Taner ŞAHİN
Köşe Yazarı
Taner ŞAHİN
 

Prof. Dr. Behzat Özkan Rahatsız Etti! Çünkü İş Yapıyor…

Değerli Dostlar bugünkü yazımın konusu, “Sağlık İl Müdürü" hakkında Antalya’nın en sancılı kurumu yıllardır bellidir: İl Sağlık Müdürlüğü. Yıllarca bu köşede yazdık, söyledik, uyardık. Gelen sağlık müdürleri sağlık sorunlarına değil de başka alanlara merak saldı. Kimi protokollerle, kimi gösterişle, kimi siyasetle uğraştı. Sonuç? Hiçbiri makamında uzun süre tutunamadı. Çünkü halkın derdiyle ilgilenmediler, koltuğu “makam” sandılar, “sorumluluk” değil. Ama şimdi tablo değişti. Antalya İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Behzat Özkan, koltuğa oturduğu günden bu yana taş üstüne taş koydu. Laf değil, icraat yaptı. Antalya’nın yıllardır kanayan yarası Atatürk Devlet Hastanesi için öyle bir mücadele verdi ki hem Ankara’da hem Antalya’da sesi yankılandı. Hatırlayın: O hastane için “AVM olacak” dedikoduları dolaşıyordu. Kimileri iştahla bekliyordu, “nasılsa kapatılır, orası rant alanına döner” diyorlardı. Ama öyle olmadı! Behzat Hoca, konuyu Antalya milletvekilleriyle, Antalya Valisi Hulusi Şahin’le ve en önemlisi Sağlık Bakanı’yla bizzat görüştü. AVM hayali kuranların umutlarını söndürdü, yeniden hastane projesini devreye soktu, ihalesini açtırdı. Bu, lafla değil mücadeleyle olur. Bugün Antalya’daki hastaneler hakkında hâlâ sorunlar var mı? Elbette var. Ama dikkat edin: Eskisi gibi her hafta manşetlere taşınan şikayetler, çalışan isyanları, hasta yakınlarının feryatları azaldı. Çünkü sistem çalışmaya başladı. Peki ne oldu da bu kadar emek veren bir müdür birilerini rahatsız etti? Ne oldu da “fısıltı gazetesi” devreye girdi? Neden hakkındaki asılsız söylentiler ardı arkası kesilmeden yayılmaya başladı? Çünkü bazıları rahatsız oldu! Antalya’da düzeni bozulmuş bazı küçük çıkar çevreleri, disiplinli, dürüst, işini bilen bir yöneticiyle karşılaşınca hemen karalama kampanyasına başladı. Klavye başına geçen birkaç “sanal kahraman”, iftira atmaktan çekinmedi. Ne demişler? “Kedi uzanamadığı ciğere mındar dermiş.” Aynen öyle! Şimdi soruyorum: Bir İl Sağlık Müdürü dışarıda yemek yemiş, kime ne? Parasını kendi ödüyorsa nerede yemek yediği sizi neden ilgilendiriyor? Bir profesör, bir yönetici, bir insan yemek yemesin mi? Yok efendim, silah taşıyormuş! Taşısın kardeşim! Bu ülkede emniyete başvuran yasal prosedürü yerine getiren herkes silah ruhsatı alabiliyor. Üstelik tehdit alan gece gündüz halk sağlığıyla uğraşan bir bürokrat neden kendini korumasın? Antalya’da ne olaylar yaşandığını kimlerin hedef olduğunu bilmiyor musunuz? Yok efendim, makam arabasını değiştirmiş! Eee, değiştirsin! Bakanlıklarda, belediyelerde, hatta kurum müdürlüklerinde her yıl onlarca araç yenileniyor. Bir profesör bir bilim insanı, ömrünü tıbbın hizmetine adamış bir insan, kendi güvenliği için araç değiştiriyorsa bunda ne var? Bu kıskançlık, bu hazımsızlık neden? Klavye kahramanlarına bir çift sözüm var: Gerçekten delikanlıysanız, eleştirilerinizi kendi adınızla yazın! Sahte hesapların arkasına sığınmayın. Biz gazeteciler kamu yararına yanlış gördüğümüz her şeyi yazarız. Ama iftira atan gizlenerek karalayan, haksız yere insanlara saldıranlarla aynı kefede olmayız. Unutmayın, bu şehir lafla değil, emekle güzelleşir. Prof. Dr. Behzat Özkan, ailesini bile getirmeden bu şehir için çalışmaya başladı. Sabah akşam projelerle, toplantılarla, denetimlerle uğraşıyor. Antalya’nın sağlık sisteminde yıllardır kimsenin dokunamadığı taşları yerinden oynatıyor. Ve şimdi o taşların altında ezilenler rahatsız! Ama biz halk olarak, gazeteci olarak, gerçekleri yazmaya devam edeceğiz. Antalya’nın bugün geldiği noktada şunu net söyleyelim: Yıllardır gelen giden müdürler içinde en çalışkan, en üretken, en çözüm odaklı isim Prof. Dr. Behzat Özkan’dır. Onu çekemeyenler sadece kendi eksikliğini örtmeye çalışıyor. Bu şehirde iş yapanı değil, laf yapanı alkışlayan bir kesim var maalesef. Ama ne olursa olsun, halk gerçeği görüyor. Ve artık kimin “hizmet ettiğini”, kimin “konuşmakla yetindiğini” çok iyi biliyor. Antalya’nın sağlık alanında yeniden ayağa kalkmasının adı belli: Prof. Dr. Behzat Özkan. Klavye kahramanlarına değil, emeğe, cesarete, dürüstlüğe bakın!
Ekleme Tarihi: 19 Ekim 2025 -Pazar

