Taner ŞAHİN
Köşe Yazarı
Taner ŞAHİN
 

Antalya Gazeteciler Cemiyeti: Otorite Taklidi Yapan Bir Dernek Mi?

Değerli Dostlar bugünkü yazımın konusu, “Antalya Gazeteciler Cemiyeti” hakkında Antalya’da gazetecilik mesleğinin önündeki en büyük engellerden biri, kendisini otoriter bir yapı olarak kabul ettirmeye çalışan Antalya Gazeteciler Cemiyeti’dir. Ancak toplumun, bürokrasinin ve hatta gazetecilerin bilmesi gereken bir gerçek var: Antalya Gazeteciler Cemiyeti yalnızca bir dernektir. Evet, yanlış duymadınız. Sadece bir dernek. Ne gazeteciler üzerinde yasal bir yetkisi vardır ne de meslekî bir otoritesi. Yine de bu cemiyet, kollarını her yere uzatarak gazetecilik camiasını yönlendirmeye, sınırlamaya ve kontrol etmeye çalışıyor. İşte bu durum, gazetecilik mesleğinin ruhuna, özgürlük ilkesine ve etik değerlerine tamamen aykırıdır. Kendi Sınırlarını Aşan Bir Dernek Her şeyden önce, Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin kamuya yararlı bir dernek olmadığını net bir şekilde ifade etmek gerekiyor. Ancak ne hikmetse Antalya’daki tüm protokol masalarında bu dernek mutlaka yer alıyor. Bu ayrıcalıklı konum, birçok soru işaretini de beraberinde getiriyor. Cemiyet, kendisini yalnızca belirli kişilere açık bir yapı olarak konumlandırıyor. Herkesin üye olmasına izin vermemesi ileride kendisine rakip olabilecek gazetecileri dışlama çabası olarak yorumlanabilir. Bu tavır, açıkça gazetecilik mesleğini bölme ve ayrıştırma çabasıdır. Antalya gibi önemli bir şehirde bu durumun normal karşılanması kabul edilemez. Bir derneğin, gazetecilerin kimliğini ve meslekî varlığını sorgulama hakkını nereden bulduğu ciddi bir mesele. Ellerinde bir “gazeteci metre” taşıyormuşçasına, kimin gazeteci olup olmadığını belirleme cüretini gösteriyorlar. Daha da vahimi, oluşturdukları sözde "Antalya Basını Protokol Listesi" ile gazetecilerin hangi toplantılara katılabileceğine bile karar vermeye çalışıyorlar. Bu yaklaşım basın özgürlüğünü hiçe sayan ve mesleki sınırların dışına çıkan bir tavırdır. Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin Bilirkişi Olma Hakkı Yoktur Bir kez daha altını çizmek istiyorum: Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin gazeteciler üzerinde otorite kurma veya ajans ve haber siteleri hakkında bilirkişi olma hakkı yoktur. Cemiyet, Antalya’da faaliyet gösteren 2.120 dernekten yalnızca biridir ve diğer derneklerden hiçbir farkı yoktur. Ancak nasıl olmuşsa, Antalya’nın tüm gazetecilik ekosistemine müdahale etme, meslekî ayrımlar yapma ve kararlar alma hakkını kendinde bulmaktadır. Bu tutum, yalnızca haddini aşmakla kalmıyor aynı zamanda gazetecilik mesleğinin temel değerlerine de zarar veriyor. Gazeteciler, mesleklerini icra ederken yasal prosedürleri eksiksiz bir şekilde yerine getirir. Gazete, dergi ya da haber sitesi kurmak için Antalya Basın Savcılığı’ndan izin alınır, Maliye’ye gerekli kayıtlar yapılır ve çalışanlar sigortalanır. Vergilerimizi öderiz devletimize karşı tüm yükümlülüklerimizi yerine getiririz. Ancak Antalya Gazeteciler Cemiyeti, bu süreçlerde hiçbir yetkisi olmamasına rağmen gazetecilerin meslekî varlığını sorgulamaya kalkışır. Üyelik için öne sürdüğü “İletişim Başkanlığı Kartı” şartı, tamamen keyfi bir engeldir. Bu kartın varlığı ya da yokluğu, bir gazetecinin meslekî yeterliliğini belirleyen bir kriter değildir ve olamaz. Üstelik, bu şartı öne süren cemiyetin, kendisi bu konuda bir araştırma yapma zahmetine bile girmemektedir. Gazetecilere Otorite Kurma Çabası Nereye Varacak? Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin asıl amacı nedir? Kimin yararına çalışıyor? Gazetecilik mesleğine katkı sunmak yerine meslekî ayrımcılık yaparak kime hizmet ediyor? Bu soruların cevabı, bu yapının gazeteciler üzerinde kurmaya çalıştığı baskı ve otoritede gizlidir. Gazetecilerin haklarını savunması gereken bir derneğin, tam tersine gazetecilerin özgürlüğünü kısıtlamaya çalışması düşündürücü ve bir o kadar da üzücüdür. Bu cemiyetin gazetecileri ayrıştırarak kısıtlayarak ve dışlayarak yaptığı şey, aslında gazetecilik mesleğinin ruhuna saldırıdır. Gazetecilik, özgürlük ve bağımsızlık temelleri üzerine kuruludur. Bu mesleği, herhangi bir derneğin ya da yapının baskısı altında görmek kabul edilemez bir durumdur. Antalya gibi bir şehirde, gazetecilerin özgürce mesleklerini icra edememesi yalnızca gazetecileri değil aynı zamanda halkın haber alma hakkını da tehdit etmektedir. Son Söz Antalya Gazeteciler Cemiyeti, bir dernek olduğunu kabul etmeli ve sınırlarını bilmelidir. Gazeteciler üzerinde otorite kurma çabasından vazgeçmeli meslekî ayrımcılık yapmayı bırakmalıdır. Bu meslek, kimsenin tekelinde değildir ve olmamalıdır. Gazetecilik, özgürlük bağımsızlık ve eşitlik temelinde yükselen bir meslektir. Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin bu değerleri anlaması ve buna göre hareket etmesi gerekmektedir. Biz gazeteciler, baskıya boyun eğmeyiz. Hiçbir dernek ya da yapı, gazeteciliğin ruhunu ve bağımsızlığını yok edemez. Antalya Gazeteciler Cemiyeti de bu gerçeği kabul etmeli ve bir an önce haddini bilmelidir. Gazetecilik, derneklerin vesayeti altında yürütülecek bir meslek değildir.
Ekleme Tarihi: 14 Ocak 2025 -Salı

