Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’e birkaç sözüm olacak.. “Dost acı söyler”miş.. Çünkü “doğrular”ı duymak biraz acıtır ve dost da doğruları söylerse “dost”tur zaten.. Bu nedenle, 26 yıllık “arkadaşım Muhittin Böcek”e kendisiyle ilgili doğruları söylemezsem, bazı konularda uyarmazsam, onu (etrafını çevirenler gibi) KANDIRMIŞ olurum.. Bu da beni çok üzer.. Sürç-i lisan edersem affola.. … Sevgili Muhittin Başkan, Eminim çok iyi bir “baba”sın.. Yine eminim iyi bir “kayınpeder” hatta iyi bir “büyükbaba” olacaksın.. Bunları becerebilirsin.. Yapamasan bile, etkilenen sadece “kendi ailen” olur.. Ama, n’olur şu “Başkanlık” işini bırak da başkaları yapsın be dostum.. Be-ce-re-mi-yor-sun.. Ve bundan senin ailen değil, vebalini aldığın Antalya’daki onbinlerce aile etkileniyor.. … Bak, 3 yılı geride bıraktık.. Nüfusla birlikte Antalya trafiğine giren araç sayısı da artıyor.. Bu süre içinde.. Bana Antalya’yı rahatlatmak adına açtığın bir yol, yaptığın bir kavşak, ya da toplu ulaşımı cazip hale getirecek bir çalışmanı gösterebilir misin? Ya da yediği-içtiği TURİZM olan Antalya için “cazibe merkezi” olacak bir projen var mı? 3. Etap Raylı Sistem’i söyleme, çünkü projesi-parası-ekibi hazır bir çalışmaydı.. Sokaktaki çocuk bile başkan olsa, raylı sistem bugünkü haline getirilecekti zaten.. Toplu taşıma işi yapanlar emekliyi-öğrenciyi-yaşlıyı aracına almıyor, ama senin bundan haberin bile yok.. Belki sıkıntıyı sana getirmiyorlardır, bilemem.. Ya da getiriyorlardır ve olayı biliyorsan, bu daha kötü.. Demek ki, halkın sesine kulak vermiyorsun.. … Görmüş ya da duymuş olman lazım.. Sosyal medyada, “Antalya’da her yerde Menderes Türel’in eseri, ama Muhittin Böcek’in resmi var” diye bir paylaşım dolaşıyor.. Sağıma-soluma bakıyorum, haklılar.. Senden önceki Başkan’ın yaptığı hizmetlerde ve projelerde hep senin fotoğrafların ve “BizBirlikteYaparız” sloganı var.. Açıkça, hem hizmet edene ayıp ediyor, hem de Antalya halkını kandırıyorsun.. - 3. Raylı Sistem Türel’in, üstünde senin fotoğrafların.. - Konyaaltı Sahili Türel’in, her yerinde senin resimlerin.. - Tünektepe’deki teleferik Türel’in, her yerde senin görüntülerin.. - (Hala bitirmeyi bile beceremediğin) Doğu Garajı’ndaki iş merkezi ve Nekropol Türel’in, üstünde senin afişlerin.. - Eski stadyumun yerine yapılan “Millet Bahçesi” ve müzeye dönüştürülen Büyükşehir eski idare binası-kapalı spor salonu işleri Türel’in, oralarda da senin resmin var.. - Türel’in yaptığı arıtmalar sayesinde Antalya sahilleri bugün “mavi bayrak” rekoru kırıyor, ama oralarda da senin afişlerin var.. Özetle.. - Gazipaşa’dan Kaşa kadar Türel’in yapıp bitirdiği veya yapmaya başlayıp seçilemediği için yarım kalan işleri bile “kendi projenmiş” gibi gösterebilmek adına sürekli kendi afişlerini koyuyorsun.. Söyler misin; - Hemen her gün çeşitli isimler altında düzenlediğin festival ve eğlencelerle milletin gözünü boyayarak.. - Göstermelik fidan ve arı ya da sosyal yardım adı altında birkaç yatak ve mobilya dağıtımı ile insanları kandırarak.. - Fen İşleri ile Park-Bahçeler’in “olağan” çalışmalarının arkasına sığınarak.. - Ve “süslü sözler” söyleyerek.. Bu kenti ve halkını daha ne kadar oyalayacaksın? Pandemide yaşadığın o sağlık olayını, her sıkıştığında bir “duygu sömürüsü” aracı olarak kullanmayı ne zaman bırakacaksın? Olmuyor Muhittin Başkan, olmuyor.. Be-ce-re-mi-yor-sun.. … Pandemi ve hemen ardından başlayan petrol krizleri sana yaradı.. Millet normal yaşamına geçemediği için, henüz  araçlarıyla yollara pek inemiyor.. Her yıl 45-60 bin aracın eklendiği Antalya trafiği “normal seyrine” girdiğinde, ulaşım sadece ana yollarda değil sokaklarda bile tıkanacak.. Yeni yollar-köprüler-tüneller ya da raylı sistemler yapmadığın için bu kent içinden çıkılmaz bir hale gelecek.. Ve isyanlar başlayacak.. İsyanlar başlayınca da bu milletin karşısına çıkıp, “fotoğraflarımı-afişlerimi görmüyor musunuz, bakın neler yaptım, daha ne istiyorsunuz” demeyi falan düşünmüyorsun değil mi? … Bak evladını baş-göz ettin.. Sen yine her sabah ozon seansına gir, sauna-masaj sefanı yap, berberinle yüzüne ve saçlarına yeni şekiller ver, şık takım elbiseler giy.. Kayınpederlik yap.. Bir-iki yıl içinde –hayırlısıyla- torunun da olur.. Oooh ne güzel, bunların keyfini çıkar.. Haydi sen bunları yap artık.. Ve “canlı bir organizma gibi” sürekli büyüyen-gelişen, gelişmesi gereken Antalya’yı lütfen rahat bırak.. Bırak da, bu işleri “berebilecek olanlar” yapsın.. … Sevgili Muhittin Başkan, Ben, senin etrafındaki o ceketini-gömleğini ilikleyip, “başkanım başkanım, harikasın” diyenlerden biri olamam.. Seni kandırmak bana yakışmaz.. Aslında söyleyecek ve anlatacak daha çok şey var.. Ve bu gerçekleri sana, senin bir DOSTUN olarak söylüyorum.. Ötesini de sana bırakıyorum artık..