Değerli Dostlar bugünkü yazımın konusu, “AK Parti Süreci” hakkında
AK Parti Antalya teşkilatlarında derin bir fay hattı çatırdıyor.
Görünenin ötesinde partinin içindeki güç dengeleri yeniden şekilleniyor.
Ankara’dan gelen işaret fişeğiyle birlikte, eski Belediye Başkanı Menderes Türel sahaya dönüş sinyalleri verirken, onun önünü kesmeye çalışan yapıların teker teker teşhir edilmeye başlaması Antalya’da siyaset kulislerini adeta yangın yerine çevirmiş durumda.
Menderes Türel, uzun bir suskunluğun ardından yeniden siyasi hamlelerini hızlandırmış görünüyor.
Ve bu kez, geçmişteki hataları tekrarlamamakta kararlı.
Türel, aday olduğu seçimlerde kaybetmesine neden olan, ama perde arkasında hala etkisini sürdüren bazı eski bürokratların ve kliklerin destekçilerini tek tek ifşa etmeye ve tasfiye etmeye başladı.
Bu adımlar, sadece yerel teşkilatta değil, Ankara’daki kulislerde de etkili oldu.
“Çavuşoğlu’nun Kalemi Kırıldı” Söylemi Yayılıyor
Kulislerde artık fısıltıyla değil, açık açık dile getiriliyor:
"Mevlüt Çavuşoğlu’nun siyasi kalemi kırıldı."
Her ne kadar bu iddialara kamuoyu önünde “asla” denilse de AK Parti’nin üst düzey yöneticilerinden aldığım bilgi, bu sürecin bir süredir
Ankara tarafından sessizce yürütüldüğünü gösteriyor.
Çavuşoğlu’na yakınlığı ile bilinen kamu kurumlarının yöneticileri bir bir görevden alınıyor ya da pasif görevlere çekiliyor.
Bu durum sadece bir tasfiye değil, aynı zamanda siyasi bir hesaplaşmanın dışa vurumu.
Çavuşoğlu’nun Antalya’daki etkinliğini azaltmaya yönelik ciddi bir operasyon yürütüldüğü görülüyor.
Siyasi Sır Değil: Türel-Çavuşoğlu Gerilimi ve Yumruklaşma İddiası
Antalya siyasetini yakından takip eden herkes bilir ki, Mevlüt Çavuşoğlu ile Menderes Türel arasında uzun yıllardır bir dostluk değil, bir rekabet vardır.
Bir dönem aynı davanın yol arkadaşları olan bu iki isim, bugün aynı gemide değil farklı saflarda duran iki güç merkezi haline gelmiş durumda.
Bu ayrışmanın en çarpıcı iddiası ise Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamında yaşandığı ileri sürülen yumruklaşma.
Evet, yanlış duymadınız.
Bazı üst düzey eski AK Partili bürokratlar, bu iki ismin fiziki olarak karşı karşıya geldiğini ve olayın şiddet boyutuna ulaştığını ileri sürüyor.
Her ne kadar resmi olarak doğrulanmasa da bu iddianın varlığı bile Antalya AK Parti'deki iç karışıklığın seviyesini anlatmaya yetiyor.
Ali Çetin: İl Başkanı mı, Gölge Başkan mı?
AK Parti Antalya İl Başkanı Ali Çetin, teşkilatların büyük bölümünde güven ve huzur yerine kuşku ve öfke uyandırıyor.
Özellikle il başkanı olmasını istemeyen bazı kişileri ödüllendirerek il başkan yardımcısı yapması, sadece parti içi teamüllere değil, etik ve siyasi akla da aykırı.
Dahası, bir dönem kendisine belindeki ile tehditte bulunduğu öne sürülen bir şahsın bugün “A Takımı” içinde yer alması, teşkilatın her kademesinde “Ali Çetin gerçekten kendi iradesiyle mi hareket ediyor?” sorusunu sorduruyor.
Parti tabanında bu kararlar Ali Çetin’in arkasında başka bir güç olduğu, yani “gölge başkanlık” sisteminin yürürlükte olduğu yönünde derin kuşkulara yol açıyor.
Ethem Taş’a Ulaşmak İmkânsız: Teflonla Kaplı Siyaset
AK Parti eski Antalya İl Başkanı ve mevcut Milletvekili Ethem Taş hakkındaki şikayetler de çığ gibi büyüyor.
Teşkilatlar adeta haykırıyor:
“Ulaşamıyoruz!”
Uzun zamandır halktan ve tabandan kopuk olduğu yönündeki eleştirilerin hedefi olan Ethem Taş için kullanılan tabir artık sabit: “Teflon adam”.
Ne ulaşılabiliyor ne de hesap sorulabiliyor.
Olan, bu duyarsızlıkla mücadele etmeye çalışan alt kadrolara oluyor.
Teşkilatlar yorgun, öfkeli ve kırgın.
Döşemealtı Skandalı: Teşkilata Darbe, Sessizliğe Suç Ortaklığı
Ve işte Antalya AK Parti teşkilatında kırılma noktasına gelinen en sıcak olay:
Döşemealtı İlçe Başkanlığı krizi.
Genel Merkez’in ve İl Başkanlığı'nın bilgisi dışında, kendi iç dinamikleriyle, adeta bir “darbe” yapılarak aday gösterilen bir ismin halen görevde kalması, sadece partinin disiplinini değil, tüm hiyerarşik yapısını yok saymak anlamına geliyor.
Bu skandalın arkasında eski AK Parti yöneticilerinin olduğu kulislerde konuşuluyor.
Ancak daha da çarpıcı olan İl Başkanlığı’nın bu krize gözlerini yumması.
Bu suskunluk, partinin içindeki Çavuşoğlu-Türel savaşıyla birebir ilişkilendiriliyor.
Sonuç: Bu Gidişat AK Parti’yi Antalya’da Çökertir
Bugün Antalya’daki tablo, sadece bir iç çatışma değil bir siyasi çöküş sürecinin işaretidir.
Herkes susuyor, herkes izliyor.
Ama bu suskunluk, siyaseti çürütüyor.
Eğer Genel Merkez bu yangına müdahale etmezse Antalya'daki AK Parti sadece seçim değil itibar ve güven de kaybedecek.
Çekişmeler, klikler, gölge yöneticiler ve susturulan teşkilatlar...
Antalya’da AK Parti için kırılma anı kapıya dayandı.
Ya radikal bir değişimle bu yapının içi temizlenecek ya da parti kendi içinde çökerek yerini yeni aktörlere bırakacak.
Not: Bu yazı, kamuoyuna yansıyan bilgiler ve kulislerde konuşulan iddialar üzerinden kaleme alınmıştır.
Tüm taraflara yanıt hakkı saklıdır.