Antalya Gazeteciler Cemiyeti: Otorite Taklidi Yapan Bir Dernek Mi?

Değerli Dostlar bugünkü yazımın konusu, “Antalya Gazeteciler Cemiyeti” hakkında

Antalya’da gazetecilik mesleğinin önündeki en büyük engellerden biri, kendisini otoriter bir yapı olarak kabul ettirmeye çalışan Antalya Gazeteciler Cemiyeti’dir.

Ancak toplumun, bürokrasinin ve hatta gazetecilerin bilmesi gereken bir gerçek var: Antalya Gazeteciler Cemiyeti yalnızca bir dernektir.

Evet, yanlış duymadınız.

Sadece bir dernek.

Ne gazeteciler üzerinde yasal bir yetkisi vardır ne de meslekî bir otoritesi.

Yine de bu cemiyet, kollarını her yere uzatarak gazetecilik camiasını yönlendirmeye, sınırlamaya ve kontrol etmeye çalışıyor.

İşte bu durum, gazetecilik mesleğinin ruhuna, özgürlük ilkesine ve etik değerlerine tamamen aykırıdır.

Kendi Sınırlarını Aşan Bir Dernek

Her şeyden önce, Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin kamuya yararlı bir dernek olmadığını net bir şekilde ifade etmek gerekiyor.

Ancak ne hikmetse Antalya’daki tüm protokol masalarında bu dernek mutlaka yer alıyor.

Bu ayrıcalıklı konum, birçok soru işaretini de beraberinde getiriyor.

Cemiyet, kendisini yalnızca belirli kişilere açık bir yapı olarak konumlandırıyor.

Herkesin üye olmasına izin vermemesi ileride kendisine rakip olabilecek gazetecileri dışlama çabası olarak yorumlanabilir.

Bu tavır, açıkça gazetecilik mesleğini bölme ve ayrıştırma çabasıdır.

Antalya gibi önemli bir şehirde bu durumun normal karşılanması kabul edilemez.

Bir derneğin, gazetecilerin kimliğini ve meslekî varlığını sorgulama hakkını nereden bulduğu ciddi bir mesele.

Ellerinde bir “gazeteci metre” taşıyormuşçasına, kimin gazeteci olup olmadığını belirleme cüretini gösteriyorlar.

Daha da vahimi, oluşturdukları sözde "Antalya Basını Protokol Listesi" ile gazetecilerin hangi toplantılara katılabileceğine bile karar vermeye çalışıyorlar.

Bu yaklaşım basın özgürlüğünü hiçe sayan ve mesleki sınırların dışına çıkan bir tavırdır.

Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin Bilirkişi Olma Hakkı Yoktur

Bir kez daha altını çizmek istiyorum:

Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin gazeteciler üzerinde otorite kurma veya ajans ve haber siteleri hakkında bilirkişi olma hakkı yoktur.

Cemiyet, Antalya’da faaliyet gösteren 2.120 dernekten yalnızca biridir ve diğer derneklerden hiçbir farkı yoktur.

Ancak nasıl olmuşsa, Antalya’nın tüm gazetecilik ekosistemine müdahale etme, meslekî ayrımlar yapma ve kararlar alma hakkını kendinde bulmaktadır.

Bu tutum, yalnızca haddini aşmakla kalmıyor aynı zamanda gazetecilik mesleğinin temel değerlerine de zarar veriyor.

Gazeteciler, mesleklerini icra ederken yasal prosedürleri eksiksiz bir şekilde yerine getirir.

Gazete, dergi ya da haber sitesi kurmak için Antalya Basın Savcılığı’ndan izin alınır,

Maliye’ye gerekli kayıtlar yapılır ve çalışanlar sigortalanır.

Vergilerimizi öderiz devletimize karşı tüm yükümlülüklerimizi yerine getiririz.

Ancak Antalya Gazeteciler Cemiyeti, bu süreçlerde hiçbir yetkisi olmamasına rağmen gazetecilerin meslekî varlığını sorgulamaya kalkışır.

Üyelik için öne sürdüğü “İletişim Başkanlığı Kartı” şartı, tamamen keyfi bir engeldir.

Bu kartın varlığı ya da yokluğu, bir gazetecinin meslekî yeterliliğini belirleyen bir kriter değildir ve olamaz.

Üstelik, bu şartı öne süren cemiyetin, kendisi bu konuda bir araştırma yapma zahmetine bile girmemektedir.

Gazetecilere Otorite Kurma Çabası Nereye Varacak?

Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin asıl amacı nedir?

Kimin yararına çalışıyor?

Gazetecilik mesleğine katkı sunmak yerine meslekî ayrımcılık yaparak kime hizmet ediyor?

Bu soruların cevabı, bu yapının gazeteciler üzerinde kurmaya çalıştığı baskı ve otoritede gizlidir.

Gazetecilerin haklarını savunması gereken bir derneğin, tam tersine gazetecilerin özgürlüğünü kısıtlamaya çalışması düşündürücü ve bir o kadar da üzücüdür.

Bu cemiyetin gazetecileri ayrıştırarak kısıtlayarak ve dışlayarak yaptığı şey, aslında gazetecilik mesleğinin ruhuna saldırıdır.

Gazetecilik, özgürlük ve bağımsızlık temelleri üzerine kuruludur.

Bu mesleği, herhangi bir derneğin ya da yapının baskısı altında görmek kabul edilemez bir durumdur.

Antalya gibi bir şehirde, gazetecilerin özgürce mesleklerini icra edememesi yalnızca gazetecileri değil aynı zamanda halkın haber alma hakkını da tehdit etmektedir.

Son Söz

Antalya Gazeteciler Cemiyeti, bir dernek olduğunu kabul etmeli ve sınırlarını bilmelidir.

Gazeteciler üzerinde otorite kurma çabasından vazgeçmeli meslekî ayrımcılık yapmayı bırakmalıdır.

Bu meslek, kimsenin tekelinde değildir ve olmamalıdır.

Gazetecilik, özgürlük bağımsızlık ve eşitlik temelinde yükselen bir meslektir.

Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin bu değerleri anlaması ve buna göre hareket etmesi gerekmektedir.

Biz gazeteciler, baskıya boyun eğmeyiz.

Hiçbir dernek ya da yapı, gazeteciliğin ruhunu ve bağımsızlığını yok edemez.

Antalya Gazeteciler Cemiyeti de bu gerçeği kabul etmeli ve bir an önce haddini bilmelidir.

Gazetecilik, derneklerin vesayeti altında yürütülecek bir meslek değildir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (4)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Hidayet
(14.01.2025 14:00 - #230)
Çok doğru yazınıza bayıldım. Kaleminize sağlık
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
hakan
(14.01.2025 14:00 - #231)
çok doğru bir konuya deyinmişsiniz.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
deniz
(14.01.2025 14:10 - #232)
Taner bey çok doğru bir konuya deyinmişsiniz. Bende bir zamanlar Antalya Gazeteciler Cemiyetinden Mobing yaşamamıştım. Ellerinize sağlık
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
handan
(14.01.2025 15:53 - #233)
kalemine sağlık taner abi yazdıkların çok doğru
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.