Prof. Dr. Behzat Özkan Rahatsız Etti! Çünkü İş Yapıyor…

Değerli Dostlar bugünkü yazımın konusu, “Sağlık İl Müdürü" hakkında

Antalya’nın en sancılı kurumu yıllardır bellidir: İl Sağlık Müdürlüğü.

Yıllarca bu köşede yazdık, söyledik, uyardık. Gelen sağlık müdürleri sağlık sorunlarına değil de başka alanlara merak saldı.

Kimi protokollerle, kimi gösterişle, kimi siyasetle uğraştı.

Sonuç?

Hiçbiri makamında uzun süre tutunamadı.

Çünkü halkın derdiyle ilgilenmediler, koltuğu “makam” sandılar, “sorumluluk” değil.

Ama şimdi tablo değişti.

Antalya İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Behzat Özkan, koltuğa oturduğu günden bu yana taş üstüne taş koydu.

Laf değil, icraat yaptı.

Antalya’nın yıllardır kanayan yarası Atatürk Devlet Hastanesi için öyle bir mücadele verdi ki hem Ankara’da hem Antalya’da sesi yankılandı.

Hatırlayın: O hastane için “AVM olacak” dedikoduları dolaşıyordu.

Kimileri iştahla bekliyordu, “nasılsa kapatılır, orası rant alanına döner” diyorlardı.

Ama öyle olmadı!

Behzat Hoca, konuyu Antalya milletvekilleriyle, Antalya Valisi Hulusi Şahin’le ve en önemlisi Sağlık Bakanı’yla bizzat görüştü.

AVM hayali kuranların umutlarını söndürdü, yeniden hastane projesini devreye soktu, ihalesini açtırdı.

Bu, lafla değil mücadeleyle olur.

Bugün Antalya’daki hastaneler hakkında hâlâ sorunlar var mı?

Elbette var.

Ama dikkat edin:

Eskisi gibi her hafta manşetlere taşınan şikayetler, çalışan isyanları, hasta yakınlarının feryatları azaldı.

Çünkü sistem çalışmaya başladı.

Peki ne oldu da bu kadar emek veren bir müdür birilerini rahatsız etti?

Ne oldu da “fısıltı gazetesi” devreye girdi?

Neden hakkındaki asılsız söylentiler ardı arkası kesilmeden yayılmaya başladı?

Çünkü bazıları rahatsız oldu!

Antalya’da düzeni bozulmuş bazı küçük çıkar çevreleri, disiplinli, dürüst, işini bilen bir yöneticiyle karşılaşınca hemen karalama kampanyasına başladı.

Klavye başına geçen birkaç “sanal kahraman”, iftira atmaktan çekinmedi.

