş çılgınlığı eskisi gibi yine esnafın yüzü gülseydi. Sevgililer el ele dolaşsaydı! Aslında sevgiyi bir güne sığdırmak o güne değer verip sadece o gün sevgi sözcükleri söyleyip diğer günlerde monoton hayat sürmenin yanlış olduğu kanısını taşımaktayım. Sevgi ışığı parladığı sürece hayatın her dakikası, her günü değerlidir. Mutlu bir gelecek için paylaşalım hayatı, sevgiyi, aşkı, bir olsun kalplerimiz kenetlensin ellerimiz. ‘’Bir olalım diri olalım, iri olalım.’’ Sözünü asla aklımızdan çıkarmayalım. Sevgiyle yaklaştığımızda bütün güzellikler, kendiliğinde çiçekler açacak zaten.

Gelelim 14 Şubat’a nasıl doğdu, nasıl ortaya çıktı, bugünlere kadar nasıl geldi?

 Milattan sonra ilk yüzyıllardan beri her yıl şubat ayının on dördünde kutlanan Sevgililer Günü'nün başlangıcı ile ilgili o günden günümüze kadar gelmiş çeşitli efsane ve hikâyeler var. Kesin olmamakla birlikte bazı kaynaklara göre bu özel günün kutlanma sebebi Hristiyanlığı seçtiği ve bu inancından vazgeçmediği için öldürülen Romalı Aziz Valentine. 14 Şubat 270 yılında ölen Valentine'nin ölüm günü o günden sonra Sevgililer Günü olarak kutlanmaya başlanmıştır. Efsanenin başka bir yönü ise Aziz Valentine'nin İmparator Claudius hükümdarlığı ile aynı dönemde bir tapınakta papaz olarak hizmet vermesi ile ilgili. Claudius Valentine'i emirlerine uymadığı ve kendisine başkaldırdığı için tutuklatıp öldürdü. Bu olaydan 226 yıl sonra 496'da Papa Gelasius Aziz Valentine'i onurlandırmak için Şubat 14'ü Aziz Valentine Günü olarak belirlemiştir. Demek oluyor ki; İnanç her şeyin başlangıç noktası inancından vazgeçmediği için hayatından olan Romalı Aziz valentine örneği gibi, Aşk güldürürken ağlatan, bazen tatlı, bazen acı, hatta yavaş yavaş öldüren bir tür. Melankolik hastalık olarak da yorumlanabilir. Ayrıca aşk biri hayatına girip sana anlam kazandırana kadar sadece üç harflidir. Öte yanda aşk; Mutluluğun, Huzurun, Sevginin sembolüdür. Kendinize güvenin artığı güzellikleri görmeyi, başarıyı, sevinci, mutluluğu, paylaşmayı, hayatınıza kattığınız güzel günlerde ben merkezinden çıkıp, biz olmanız dileğiyle, hayatınızdan sevginin, huzurun, mutluluğun, aşkın eksik olmaması temennisiyle… Sağlıkla, Aşkla, Mutlulukla ve sevgiyle kalın.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.