Efe D. Adiloğlu
Köşe Yazarı
Efe D. Adiloğlu
 

Akdeniz Üniversite’si “Genel Kalite” Sıralamasında Nereye Doğru Gidiyor?

Merhabalar! İlk köşe yazımda “Akdeniz Üniversitesi ‘Sağlık Kalitesi’nde’ ‘Sos’ mu Veriyor?” adındaydı. İlgili veriler incelendiğinde, akademik yayınlar ile ilgili olarak “sağlık kalitesi” yönünden Akdeniz Üniversitesi’nin kurumsal-tarihsel gelişiminde daha kötüye gittiği (601+’den 801-1000’e doğru) ve bu konuda Süleyman Demirel Üniversite ile hemen hemen aynı konumda oldukları görülmekte idi!... Sadece akademik yayınlar bakımından “sağlık kalitesi”ne odaklanmak genel resmi temsil etmede yetersiz olacağı kuşkusuzdur! Bu nedenle, tekrar merakıma yenilerek, Akdeniz Üniversitesini genel olarak, tarihsel süreç içerisinde ve coğrafi olarak kendine yakın olan biri daha önce kurulmuş, diğeri sonra kurulmuş iki üniversite ile iki ayrı (biri yabancı, biri yerli) kalite kuruluşu verilerini kullanarak kıyaslama yapmak istedim. Bu şekilde “rasyonel” ve “objektif” sonuçlara veya açıklamalara ulaşmak mümkündür. Tersi beyanlar “siyasetçi tarzında bir yönetim tarzı ve söylemler” ve/veya “tanıtım-reklamcılık” işlerinden öteye gitmez!... Bilimsel kurumlara düşen en temel görev, akıl ve akademik etikten çıkmadan, propaganda yoluna başvurmadan, kurumsal “objektif doğruları” olduğu gibi görebilmek/söyleyebilmek ve/veya gereğini yapabilmektir! Kurumsal “ön bahçe” çalışmalarından ziyade “arka bahçe” çalışmalarını artırmak lazım!... Aşağıdaki tablolarda Kalite Araştırma Kurumlarınca(Times Higher Education ve URAP)  elde edilen veriler yer almaktadır! --: Veri yok. Akdeniz Üniversitesi ile ilgili “kırmızı renkli” veriler şu an görevdeki üniversite yönetimine aittir, “Yeşiller” önceki üniversite yönetimine aittir. Şayet yukarıdaki verileri doğru not edebilmiş isem, en çok dikkatimi çeken, gerek Selçuk Üniversitesi, gerek Süleyman Demirel Üniversitesi ve gerekse de Akdeniz Üniversitesi’nin akademik kalite yönünden zaman içinde daha kötüye gittikleri görülmektedir (ayrıca, kurumsal geçmiş ne kadar eski ise, kalitesi de o kadar yüksekte olduğu görülmektedir!)! Özetle, iddia edildiğinin aksine, Akdeniz Üniversitesi akademik yönden son yıllarda akademik kalite yönünden geriye gitmektedir! “Kalitesizlik” yönündeki bu kurumsal manzaradan, gerek geleneksel ve yeni medyadan ve gerekse de akademisyen tanıdıklardan elde edilen iddia ve duyumlar ışığında, şu faktörler ne derece rol oynamıştır?: Hatalı eğitim stratejileri: Haksız yere mevcut kurum akademik personelinin bilgi-becerilerinin ötesinde üst düzey yayınlar talep edilmesi (bu konuda kurumdan atılan 18 öğretim üyesince açılan idari davalarda Üniversite Yönetiminin kaybettiği duyumu vardır!)! Akademik kriterlerin sürekli değiştirilmesi, zaman zaman etkili kişilere göre “uygulanma tarihleri”nde değişikliklere gidilmesi! Akademik kriterlerde benzer fakültelere “çifte standartlar” uygulanması! Liyakata uymayan yönetici atamalarının yapılması! Liyakata uymayan öğretim üyesi atamalarının yapılması! Akademik kriterleri sağlayan öğretim üyelerine, unvanlarının verilmemesi! Vs. Tüm bu ve benzeri haksız uygulamalar doğal olarak çok sayıda akademik personelde kurumsal aidiyet, motivasyon, uyum, yabancılaşma sorunları yaratmıştır! Psikolojik, sosyal, statüsel, ekonomik, sağlık vb. zararlar da cabası! Bir sonraki yazım Akdeniz Üniversitesi’ndeki “liyakata dayalı olmayan somut akademik atamalar” konusunda olacaktır!... Umarım, ölmeden bir gün, Akdeniz Üniversitesi’nin Dünya’daki üniversite kalite sıralamalarından “İlk 500’e” girdiğini ve/veya öğretim üye(leri)mizin “(Tıpta) Nobel Bilim Ödülü” aldıklarını görebilirim! Kalın sağlıcakla!
Ekleme Tarihi: 20 February 2025 - Thursday

Akdeniz Üniversite’si “Genel Kalite” Sıralamasında Nereye Doğru Gidiyor?