Ne demişler?

“Kedi uzanamadığı ciğere mındar dermiş.”

Aynen öyle!

Şimdi soruyorum:

Bir İl Sağlık Müdürü dışarıda yemek yemiş, kime ne?

Parasını kendi ödüyorsa nerede yemek yediği sizi neden ilgilendiriyor?

Bir profesör, bir yönetici, bir insan yemek yemesin mi?

Yok efendim, silah taşıyormuş!

Taşısın kardeşim!

Bu ülkede emniyete başvuran yasal prosedürü yerine getiren herkes silah ruhsatı alabiliyor.

Üstelik tehdit alan gece gündüz halk sağlığıyla uğraşan bir bürokrat neden kendini korumasın?

Antalya’da ne olaylar yaşandığını kimlerin hedef olduğunu bilmiyor musunuz?

Yok efendim, makam arabasını değiştirmiş!

Eee, değiştirsin!

Bakanlıklarda, belediyelerde, hatta kurum müdürlüklerinde her yıl onlarca araç yenileniyor.

Bir profesör bir bilim insanı, ömrünü tıbbın hizmetine adamış bir insan, kendi güvenliği için araç değiştiriyorsa bunda ne var?

Bu kıskançlık, bu hazımsızlık neden?

Klavye kahramanlarına bir çift sözüm var:

Gerçekten delikanlıysanız, eleştirilerinizi kendi adınızla yazın!

Sahte hesapların arkasına sığınmayın.

Biz gazeteciler kamu yararına yanlış gördüğümüz her şeyi yazarız.

Ama iftira atan gizlenerek karalayan, haksız yere insanlara saldıranlarla aynı kefede olmayız.

Unutmayın, bu şehir lafla değil, emekle güzelleşir.

Prof. Dr. Behzat Özkan, ailesini bile getirmeden bu şehir için çalışmaya başladı.

Sabah akşam projelerle, toplantılarla, denetimlerle uğraşıyor.

Antalya’nın sağlık sisteminde yıllardır kimsenin dokunamadığı taşları yerinden oynatıyor.

Ve şimdi o taşların altında ezilenler rahatsız!

Ama biz halk olarak, gazeteci olarak, gerçekleri yazmaya devam edeceğiz.

Antalya’nın bugün geldiği noktada şunu net söyleyelim:

Yıllardır gelen giden müdürler içinde en çalışkan, en üretken, en çözüm odaklı isim Prof. Dr. Behzat Özkan’dır.

Onu çekemeyenler sadece kendi eksikliğini örtmeye çalışıyor.

Bu şehirde iş yapanı değil, laf yapanı alkışlayan bir kesim var maalesef.

Ama ne olursa olsun, halk gerçeği görüyor.

Ve artık kimin “hizmet ettiğini”, kimin “konuşmakla yetindiğini” çok iyi biliyor.

Antalya’nın sağlık alanında yeniden ayağa kalkmasının adı belli:

Prof. Dr. Behzat Özkan.

Klavye kahramanlarına değil, emeğe, cesarete, dürüstlüğe bakın!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
mühendis
(20.10.2025 12:06 - #341)
Kesinlikle haklısınız. Bu yazı için ayrıca sizi tebrik ederim. Kamu kurumlarında görev yapan idarecilere veya personele yönelik temelsiz söylentiler, hem kişisel onuru hem de kurumsal düzeni zedeler. Özellikle delile dayanmayan, “çamur at izi kalsın” mantığıyla yapılan dedikodular: Makamın saygınlığını ve kamu hizmetinin ciddiyetini sarsar, Kurum içi çalışma barışını bozar, Ve en önemlisi, iftira niteliği taşıdığı takdirde hem etik hem hukuki açıdan ciddi sonuçlar doğurabilir. Sağlık Bakanlığı gibi büyük bir kamu kurumunda, bu tür durumların İç Denetim veya Teftiş Kurulu gibi mekanizmalarca incelenmesi gerekir. Kişiler hakkında herhangi bir iddia varsa, bu iddialar resmî delillerle ve soruşturma usullerine uygun şekilde değerlendirilmelidir. mahalle ağzıyla sosyal medyadan değil.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.