Neşe Aytugan GÜL
Köşe Yazarı
Neşe Aytugan GÜL
 

Koyunun Olmadığı Yerde...

İki psikiyatri uzmanı, Justin Kruger ve David Dunning, 2000 yılında şöyle bir teori ortaya atmışlar:   "Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır."   Ve bunun üzerine bir araştırma başlatılmış. Fizyolojik ve zihinsel alanda yapılan çeşitli uygulamaların sonucunda şu bulgulara ulaşıldı:   - Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler. - Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir. - Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler. - Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.   Cornell Üniversitesi'ndeki öğrenciler arasında bir test yapıldı ve klasik "Nasıl geçti?" sorusuna öğrencilerden yanıtlar istendi...   Soruların yüzde 10'una bile yanıt veremeyenlerin “kendilerine güvenleri” müthişti. Onların "testin yüzde 60'ına doğru yanıt verdiklerini" düşündükleri; hatta "iyi günlerinde olmaları halinde yüzde 70 başarıya bile ulaşabileceklerine inandıkları" ortaya çıktı.   Soruların yüzde 90'ından fazlasını doğru yanıtlayanlar ise “en alçakgönüllü” deneklerdi; soruların yüzde 70' ine doğru yanıt verdiklerini düşünüyorlardı.   Tüm bu sonuçlar bir araya getirildi ve Dunning – Kruger  Sendromu'nun metni yazıldı: “İşinde çok iyi olduğuna” yürekten inanan ‘yetersiz’ kişi, kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve aslında yapamayacağı işlere talip olmaktan hiçbir rahatsızlık duymaz! Aksine her şeyin hakkı olduğunu düşünür!   Ancak bu ‘cahillik ve haddini bilmeme’ karışımı mesleki açıdan müthiş bir itici güç oluşturur. Eksiler kariyer açısından artıya dönüşür.   Sonuçta, ‘kifayetsiz muhterisler’ her zaman ve her yerde daha hızlı yükselirler…   Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar çalışma hayatında ‘fazla alçakgönüllü' davranarak öne çıkmaz, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmaz, kıymetlerinin bilinmesini beklerler. Tabii beklerken kırılır, kendilerini daha da geriye çekerler. Muhtemelen üstleri tarafından da ‘ihtiras eksikliği’ ile suçlanırlar.   Şu an siz de çevrenizde olanları bir düşünün dememe bile gerek kalmadan hepinizin aklına birçok kişinin geldiğini biliyorum. Benim gözümün önüne o kadar çok kişi geliyor ki...   “Benim sayemde şu iş halloldu, falan işi düzelttim, büyük başarı elde ettik, ben olmasaydım bu kadar iyi olmazdı, ” gibi cümlelerin sahibi hep cehaletten gelen özgüvenin sonucudur. Birileri fark edilmeyi beklerken, birileri at koşturuyor.   Hayatımızın her alanında hiç bir baltaya sap olamamış insanları görmek zorunda kalmamak ve "Koyunun olmadığı yerde keçiye  Abdurrahman Çelebi derler.." dedirtmemek için gerçekten bilgili ve yetenekli bireylerin meydanı boş bırakmayıp, kendilerini gösterme, sorumluluk alma zamanı bence geldi de geçiyor...   Her zaman yazdığım bir atasözünde ne demiş atalarımız?   "Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az!"...   Yazımı Bertrand Russel'in çok anlamlı bir sözüyle bitiriyor herkese hayırlı cumalar diliyorum.   “Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır.”   Sevgiyle kalın...
Ekleme Tarihi: 05 Kasım 2021 - Cuma

Koyunun Olmadığı Yerde...

İki psikiyatri uzmanı, Justin Kruger ve David Dunning, 2000 yılında şöyle bir teori ortaya atmışlar:

 

"Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır."

 

Ve bunun üzerine bir araştırma başlatılmış. Fizyolojik ve zihinsel alanda yapılan çeşitli uygulamaların sonucunda şu bulgulara ulaşıldı:

 

- Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.

- Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.

- Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.

- Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.

 

Cornell Üniversitesi'ndeki öğrenciler arasında bir test yapıldı ve klasik "Nasıl geçti?" sorusuna öğrencilerden yanıtlar istendi...

 

Soruların yüzde 10'una bile yanıt veremeyenlerin “kendilerine güvenleri” müthişti. Onların "testin yüzde 60'ına doğru yanıt verdiklerini" düşündükleri; hatta "iyi günlerinde olmaları halinde yüzde 70 başarıya bile ulaşabileceklerine inandıkları" ortaya çıktı.

 

Soruların yüzde 90'ından fazlasını doğru yanıtlayanlar ise “en alçakgönüllü” deneklerdi; soruların yüzde 70' ine doğru yanıt verdiklerini düşünüyorlardı.

 

Tüm bu sonuçlar bir araya getirildi ve Dunning – Kruger  Sendromu'nun metni yazıldı: “İşinde çok iyi olduğuna” yürekten inanan ‘yetersiz’ kişi, kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve aslında yapamayacağı işlere talip olmaktan hiçbir rahatsızlık duymaz! Aksine her şeyin hakkı olduğunu düşünür!

 

Ancak bu ‘cahillik ve haddini bilmeme’ karışımı mesleki açıdan müthiş bir itici güç oluşturur. Eksiler kariyer açısından artıya dönüşür.

 

Sonuçta, ‘kifayetsiz muhterisler’ her zaman ve her yerde daha hızlı yükselirler…

 

Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar çalışma hayatında ‘fazla alçakgönüllü' davranarak öne çıkmaz, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmaz, kıymetlerinin bilinmesini beklerler. Tabii beklerken kırılır, kendilerini daha da geriye çekerler. Muhtemelen üstleri tarafından da ‘ihtiras eksikliği’ ile suçlanırlar.

 

Şu an siz de çevrenizde olanları bir düşünün dememe bile gerek kalmadan hepinizin aklına birçok kişinin geldiğini biliyorum. Benim gözümün önüne o kadar çok kişi geliyor ki...

 

“Benim sayemde şu iş halloldu, falan işi düzelttim, büyük başarı elde ettik, ben olmasaydım bu kadar iyi olmazdı, ” gibi cümlelerin sahibi hep cehaletten gelen özgüvenin sonucudur. Birileri fark edilmeyi beklerken, birileri at koşturuyor.

 

Hayatımızın her alanında hiç bir baltaya sap olamamış insanları görmek zorunda kalmamak ve "Koyunun olmadığı yerde keçiye  Abdurrahman Çelebi derler.." dedirtmemek için gerçekten bilgili ve yetenekli bireylerin meydanı boş bırakmayıp, kendilerini gösterme, sorumluluk alma zamanı bence geldi de geçiyor...

 

Her zaman yazdığım bir atasözünde ne demiş atalarımız?

 

"Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az!"...

 

Yazımı Bertrand Russel'in çok anlamlı bir sözüyle bitiriyor herkese hayırlı cumalar diliyorum.

 

“Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır.”

 

Sevgiyle kalın...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.