Merhabalar!

İlk köşe yazımda “Akdeniz Üniversitesi ‘Sağlık Kalitesi’nde’ ‘Sos’ mu Veriyor?” adındaydı. İlgili veriler incelendiğinde, akademik yayınlar ile ilgili olarak “sağlık kalitesi” yönünden Akdeniz Üniversitesi’nin kurumsal-tarihsel gelişiminde daha kötüye gittiği (601+’den 801-1000’e doğru) ve bu konuda Süleyman Demirel Üniversite ile hemen hemen aynı konumda oldukları görülmekte idi!...

Sadece akademik yayınlar bakımından “sağlık kalitesi”ne odaklanmak genel resmi temsil etmede yetersiz olacağı kuşkusuzdur!

Bu nedenle, tekrar merakıma yenilerek, Akdeniz Üniversitesini genel olarak, tarihsel süreç içerisinde ve coğrafi olarak kendine yakın olan biri daha önce kurulmuş, diğeri sonra kurulmuş iki üniversite ile iki ayrı (biri yabancı, biri yerli) kalite kuruluşu verilerini kullanarak kıyaslama yapmak istedim.

Bu şekilde “rasyonel” ve “objektif” sonuçlara veya açıklamalara ulaşmak mümkündür. Tersi beyanlar “siyasetçi tarzında bir yönetim tarzı ve söylemler” ve/veya “tanıtım-reklamcılık” işlerinden öteye gitmez!... Bilimsel kurumlara düşen en temel görev, akıl ve akademik etikten çıkmadan, propaganda yoluna başvurmadan, kurumsal “objektif doğruları” olduğu gibi görebilmek/söyleyebilmek ve/veya gereğini yapabilmektir! Kurumsal “ön bahçe” çalışmalarından ziyade “arka bahçe” çalışmalarını artırmak lazım!...

Aşağıdaki tablolarda Kalite Araştırma Kurumlarınca(Times Higher Education ve URAP)  elde edilen veriler yer almaktadır!

--: Veri yok.

Akdeniz Üniversitesi ile ilgili “kırmızı renkli” veriler şu an görevdeki üniversite yönetimine aittir, “Yeşiller” önceki üniversite yönetimine aittir.

Şayet yukarıdaki verileri doğru not edebilmiş isem, en çok dikkatimi çeken, gerek Selçuk Üniversitesi, gerek Süleyman Demirel Üniversitesi ve gerekse de Akdeniz Üniversitesi’nin akademik kalite yönünden zaman içinde daha kötüye gittikleri görülmektedir (ayrıca, kurumsal geçmiş ne kadar eski ise, kalitesi de o kadar yüksekte olduğu görülmektedir!)!

Özetle, iddia edildiğinin aksine, Akdeniz Üniversitesi akademik yönden son yıllarda akademik kalite yönünden geriye gitmektedir!

“Kalitesizlik” yönündeki bu kurumsal manzaradan, gerek geleneksel ve yeni medyadan ve gerekse de akademisyen tanıdıklardan elde edilen iddia ve duyumlar ışığında, şu faktörler ne derece rol oynamıştır?:

  • Hatalı eğitim stratejileri: Haksız yere mevcut kurum akademik personelinin bilgi-becerilerinin ötesinde üst düzey yayınlar talep edilmesi (bu konuda kurumdan atılan 18 öğretim üyesince açılan idari davalarda Üniversite Yönetiminin kaybettiği duyumu vardır!)!
  • Akademik kriterlerin sürekli değiştirilmesi, zaman zaman etkili kişilere göre “uygulanma tarihleri”nde değişikliklere gidilmesi!
  • Akademik kriterlerde benzer fakültelere “çifte standartlar” uygulanması!
  • Liyakata uymayan yönetici atamalarının yapılması!
  • Liyakata uymayan öğretim üyesi atamalarının yapılması!
  • Akademik kriterleri sağlayan öğretim üyelerine, unvanlarının verilmemesi!
  • Vs.

Tüm bu ve benzeri haksız uygulamalar doğal olarak çok sayıda akademik personelde kurumsal aidiyet, motivasyon, uyum, yabancılaşma sorunları yaratmıştır! Psikolojik, sosyal, statüsel, ekonomik, sağlık vb. zararlar da cabası!

Bir sonraki yazım Akdeniz Üniversitesi’ndeki “liyakata dayalı olmayan somut akademik atamalar” konusunda olacaktır!...

Umarım, ölmeden bir gün, Akdeniz Üniversitesi’nin Dünya’daki üniversite kalite sıralamalarından “İlk 500’e” girdiğini ve/veya öğretim üye(leri)mizin (Tıpta) Nobel Bilim Ödülü” aldıklarını görebilirim!

Kalın sağlıcakla!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
ddenen